Hadice
Sun 29 May 2011, 01:47 pm GMT +0200
Mağarada Meydana Gelen Olaylar
318) Ebu Bekr, Enes'e şunu anlattı: Mağaradayken Rasulullah'a:
- Onlardan birisi, ayaklarına bakacak olsa mutlaka bizi görecek, dedim.
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.):
- "Ebu Bekr! Üçüncüsü Allah plan iki kişiyi sen ne zannediyorsun" buyurdu. [4]
319) Enes anlattı: Mağaraya vardıkları gece, Ebu Bekr:
-Ya Rasulellah! Bırak, ben senden önce gireyim. Orada (birşey} varsa, senden önce bana gelsin, dedi. Rasulullah (s.a.v.):
-"Gir bakalım" dedi.
Ebu Bekr mağaraya girdi. Eliyle yoklamağa başladı. Bir delik olduğunu farkedince, elbisesini yırtıp deliği tıkadı. Bunu o kıyafetin ta-mamıyle yapmıştı. Bir delik (yılan deliği) kalınca oraya da Ökçesini koymuştu.
Daha sonra Rasulullah (s.a.v.) mağaraya inmişti. Sabah olunca, Rasulullah' (s.a.v.) ona:
- "Ebu Bekr! Elbisen nerede?" dedi.
Ebu Bekr yaptığım ona anlattı. Peygamber (s.a.v.) ellerini kaldırıp:
- "Allah'ım! Kıyamet gününde, Ebu Bekr'i benim yanımda benim derecemde yap" dedi. Allah Teala ona: Senin duanı kabul ettim, diye vahyetti. [5]
320) Ömer Îbnu'l-Hattab'm şöyle dediği rivayet edilmiştir:
-Vallahi, Ebu Bekr'in o gece ve o günü Ömer'in âl'inden (Ömer'in bütün ailesinden) daha hayırlıdır.
Sana, onun o gece ve gününü anlatmamı ister misin? Ben de:
- Müminlerin emiri! Bana anlat, dedim. Ömer:
- Gecesi şudur: Rasulullah (s.a.v.) Mekke halkından gizli olarak çıktığında gece gitti. Ebu Bekr de ona uydu. O, bazen Rasulullah'm ö-nünde bazan arkasında, bazan sağında, bazan da solunda yürüyordu. Rasulullah (s.a.v.) ona:
- "Ebu Bekr! Bu ne hal böyle? Bu hareketinin ne demek olduğunu anlayamıyorum" dedi. Ebu Bekr:
- Ya Rasulellah! Gözetlendiğini hatırlıyorum. Önünde yürüyorum. Arandığını hatırladıkça da arkanda yürüyorum. Sağından ve solundan gelecekleri düşünüyorum da bir türlü sana zarar gelmeyeceğinden emin olamıyorum, dedi.
Rasulullah (s.a.v.) o geĞe parmaklarının ucuna basarak yürümüş ve sonunda ayakları ağrımıştı. Ebu Bekr, Rasulullah'm ayaklarının rahatsızlandığını görünce onu sırtına aldı. Taşımakta güçlük çekti ama mağaraya kadar götürdü ve orada sırtından indirdi. Ebu Bekr:
- Seni hak dinle gönderen Allah'a yemin olsun! Oraya ben girmeden sen girmemelisin. Eğer orada birşey (zarar, musibet) varsa, senden önce bana gelsin, dedi ve önce o girdi. Hiçbir şey göremeyince, Rasulul-lah'ı taşıyıp oraya soktu.
Mağarada içinde çeşitli yılanların bulunduğu delikler vardı. Ebu Bekr, o deliklerden bir yılanın çıkıp da Rasulullah'a zarar vermesinden korktu. Deliklerden birine ayağını tıkadı. Yılanlar ona dokunmağa ve onu sokmağa başladılar. Ebu Bekr'den yaşlar akarken, Rasulullah da:
- "Ebu Bekr! Üzülme, Allah bizimledir" diyordu.
Allah Ebu Bekr'e sükunetini ye metanetini indirdi. İşte bu, onun gecesidir. [6]
321) El-Vakidî, şeyhlerinden anlattı: Kureyşliler, Rasulullah'ı çok sıkı bir şekilde aradıktan sonra mağaranın kapısına geldiler ve:
-Üzerinde, Muhammed'in doğumundan öncesine ait bir örümcek (ağı) var, deyip çekti gittiler.
322) Esma Bint Ebi Bekr anlattı:
Biz durumu (Rasulullah'la "Ebu Bekr'in nerede olduklarını) bilmiyorduk. Derken, Mekke'nin aşağısından Araplar gibi şarkı söyleyen bir cin geldi. Halk onun peşine düşmüştü. Sesini duyuyorlar ama kendini göremiyorlardı. Sonunda şiiri söyleyerek Mekke'nin yukarısından çıkıp gitti:
İnsanların Rabbi olan Allah, Ummu Ma'bed'in çadırlarında kalan iki arkadaşa en iyi karşılığı vermiştir.
İnşaallah bu kıssa yakında anlatılacak. [7]
[4] Buharı, kitabu fezaili's-sahabe, kitabu menakıbi'l-ensar, 45; Tirmizî, Sünen, kİ-tabu't-teîsir, tefsıru sureti't-tevbe, hadis no: 3096; İmam Ahmed, Musned, 1/4. Yine Müslim, Sahih, -bazı lafız farklılıklarıyla- kitabu fedaili's-sahabe, babu min fedaü-i Ebi Bekr; Beyhakî, Delailu'n-Nubuvve, 2/470, 471; İbn Sa'd, Tabakatu'l-Kubra, 3/123; İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, 3/182; İbn Ebi Asım, Sunne, 2/576; İbn Ebi Şeybe, Musannef, 12/7
[5] Ebu Nuaym, Hılyetul-Evlİya, 1/33; Zebîdî, İthafu's-Sadeti'l-Muttekîn, 7/68; Su-yutî, Durru'l-Mensur, 3/242; Camiu'l-Kebİr, 9938; el-Hindî, Kenzu'l-Ummal, 32625.
[6] Beyhaki, Delailu'n-Nubuvve, 2/476,477; Zebîdî, İthafu's-Sadeti'l-Muttekîn, 7/67; Suyutî, Durru'l-Mensur, 2/241; el-Hındî, Kenzu'l-Ummal, 35615
[7] Abdurrahman İbnü’l-Cevzi, Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı, Uysal Kitabevi: 211-212.