Hadice
Sat 22 January 2011, 11:32 pm GMT +0200
KUVVET
İnsanın hayatta birçok arzuları ve uzak yakın bir sürü hedefi vardır. Fakat bunlara götüren yol uzun ve dikenlidir; inişli yokuşludur; engellidir. Bu engellerin bazısı tabiattan ve Allah’ın koyduğu kanundan, bazısı da bizzat insanın kendisinden gelmektedir. demek ki bu engelleri yenmesi ve arzu ve hedeflerini gerçekleşmesi için insanın bitmez tükenmez bir çaba içinde ve sürekli bir iş peşinde olması normaldır.
İnsan; belini dayayacak, elinden tutacak, engelleri aşırtacak, zorlukları yenecek ve yolunu aydınlatacak bir kuvvete ne kadar muhtaçtır.
İşte aranan bu kuvvet ancak itikadda ve Allah’a imanda bulunur.
Allah’a imandır o, bize kuvvet ruhu ve ruh kuvveti veren. Mü’min Allah’ın lütfundan başka bir şey istemez, Allah’ın azabından başka bir şeyden korkmaz ve Allah varken hiç bir şeye aldırış etmez. Mü’min kuvvetlidir, ister ki elinde silahı olmasın; zengindir, ister ki kasaları para ile dolup taşmasın; itibarlıdır, ister ki adamı olmasın; sabittir, ister ki hayat gemisi sarsılsın ve her taraftan dalgaların hücumuna maruz kalsın.
Mü’min, imanı sayesinde denizden de, dalgadan da, rüzgardan da kuvvetlidir. Hadis-i fierifte şöyle deniyor:
“Eğer Allah’ı hakkı ile tanısa idiniz, dua ettiğiniz zaman dağ yerinden oynardı”.
Ferdin bu şekilde kuvvetli oluşu, aynı zamanda cemiyet için de bir güç kaynağıdır. Eğer güçlü ve sabit bireyleri varsa o toplum ne mutludur. Ne mutsuzdur o cemiyet ki, fertleri zayıf ve güçsüzdür; ne bir dosta yardım edebilir, ne bir düşman korkutabilirler. Cemiyetin kalkınmasın sağlayamaz ve sancağı dikemezler.