seymanur K
Tue 6 September 2011, 03:57 pm GMT +0200
Mallarla İlgili Hükümler
Yüce Allah mal ve menfaatleri dünya ve ahiret maslahatına götüren vesileler kılmış ve insanları mal mülk sahibi olma konusunda birbirine denk yapmamıştır. Bu durum kendisine az rızık verilen kimseleri imtihan etmek ve zengin kimselerin ağaç dikme, ekin ekme, hasad etme, buğdayı öğütme, ekmek yapma, hamur yoğurma, kumaş dokuma, elbise dikme, ev inşa etme, yük taşıma, ağır yükleri nakletme, malları koruma ve benzeri ihtiyaç duydukları işleri onlara yaptırmalarını sağlamak içindir.
Allah'ın, insanlara olan faydalan sayılmayacak kadar çok olan alışveriş, kira, cuale, vekalet gibi tasarrufları caiz kılması büyük bir lütuftur. Şayet Allah (cc) alışverişi caiz kılmasaydı yiyecek, giyecek, mesken, ekin ekme ve ağaç dikme için arazi, avret mahallini örtecek elbise, Allah'a yaklaştıracak mal edinme gibi hususlarda kulların maslahatları yok olacaktı. Bu tür maslahatların karşılanmasında hibe, vasiyet ve sadakaya itibar olunmaz, çünkü bu tür bağışlar nadiren yapılır.
Aynı şekilde kira akdi caiz kılınmasaydı, ev ve binek hayvanlarından faydalanma, ekme, dikme, sulama, hasad etme, harman yapma, taşıma, öğütme hamur yoğurma, ekmek pişirme vb. işler için adam tutma gibi bir çok maslahat ortadan kalkacaktı. Bu noktada ücretsiz olarak çalışma, menfaatlerin hibe edilmesi gibi durumlara iltifat edilmez. Zira hak sahiplerinin bu tür menfaatleri bağışlaması nadir bir durumdur. Üstelik böyle bir menfaat kendisine verilen kimsenin minnet altında kalma meşakkatine katlanması söz konusu olur. Kira akdi caiz olmasaydı ayrıca hacca gitme, gazaya katılma, yolculuk yapma imkanı da birçok kimse için ortadan kalkacaktı. Ancak binek hayvanı ve gerekli alet ve edavatı olan kimse bu imkana sahip olabilirdi. Ki bu kimsenin ya deve ya da katır binicisi, hayvan bakıcısı, hayvana yüklenecek malları taşıyan, yolda gereken yerde çadır kurabilen birisi olması gerekir.
Kira akdinin caiz olmamasıyla, tedavi olma, hacamat ile kan verme, traş olma, masaj yaptırma, kırık kemiği yerine koydurma imkanları da ortadan kalkardı. Yine arazilerin sınırlarını belirleme imkanı da ortadan kalkardı. Bu durumda kişinin yazıcı, hesap edici, çiftçi, denizci, avcı, odun toplayıcı, boyacı, deri tabaklama ustası, terzi, buğday yetiştirici, ot toplayıcı, gübreci, bina ustası, ok, yay, mızrak yapma ustası, malları için koruyucu ve hamal olması gerekirdi.
Cuale akdi caiz olmasaydı, mal sahiplerinin kaçan köle, at, deve gibi kaybolan mallarının onlara iade edilmesi imkanı ortadan kalkardı. Cuale akdi hem mal sahibi hem de kaybolan malı bulan kimse için bir nimet olarak mubah kılınmıştır.
Vekalet akdi caiz olmasaydı, belli bir tasarrufun nasıl yapılacağını bilmeyen veya tasarruf yapma yetkisi olmayan kimseler için ilgili tasarrufun maslahatını elde etme imkanı olmazdı. Yine vekil olan kimse bunu ücretsiz yapıyorsa sevaba nail olamazdı, ücretle yapıyorsa ücrete hak kazanamazdı.
Allah (cc) meşru kıldığı yolların dışında mal elde edilmesini haram kılmıştır. Daha önce zikrettiğimiz gibi kul haklarının büyük bir bölümü can, namus, mal ve mülklerle ilgilidir. Bunlardan birinin alınması ancak meşru bir hak varsa mümkündür. Ve her birinin hak sahibine bırakılması gerekir. Allah (cc) muhtaç kimselere verilmesi ve böylece zor durumda kalanların sıkıntısının giderilmesi için insanlara verdiği mallarda kendisinin hakkı olduğunu beyan etmiştir. Bunlar zekat, kefaret ve adaklardır. Ayrıca sadaka ver-me, kurban kesme, hediye verme, vasiyette bulunma, vakfetme ve ziyafet vermeyi de mendup kılmıştır.