- Küsûf vakti kabir azabından Allah'a sığınmak

Adsense kodları


Küsûf vakti kabir azabından Allah'a sığınmak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Wed 15 December 2010, 02:20 pm GMT +0200
Bâb: Küsûf Vakti Kabir Azabından Allah'a Sığınmak

 

126- Abdullah b. Mesleme bize Mâlik'ten, o Yahya b. Saîd'den naklederek dedi ki; Amre bn. Abdurrahman Allah Resûlü'nün (sav) hanımı Âişe'den (r.anhâ) şöyle nakletti:

Yahudî bir kadın kendisinden dilenmek için gelmiş: "Allah seni kabir azabından korusun" demiş, bunun üzerine Âişe (r.anhâ) Allah Resû-lü'ne (sav) "İnsanlara kabirlerinde azap olunur mu?" diye sormuştu.

Allah Resulü (say) kabir azabından Allah'a sığınan sözler söyledi. Resûlüllah (sav) sabahleyin bir bineğe bindi, arkasından güneş tutuldu ve kuşluk vakti geri döndü. Sonra Resûlüllah (sav) hanımlarının odaları arasında dolandı ve ardından namaza durdu. Halk da arkasında nama­za durdu. Namazda uzun bir kıyam yaptı, sonra uzun bir rükû yaptı, sonra rükûdan başım kaldırdı, uzun bir süre kıyamda durdu. Bu kıya­mı, birinci kıyamdan daha kısaydı. Arkasından başını kaldırdı ve secdeye gitti. Sonra yine uzun bir kıyam yaptı. Bu da birinci kıyamdan daha kısaydı. Sonra tekrar uzunca bir rükûda bulundu. Bu da birinci rükûdan daha kısaydı. Ardından başım kaldırıp secdeye gitti ve namaz­dan çıktı. Allah'ın konuşmasını dilediği kadar konuştu, sonra da kabir azabından -Allah'a- sığınmalarını emretti.[30]

 
Şerh

 
"Odaları arasında" ifadesinde geçen "Zahrâniy" kelimesinin zâid olduğu söylenmiştir.

Allah'ın konuşmasını dilediği kadar konuştu" ifadesinde murat edilen, hutbe irad etmesi, namazı, sadaka vermeyi ve zikri emretmesidir.

 
Hüküm

 
Gerek küsûf vaktinde gerekse sair vakitlerde kabir azabından Allah'a sığınmak müstehap bir davranıştır. Nitekim Allah Resulü (sav) de bu hadis-i şerifte, Müslümanlara kabir azabından Allah'a sığınmalarını emretmiştir.

 
Ders

 
Ölüm sonrası hayat, insanlarda her zaman merak uyandırmıştır. Bu bağlamda ilk Müslümanların fazla bilgili olmadıkları bu hadis-i şeriften daha iyi anlaşılmaktadır. Hz. Âişe validemizin (r.anhâ) Yahudi kadının kabir azabıy ilgili söylediklerini inkâr etmesi, ardından Allah Resûlü'nün (sav) bunu tasdik etmesi, bunu teyit etmektedir. Ölüm sonrası hayatla ilgili bilgiler, ancak Kur'ân-ı Kerim'in açık nasları ve Allah Resûlü'nün (sav) sahih sünne-tiyle bilinebilecek hususlardır. O'nun, küsûf hutbesinin son bölümünde kabir azabından Allah'a sığınmalarını emretmesi, kabir hayatının varlığını ve herkes için taşıdığı önemi açıkça gözler önüne sermektedir. Bizler de Efendimizin bu emir ve tavsiyelerinden hareketle, namazlarımızın sonunda dua ederken kabir azabından Allah Teâlâ'ya sığınmalı, kabirlerimizin cehennem çu­kurlarından bir çukur değil, cennet bahçelerinden bir bahçe olabilmesi için dua etmeliyiz.


[30] Bkz. 123 no.luhadis-i şerif.