sumeyye
Thu 14 January 2010, 11:18 pm GMT +0200
Lût Kavminin Helak Edilişi:
Lût kavminin kötü tutum ve davranışları ve helak edilişleri, Kurân-ı kerimde şöy le açıklanır:
"Ona (Lût´a) şu (kesin) emri Vahy ettik:
Sabaha çıkarlarken, onların, arkası, muhakkak, kesilmiş olacaktır! [119]
"Lût kavmi, (kendilerini azabla) korkutan (emir)leri, yalan saydılar. [120]
"And olsun ki: (Lût), onlara (kendilerini) azabla yakalayacağımızı da, haber vermişti.
Fakat, onlar, bu korkutmaları, şüphe ile yalanladılar. [121]
"Hayatına yemin ederim ki: onlar, sarhoşlukları (azgınlıkları) içinde, muhakkak, serseri bir halde idiler.[122]
"And olsun ki: onlar, konuklarına (bile) kötülük yapmayı kast etmişlerdi.
Biz de, gözlerini, silme kör ediverdik!
İşte, azabımızı ve tehdidlerimizi (n akıbetini) tadınız!" (dedik) [123]
"And olsun ki: onlara, bir sabah (yakalarını) asla bırakmayacak olan bir azab baskın yaptı.
İşte, (dedik) tadınız benim azabımı ve tehdidlerimin akıbetini!" [124]
"Onları, Işrak vaktine girdikleri sırada, o (korkunç) sayha (çığlık), birden yakala-yıverdi!
Hemen (şehirlerinin) üstünü, altına getirdik!
Tepelerine de, balçıktan pişirilmiş bir taş (yağmuru) yağdırdık! "[125]
Vaktâ ki, azab emrimiz geldi. (O memleketin) üstünü, altına getirdik! Tepelerine de, balçıktan pişirilmiş, istiflenmiş taşlar yağdırdık ki, onlar, Rabb´inin katında hep damgalanmış/ardı. Onlar, zâlimlerden uzak değildir." [126]
"Onların üzerine, bir (azab) yağmuru yağdırdık.
İşte, bak! Günahkârların sonu, nice olmuştur! [127]
"Allah, küfredenlere Nuh´un karısı ile Lût´un karısını misal olarak gösterdi:
Onlar, kullarımızdan iki iyi kulun (nikâhı) altında idiler.
Böyle iken, hainlik ettiler de (o iki zevç) onları, Allah´ın azabından hiç bir şeyle kurtaramadılar. Onlara (o iki kadına): "Ateşe girenlerle birlikte siz de, giriniz!" denildi. [128]
"O (şehrin harabeleri [129] gerçekten, (herkesin görebileceği işlek) bir yol üstün de (hâlâ) durucudur!"
"Bunda, iman edenler için, muhakkak, bir ibret vardır. "[130]
"And olsun ki: aklını, kullanacak bir kavim için, biz, oradan, apaçık bir nişâne(´ bırakmışız. [131]
[119] Hıcr: 66.
[120] Kamer: 33.
[121] Kamer: 36.
[122] Hıcr: 72.
[123] Kamer: 37.
[124] Kamer: 39.
[125] Hıcr: 73-74.
[126] Hûd: 82-83.
[127] Ârâf: 84.
[128] Tahrim: 10.
[129] Mes´ûdîye göre: Hicretin 332. yılında Lut kavminin yurdu, harap bir halde mevcud olup oralarda hiç bir kimse bulunmamakta, yerlerde de, damgalanmış, siyah, parlak taşlar görülmekte idi. (Mes´ûdî-Murucuzzeheb c.1,s.46).
[130] Hıcr: 76-77.
[131] Ankebût: 35.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/256-257.