- Lügat ve nahivde hadîsle ihticâc

Adsense kodları


Lügat ve nahivde hadîsle ihticâc

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Fri 10 June 2011, 02:52 pm GMT +0200
Lügat ve Nahivde Hadîsle İhticâc:


Siz, bütün bunlardan sonra, eski nahivcileiin çoğunun hadîsle ihticâcı terkederek şiirle ihticâc etmelerine şaşmaz mısınız? Dağ gibi ağaçları bırakıp çalı-çırpiya sarılmaları sizi dehşete düşürmüyor mu?

Eskilerin haberlerini rivayet edenlerin yalancı veya uydurmacı (vazzâ) olduklarını söylemiyoruz; hatta şiir rivayetinde, onların hep­sinin müsâmahakâı olduklarını da söylemiyoruz; aksine ellerinden geldiği kadar bütün rivayetlerinde doğru, temkinli ve ihtiyatlı olmaya çalıştıklarını zannediyoruz. Ne var ki, Müsned'i irsal etmek, Mür-sel'i isnâd etmek, Mevzûl'ü maktu yapmak, Maktû'u mevsûl yapmak, bir rivayeti diğerlerine idhâi etmek gibi mevzularda hadîseilerin gös­terdiği dikkat ve sağlamlığa onlar sahip değildiler. Onlar her hâl-u kârda mâzûr idiler. Şüphesiz onların bu mazeretleri bir çoğunun edebiyat haberlerini, nahiv ve lügat şevâhidini, câhilliyye devrini görmeyen kimselerden almış olmaları sebebiyledir, Şu hâle göre bâzı isnâd halkalarının düşmüş olmasında onların bir sû-i taksirleri yoktur.

Bu halkalar düşünce, geniş mesafeleri kapatmak, boşlukları doldur­mak için, inkıta ortadan kalkana kadar bir şahsın yerine mu'âsırı olan birini koyarak ve isnâd silsilesini tamir ederek tesviye tedlîsi[1111] yapmakta da bir beis yoktur. Bununla beraber, şiir rivayet eden kim­selerin yalancı ve gevşek olduklarını, bu tamir ve tedlîsi kasden yap­tıklarını söylemiyoruz. Şüphe yok ki onlar, hadîseilerin tesirinde çok kalmışlardır. Şiir râvîlerinin, hadîs ıstılahlarının tesirinde kaldığını gösteren en açık delîl, hadîs rivayetinden kaçmaları, muhaddislerin merhamet nedir bilmeyen terbiyeci sopalarından ve bu sopanın son derece sağlam ve insaftı dikkatli davranmaya mecbur eden karaltı­sından koıkmalarıdır. Bu öyle bir müeyyidedir ki, bütün talebelerinin, gerek dünyâ ve gerekse din işlerine dâir rivayet ettikleri her şeyde en doğru konuşan, alnı en açık ve sözü en samimî birer insan olmala­rını ister.

İlk nahivcilerin durumuna hayret etmemek kabil değildir. Çe­şitli bâblar ve fasıllar hâlinde tertîb ettikleri kaidelere misâl arayıp durdukları hâlde, Rasüluilah (s.a.v.)'ın hadîslerine müracaat etme­meye gönülleri nasıl razı oldu! Halbuki onlar, muhaddislerin gerek şifahen ve gerekse isnâd yoluyle rivayet edilen haberler için ileri sürdükleri şartların en doğru nakilleri ve en sağlam sözleri temîn etti­ğini de bilirler!

Mucâsır bazı araştırıcılar bu acâip durumu mükemmel bir tarzda şu şekilde açıklamaktadırlar:

"Eski lûgatçiler ve nahivciler bilhassa şiir râvîlerinin naklettiği küitüre olanca gayretleri ile yöneldikleri için, hadîs rivayet ve dirâyetiyle meşgul olacak imkânları kalmadı. Bu sebeple, hadîsle ihticâc meselesi de istendiği gibi olmadı. Nahivciler, hadîsle ihticâc edeme­melerinin sebeplerini zikrederken öyle gerekçeler ileri sürmüşlerdir ki, bütün bunlar, şiir ve nesirle yaptıkları ihticâctan daha kuvvetli ve sağlam olmuştur.[1112]



[1111] Müdelles hadîs bahsine bakarak tesviye tedlîsi kısmını bilhassa okuyunuz,

[1112] Sa'îd el-Efgânî, Usûlü'n-nahv, s. 41.