sumeyye
Tue 31 July 2012, 02:00 pm GMT +0200
B. Mahlûfun Aleyhle İlgili Şartlar:
a) Yemin Anında Varlığının Düşünülebilmesi:
(a) Hanefî Mezhebine (Ebu Hanife, Muhammed eş-Şeybanî ve Züfer'e) göre, yemin ânında mahlûfun aleyhin hakikaten varlığının düşünülebilmesi gerekir. Bu, aynı zamanda istikbale ait yeminin in'ikad ve devam şartıdır. Ebu Yusuf’a göre, böyle bir şart aranmaz, şart olan yeminin istikbale ait olmasıdır. Mahlufun aleyhin varlığının âdeten düşünülebilmesi Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve eş-Şeybanî'ye göre şart olmayıp, Züfer'e göre şarttır.
Yeminin in'ikadından sonra, mahlûfun aleyhin ortadan kalkması halinde, onun muvakkat veya mutlak olması ile ispat veya nefy için olması gözönünde bulundurulur:
(1) Mutlak Mahlûfun Aleyh:
(a) İspat için Olması:
Mahlûfun aleyh mutlak olur ve ispat içinse -msl. “vallahi bu ekmeği yiyeceğim” şeklinde- hâlif ve mahlûfun aleyh bulundukça, hânis olunmaz, ikisinden biri yok olunca, hânis olunur, bu son durumda mahlûfun aleyhin ortadan kalkması ânında, hâniste ise hayatının son parçasında hıns gerçekleşir.
(b) Nefy İçin Olması:
Msl. “vallahi şu ekmeği yemeyeceğim, bu kaptaki suyu içmeyeceğim” şeklinde, yapmamak için edilen yeminlerde su veya ekmekten biri ortadan kalkmadıkça hânis olunmaz.