sidretül münteha
Thu 23 December 2010, 04:52 pm GMT +0200
(207) Malda İsraf
442— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (Sav) şöyle buyurdu:
«— Allah sizin üç şeyinize razı olur ve üç şeyinize razı olmaz. Sizin O'na ibadet edip de kendisine ortak koşmamanıza, topluca Allah'ın dinine sarılmanıza ve Allah'ın işleriniz için idareci tayin ettiği kimselerle iyi idare etmenize razı olur. Sizin dedikodu etmenizi, çok soru sormanızı ve malı israf etmenizi kerih görür, (bu üç şeyden de hoşnud olmaz).»[864]
Allah Tealâ'nın razı olduğu işler yalnız üç şeyden ibaret olmayıp, sayısız denecek kadar fazladır. Ancak bu zikredilen üç şey dinin ve dindeki gayenin esasını teşkil ederler Bunların önemine ve esas oluşlarına binaen açıklanmışlardır.
1— Allah'a ibadet etmek ve ona hiç bir şeyi ortak koşmamak imanın esası ve tevhidin bİnasıdır. Böyle bir inanç olmaksızın yapılan ibadetler makbul olmaz ve iman da sahih olmaz.
2— Topluca Allah'ın dinine sarılmak, dinin yaşamasını sağlamak ve saadet nimetlerinden faydalanmak nimetini kazandırır. Allah'ın emirleri ve nizamı, ancak toplu olarak dînine bağlanmak ve ona sarılmak sureti ile uygulanır. Bu birlik ve beraberlik kurulmadıkça İslâm dini yaşamış olmaz ve müslümanlar da ondan faydalanamaz.
3— Müslümanların işlerini görmek ve onları idare etmek için Allah Tealâ'nın başa geçirdiği âmirlere ve idarecilere itaat etmek ve onlara yardımcı olup İyi geçinmek, devlet idaresinin ve millet asayişinin en önemli rüknüdür. İdareciler İslâm dininden çıkmadıkça ve Allah'ın emirleri dışına taşmadıkça, onlara itaat etmek şarttır. Bu yapılmadığı takdirde, o memlekette anarşi ve isyanlar daima mevcut olur. Huzur ve güven kalkarak onun yerini dehşet ve vahşet kaplar. İnsanca yaşama, hayvani yaşama haline döner. Onun İcin müslümnlarin, müslüman idarecilerine bağlanıp onlara itaat etmeleri, Allah'ın emrettiği büyük bir vazifedir.
Allah'ın razı olmadığı ve kerih gördüğü şeyler de çoktur. Bununla beraber, önemlerine binaen hadîs-i şerifte üç şey olarak gösterilmişlerdir:
1— Dedi-kodu, Allah'ın razı olmadığı şeylerden biridir. Müslümanları birbirine düşürmeye ve kardeşlik bağlarını koparmaya sebep olan en korkunç bir hastalıktır. Cemiyeti kemirir ve ferdleri birbirine düşürerek yıkar. Manen yıkılan cemiyette de din kalmaz.
2— Lüzum olmaksızın fazla soru sorup irdelemek yine zararlı bir hastalıktır. İnsanı şüpheye ve şüphe de imansızlığa götürür. Boşuna zaman kaybettirir, münakaşa ve mücadelelere yol açar. Bunların sonucu da ayrılıklara, ihtilâflara varır.
3— Malı israf etmek, zayi etmek yine yıkıcı bir davranıştır. Bir milletin ayakta durması için iki unsura ihtiyacı vardır. Bunlardan bîri manevîdir, diğeri de maddîdir. Manevî olan, sahih imanın getireceği güzel ahlâktır. Maddî unsur ise, malî kuvvettir. Malî ve iktisadî güce ulaşabilmek için israf kapılarını kapamak şarttır. Malı zayi etmeksizin tasarruf edenler, iktisadî güce sahip olurlar. Bu güce sahip olanlar da esaretten ve kölelikten, sömürülmekten kurtulurlar. İsrafa ve rasgele harcamalara gidildiği zaman da borç altına girilir. Borçlanan milletler de, alacaklı devletlere karşı iktisaden ve kültür yönünden esir olurlar, benliklerini kaybederler.[865]
443— (103-s.) îbni Abbas, Aziz ve Yüce olan Allah'ın: «— Her neyi hayra harcarsanız, Allah onun arkasından karşılığını (mükâfatını) verir; O rızık verenlerin en hayırlısıdır.» âyet-i kerîmesin-deki harcamayı, israf etmeksizin ve büsbütün kacmaksızin diye tefsir etmiştir. (Sebe'e Sûresi, Âyet: 39)[866]
Yemede ve giymede, ev ihtiyaçlarında ve bütün harcamalarda ihtiyaç miktarını aşmayacak şekilde malı ve parayı kullanmak mubahtir. Zaruret ve İhtiyaç miktarından fazla olarak lükse, tezyinata ve gösterişe kaçmak israftır. Böyle harcamalar yasak kısmına girerler.
Hayır yollarına yapılan harcamalar ne kadar fazla olursa olsun, israf sayılmaz; ancak kenefi ihtiyacını karşılayacak kadar mal ayırmak ve bulundurmak İcab eder, başkasına ihtiyaç duyulmasın diye...
Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
«— Elini boynuna bağlı kılma (cimir olma) ve büsbütün de onu açıp israf etme ki, sonra kınanmış olursun, eli boş açıkta kalırsın.» (İsra Sûresi, Âyet: 22)[867]
[864] Müslim: (30) Kİtabü'l-Akziye, Hadîs No: 10. Fadîu'llah: Cild : 1, Sayfa : 531, 532.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 1/452-453.
[865] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 1/453-454.
[866] îbni Abbas'dSLn rivayet edilen bu haber için başka kaynak bulunamamıştır.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 1/454.
[867] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 1/454-455.