- Âlem-i İslâmiyet ve hakikatli insaniyet

Adsense kodları


Âlem-i İslâmiyet ve hakikatli insaniyet

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Fri 6 January 2012, 03:19 pm GMT +0200
Âlem-i İslâmiyet ve hakikatli insaniyet    
   
Cennetin bir tarlası ve deposu, bu âlemdeki hüsünleri ve hasenatları ve nurları mahsül veren âlem-i
İslâmiyet ve hakikatli insaniyettir.

Dokuzuncu Kelime:

“Biyedihi’l-hayr” 1dır. Bundaki hüccete gayet kısa bir işaret şudur:
Görüyoruz ki; bu kâinatta her daire, her nev, her tabaka, hatta her fert, her âzâ, hatta her bedendeki her bir hüceyrenin ihtiyat rızkını taşıyan bir mahzeni, bir deposu ve levâzımatını yetiştiren, muhafaza eden bir tarlası ve hazinesi var ki, gayet intizam ve mizan ile ve nihayetsiz hikmet ve inayet ile vakti vaktine—muhtacın iktidar ve ihtiyarı haricinde—bir Dest-i Gaybî tarafından o muhtacın eline veriliyor. Meselâ, dağlar zîhayata ve insana lâzım olan bütün madenleri, ilâçları ve hayata lâzım şeyleri taşıyor ve birinin emriyle ve tedbiriyle gayet mükemmel bir hazine, bir anbar olduğu gibi; zemin dahi, bütün o zîhayatın erzaklarını bir Rezzak-ı Hakîm’in kuvvetiyle yetiştiren kemal-i mizan ve intizamla bir tarla, bir harman, bir matbahtır.
Hatta her insanın ve cismindeki her bir uzvun bir deposu ve mahzeni, hatta bir hüceyrenin dahi bir ihtiyat mahzenciği bulunması gibi; git gide, ta dâr-ı ahiretin bir mahzeni dünyadır. Ve Cennetin bir tarlası ve deposu, bu âlemdeki hüsünleri ve hasenatları ve nurları mahsül veren âlem-i İslâmiyet ve hakikatli insaniyet; ve Cehennemin bir anbarı ise, şerleri ve çirkinleri ve küfürleri mahsül veren ve şer olan ademden gelen ve hayr olan vücud âlemlerini telvis eden pis maddeler, taifeler; ve yıldızların hararet mahzeni Cehennem; ve nurlar hazinesi bir Cennettir ki; “Biyedihi’l-hayr” kelimesi, bütün o hadsiz hazinelere işaretle, pek parlak bir hücreti gösteriyor.
Evet, bu kelime ile ve “Biyedihî makàlîdu külli şey’” cümlesiyle yani, “Herşeyin anahtarı Onun elindedir”, nihayetsiz geniş ve hadsiz, harikalı bir hüccet-i Rububiyet ve Vahdet, bütün bütün kör olmayana gösterir.
Meselâ, hadsiz o hazine ve anbarlardan yalnız buna bak ki: Herbiri bir koca ağacın veya bir parlak çiçeğin cihazatını ve mukadderatını, programını taşıyan küçücük mahzencikler olan çekirdekler ve tohumların anahtarları elinde bulunan bir Mutasarrıf-ı Hakîm, bir çekirdeğin kapıcığını “Uyan!” emriyle ve irade anahtarıyla tam mizan-ı nizamla açtığı gibi; zemin hazinesini dahi yağmur anahtarıyla açarak, mahzencikleri ve nebatatın nutfeleri olan bütün habbeleri ve hayvanatın menşeleri ve kuşların ve sineklerin su ve havadan nutfeleri olan bütün inkişaf emrini alan katreler mahzenciklerini beraber, hatasız açtığı vakitte, kâinatta küllî ve cüz’î, maddî ve manevî bütün hazine ve depoları hikmet ve irade ve rahmet ve meşîet eliyle herbirine mahsus bir anahtarla açtığını bilmek ve görmek istersen, senin bir nevî mahzenciklerin olan kendi kalbine ve dimağına ve cesedine ve midene ve bahçene ve zeminin çiçeği olan bahara ve ondaki çiçeklere ve meyvelere bak ki; kemal-i nizam ve mizan ve rahmet ve hikmetle bir Dest-i Gaybî tarafından emr-i “Kün feyekûn” 2 tezgâhından gelen ayrı ayrı anahtarlarla açıyor; bir dirhem kadar bir kutucuktan bir batman, belki bazan yüz batman taamları kemal-i intizam ile çıkarıyor, zîhayatlara ziyafet veriyor.
Acaba böyle muntazam, âlîmane, basirane nihayetsiz bir fiile ve tesadüfsüz tam hikmetli bir san’ata ve yanlışsız tam mizanlı bir tasarrufa ve zulümsüz tam adaletli bir Rububiyete hiç mümkün müdür ki, kör kuvvet, sağır tabiat, serseri tesadüf, camid, cahil, aciz esbab müdahele edebilsin ve bütün eşyayı birden görüp ve beraber idare edemeyen ve zerratla seyyarat yıldızları emrinde bulunmayan bir mevcud, her cihetle hikmetli, mu’cizeli, mizanlı tasarrufa ve idareye karışabilsin?
İşte, her hayır elinde, herşeyin anahtarı yanında bulunan böyle bir Mutasarrıf-ı Rahîm’i, bir Rabb-i Hakîm’i tanımayan ve inkâra sapana, elbette, “Neredeyse öfkeden parçalanacak!” (Mülk Sûresi: 8.) âyetinin dediği gibi, Cehennem ona kızıyor ve kızışıyor ve “Hadsiz azabıma müstehaktır; merhamete hiç lâyık değildir” diye, lisan-ı hâl ile der.

Dipnotlar:
1- Her hayır Onun elindedir; yapılan her hayrı da kaydeder ve karşılığını verir.
2- “Ol!” der, oluverir. (Yasin Sûresi: 82.)

Şuâlar, 15. Şuâ, 1. Makam, (yeni tanzim) s. 942