- Leyla dan Mevlaya Yol Vardır

Adsense kodları


Leyla dan Mevlaya Yol Vardır

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ezelinur
Wed 29 September 2010, 08:56 am GMT +0200
Leyla’dan Mevlaya Yol Vardır

Sevgili Dost,

Mektubunu aldım ve işte okuyorum:

Can dost,

Mektubunda Dar kapıyı zorladığını gördüm. Yoldaşlığın için teşekkür ederim.
 
Hatırlarsan, Dar Kapı’da iki sevgili vardı. Alissa ve Jerome aynı yolun yolcusu olmaya kararlı idiler. Ama Alissa sonradan Jerome’u sevmesinin Allah’ı sevmesine mani olacağını düşünecekti. Birbirlerinin bir diğerine O’na giden yolda tuzak olacağı kanaatindeydi  Alissa.  Jerome, Alissa’ya takılıp , Allah’ı unutabilir veya Alissa, Jerome’yi geçemeyip Mevla’dan olabilirdi . Her birisi yekdiğerine Leyla olabilir, onun kalbindeki sevgi’ye gölge düşürebilirdi. Yani, mahlukatta takılıp Halık’a yüz çevirmek korkusu…

Bence Alissa hem haklıydı, hem haksızdı. Haklıydı , çünkü ‘’bir kalbe iki sevgi aynı anda sığmaz’’ diye düşünüyordu. Yani ya mahlukat sevilirdi, ya Allah. Ya Leyla , ya Mevla diyordu haliyle. Peki , hem mahlukat, hem Halık sevilemez miydi ? Doğrusu , mahlukata kendi adına bakılırsa, cevap hayırdı.

Ama mahlukata bir de Halık adına bakmak var değil mi? Tercihlerimiz Ya Leyla, ya Mevla keskinliğinde değil çok şükür. Leyla’yı Mevla adına sevmek diye bir kapı daha var. Çünkü, Mevla bize kendini Leylalarla tanıttırıyor, bizi onlarla sevindiriyor, kendini Leyla ile sevdiriyor. İşte sevgili Alissa’nın haksızlığı da bu kapıyı çalmamasıyla başlıyor. O’na giderken mahlukatı terk etmek yerine, mahlukatı o’na yol etmek de vardı oysa.

Dediğin gibi, dostum, her şey, nihayet gelip’harfte’  düğümleniyor. Alissa’ya bu harfi öğretselerdi, herhalde ona kırk yıl köle olurdu. Harfi hem okumalı, hem okumamalı. Harfi hem görmeli hem görmemeli insan. Okumalı çünkü onsuz kelime tam olmuyor. Okumamalı, çünkü kelime ondan ibaret değil. Harfi görmeli çünkü isme giden yol onun üzerinden geçiyor. Görmemeli, çünkü ona bakıp kalan isme geçemez. Netice, harfe işaret ettiğ isim adına bakılmalı. Mahlukata Halık’a işaret eden deliller olarak bakmalı. Leyla’yı Mevla’nın sevgisinin elçisi olarak görmeli. Elçiyi padişah yerine koymamalı,doğru. Ama elindeki mektubu da okumadan etmemeli. Çünkü mektup Padişahındır.

‘‘Ey kendisinden başkasını sevmeme razı olmayan Rabbim’’ diyordu çaresiz Alissa. Her şeyimi elimden aldığın gibi kalbimide al.’’ Ne kadar haklı değil mi? Ayine-i Samed olan kalbinin başka mahbublara peşkeş edilmeyeceğini kavramış, masum bir insanın duası bu. ‘‘İşte kalbimi taşıyamıyorum, onu benden al’’ der gibiydi. Onun adına olmayan sevgiler, kalbi kanatıyordu. Yalnızlıklara, Firkatlere savuruyordu. Çünkü , husülü anında zevali başlar her şeyin Her vuslat gerçekte bir firkat habercisidir. Kemal zevalle ikiz kardeştir. Her sevda bir veda.. Kalbi olan hangi insan dayanır buna..
 
Alissa, ne kalpsiz yaşamaya razı, nede kalbini öldürmeye. O fetret insanıydı ve kalbiyle ölmek istiyordu: ‘’ Senden başka bir şey görmeyeceğim bir yere al beni, Rabbim!’’ Zihnim bu günlerde  bu saf, duru sevecen cennet tarifiyle meşgul. O böylece ölümü istedi. Ve Rabbi ona ölümü verdi. Bense, bir Kur’an talebesi olarak, yaşamayı istiyorum.’’ Ölüm dediğin nedir ki Rabbim; ‘Senin için yaşamayı bile göze aldım’ diyerek. senden başka bir şey göstermeyen bir yerde yaşat beni, Rabbim!’’ diye dua ederek.

Alissa’nın hatası muhtaciyet halini aşmaya çalışmasıydı. Jerome’u sevmeye muhtaçtı . Allah’ı sevmeye de muhtaçtı çare bu ihtiyaçlardan birini inkar etmek değil , ikisini de görüp , ihtiyacı verene iltica etmekti. Jerome’a muhtaç olan Jerome’u Jerome’dan değil , Jerome’un Sahibinden istemeli. İnsan sevmeyi de ister , sevilmeyi de . Sevmeye de muhtacız , sevilme yede. O halde , bu ihtiyacımızı görüp bize niye verildiğini düşünmeli, bizi nereye götüreceğini fark etmeliyiz. Sevdiklerimiz var , Doğru. Sevenlerimiz var, doğru. O halde , yola buradan yürümeye başlamalı.

İşte can dost, kalbimizi keşfettik. O bize kalbimizi verdi. Kalbimizi öldürmek yerine , kalbimizi O’na yol eyleyelim diye. Kalbimizi adımlayan bir yolcu olmalıyız, dost. Ve  kalbimiz önde , mahlukat boyu yürümeli yürümeliyiz. Her birinin  alnına bir Leyla sevgisi kondurabilmeli, ve o Leyla’yı Mevla’nın elçisi , kapıcısı, tablacısı eylemeli. Güle aşık olmalı, ta ki gülü onun ismini harfi eyleyelim.

Hasılı, Allah’ı sevmemiz mahlukatsız olmamalı, mahlukatı sevmemiz Allah’sız olmamalı. Elçi Padişah değildir. Ama Padişah’tan haber getirir.

Sevgiyle kalasın.


Senai Demirci