SevD@_GüLü
Tue 7 June 2011, 11:07 am GMT +0200
Kurtuluş Kuran'da
Dert yanıyor insanlar… Herkes, bir şeylerden şikâyetçi… Sıkıntılarını sayıp dökmekle bitiremiyorlar… Dergilerde; radyolarda, televizyonlarda; edebiyatımızda, tiyatro ve sinemalarda dert yanmakla / dert dinlemekle tüketiyoruz zamanımızın çoğunu…
KurtuluŞ Kuran'da
Günlük sohbetlerimizde bile vaktimizin önemli bir kısmını şikâyetler ve yakınmalar alıyor…
Ve ardından bilen – bilmeyen herkes bilgelik taslıyor, reçete yazıyor… Öğütler veriyor… Kimse kimseyi pek dinlemiyor zaten… Herkes kendi söylediklerine kulak veriyor sadece…
Sayıları az da olsa, hakkı dillendirmek isteyenlerin sesi, bu gürültüde fazla duyulmuyor…
Yine de, yeri gelmişken ve söyleyecek sözümüz varken; susmanın vebal olacağını düşünüyorum…
Nedir toplumsal hastalıklarımızın ve ferdi sıkıntılarımızın tedavi yolu? Örneğin: Nasıl kurtulacağız; insanı insanlığından utandıran ahlaksızlıktan? Adaletsizlikten? Kişilik kaybından? İki yüzlülükten? Baskılardan? Haksızlıktan? Zulme alkış tutmaktan? Hırsızlıktan? Gasptan, aldatmaktan, dolandırmaktan, uyuşturucu kullanmaktan? Nedir bunlardan kurtuluş yolu?
Nice çeşitli yollar denendi… Deneniyor… Ne ki, seraplarda koşturuluyor insanlar… Sesleri gür çıkanlar, seraplarda yoruyor insanları…
Her konuda olduğu gibi; bu konuda da Allah’ın kullarını, vahiy ile eğitmekten başka kurtuluş yolu bilmiyorum… Bütün kötülüklerden, ahlaksızlıklardan ve bozgunculuklardan ancak hakkın hükmüne boyun eğmekle kurtulur insanlar… Yaratan’a yönelmekten… Bütün kâinata düzen veren Yaratıcının insanlar için koyduğu hükümlere sarılmaktan öte kurtuluş yolu tanımıyorum…
İnsanlar, Hakkın, kutlu Kitabı’nın yasakladıklarından kaçınıp; emirlerine yönelende, kötülük kalır mı hiç? Bütün kötü fiiller, Kitabın yasak kapsamında yer alıyor… Kul, Kitabın önemsediği şeyleri önemsediğinde; örneğin salât’a sarılanda, oruç tutanda, diğer emirleri ifa edende; bu salih işleri, kötülüklere karşı bir kalkan olarak bulacaktır…
Şeytan şaşırtıyor âdemoğlunu… Onun adımlarına uymama konusunda sık sık uyarıyor Rabbimiz bizi… Şeytanın, bize düşman olduğunu hatırlatıyor…
Doğru yolu üzerine oturup saptırıyor âdemoğlunu yolundan… Allah’tan izin istedi şeytan bu konuda… Verildi izin… Deneniyor insan… İki yol gösterdi Rab Biri resullerin ayak izini taşıyor… Diğeri şeytanların… Kuşkusuz, insandan da olur şeytan, görünmez varlıklardan da…
Bu tehlikeli hayat yolunda Kur’an’ı kuşanmayanlara musallat oluyor şeytan…
Sözlerinin doğruluğundan hiç şüphe bulunmayan yaratıcımız Hak Teâlâ, bu konuda çok açık bir şekilde şöyle buyuruyor:
“Kim Rahmanın, Kur’an’ından yüz çevirirse, ona bir şeytanı musallat ederiz Artık o, onun (yanından ayrılmaz Ve devamlı kötülükleri telkin eden bir) arkadaşı olur
O (şeyta)nlar, bunları yoldan çıkardıkları halde; bunlar, hala doğru yolda olduklarını sanırlar
Nihayet (o yoldan çıkan adam bizim) huzurumuza geldiği zaman (kötü arkadaşına) der ki: ‘Keşke benimle senin aranda iki doğu (ile batı) arası kadar uzaklık olsaydı (da seni hiç görmeseydim) Meğer sen ne kötü arkadaşmışsın
Bugün (pişmanlığınız) size bir fayda sağlamaz Çünkü haksızlık ettiniz (Şimdi) siz azap çekmede ortaksınız”[1]
Dikkat ediniz; kime kötülükleri telkin ediyor şeytan?
“Kim Rahmanın, Kur’an’ından yüz çevirirse;” ona…
İşin kötüsü; bu yoldan çıkanlar, yanlış yolda olduklarını kabul etmiyorlar Etseler, belki dönerler… Onlar; “Hâlâ doğru yolda olduklarını sanıyorlar”
Pişman olacaklar, kuşkusuz hesap günü gelende… Ama o pişmanlık, onlara bir yarar sağlamayacak artık…
Kötülüklerden şikâyetçi olan insanlar, şikâyetleri bırakıp Allah’ın kullarını, Allah’ın kitabını rehber tanımaya çağırsalar; inanın, kalmayacak yeryüzünde kötülük…
Kur’an’ın şifa olduğunu bildiriyor Yaratan Kur’an, eczanede satılan içilir, yutulur bir ilaç değil… Neye, nasıl şifa oluyor?
Sosyal, siyasi, ekonomik, eğitim, estetik, ahlaki… Bütün hastalıklara, çirkinliklere, yanlışlara karşı şifa…
Yeter ki, anlaşılarak okunsun… Üzerinde düşünülsün! Fert ve toplum hayatını, o şekillendirsin… Hayatın programlayıcısı Kitap olsun… Ve Kur’an’ı en güzel bir şekilde yaşayan Resul, örnek tanınsın…
Göreceksiniz, kalacak mı insanların huzurunu kaçıran kötülükler? Kalacak mı saldırılar, sömürüler, baskılar? Ahlaksızlık, güvensizlik kalacak mı? İnsanlar yine zamanlarının çoğunu şikâyetlerle geçirecekler mi?
İnsanlar, Kitabın aydınlığında yürüsünler de görün; nasıl kaçacak şeytanlar… Kötülükler, nasıl silinecek…
Ensar ve muhacir gibi bütün yeryüzü insanlığının nasıl kardeş olduklarına sizler de şahit olacaksınız!
[1] Zuhruf:43/36-39
Adil Akkoyunlu
Dert yanıyor insanlar… Herkes, bir şeylerden şikâyetçi… Sıkıntılarını sayıp dökmekle bitiremiyorlar… Dergilerde; radyolarda, televizyonlarda; edebiyatımızda, tiyatro ve sinemalarda dert yanmakla / dert dinlemekle tüketiyoruz zamanımızın çoğunu…
KurtuluŞ Kuran'da
Günlük sohbetlerimizde bile vaktimizin önemli bir kısmını şikâyetler ve yakınmalar alıyor…
Ve ardından bilen – bilmeyen herkes bilgelik taslıyor, reçete yazıyor… Öğütler veriyor… Kimse kimseyi pek dinlemiyor zaten… Herkes kendi söylediklerine kulak veriyor sadece…
Sayıları az da olsa, hakkı dillendirmek isteyenlerin sesi, bu gürültüde fazla duyulmuyor…
Yine de, yeri gelmişken ve söyleyecek sözümüz varken; susmanın vebal olacağını düşünüyorum…
Nedir toplumsal hastalıklarımızın ve ferdi sıkıntılarımızın tedavi yolu? Örneğin: Nasıl kurtulacağız; insanı insanlığından utandıran ahlaksızlıktan? Adaletsizlikten? Kişilik kaybından? İki yüzlülükten? Baskılardan? Haksızlıktan? Zulme alkış tutmaktan? Hırsızlıktan? Gasptan, aldatmaktan, dolandırmaktan, uyuşturucu kullanmaktan? Nedir bunlardan kurtuluş yolu?
Nice çeşitli yollar denendi… Deneniyor… Ne ki, seraplarda koşturuluyor insanlar… Sesleri gür çıkanlar, seraplarda yoruyor insanları…
Her konuda olduğu gibi; bu konuda da Allah’ın kullarını, vahiy ile eğitmekten başka kurtuluş yolu bilmiyorum… Bütün kötülüklerden, ahlaksızlıklardan ve bozgunculuklardan ancak hakkın hükmüne boyun eğmekle kurtulur insanlar… Yaratan’a yönelmekten… Bütün kâinata düzen veren Yaratıcının insanlar için koyduğu hükümlere sarılmaktan öte kurtuluş yolu tanımıyorum…
İnsanlar, Hakkın, kutlu Kitabı’nın yasakladıklarından kaçınıp; emirlerine yönelende, kötülük kalır mı hiç? Bütün kötü fiiller, Kitabın yasak kapsamında yer alıyor… Kul, Kitabın önemsediği şeyleri önemsediğinde; örneğin salât’a sarılanda, oruç tutanda, diğer emirleri ifa edende; bu salih işleri, kötülüklere karşı bir kalkan olarak bulacaktır…
Şeytan şaşırtıyor âdemoğlunu… Onun adımlarına uymama konusunda sık sık uyarıyor Rabbimiz bizi… Şeytanın, bize düşman olduğunu hatırlatıyor…
Doğru yolu üzerine oturup saptırıyor âdemoğlunu yolundan… Allah’tan izin istedi şeytan bu konuda… Verildi izin… Deneniyor insan… İki yol gösterdi Rab Biri resullerin ayak izini taşıyor… Diğeri şeytanların… Kuşkusuz, insandan da olur şeytan, görünmez varlıklardan da…
Bu tehlikeli hayat yolunda Kur’an’ı kuşanmayanlara musallat oluyor şeytan…
Sözlerinin doğruluğundan hiç şüphe bulunmayan yaratıcımız Hak Teâlâ, bu konuda çok açık bir şekilde şöyle buyuruyor:
“Kim Rahmanın, Kur’an’ından yüz çevirirse, ona bir şeytanı musallat ederiz Artık o, onun (yanından ayrılmaz Ve devamlı kötülükleri telkin eden bir) arkadaşı olur
O (şeyta)nlar, bunları yoldan çıkardıkları halde; bunlar, hala doğru yolda olduklarını sanırlar
Nihayet (o yoldan çıkan adam bizim) huzurumuza geldiği zaman (kötü arkadaşına) der ki: ‘Keşke benimle senin aranda iki doğu (ile batı) arası kadar uzaklık olsaydı (da seni hiç görmeseydim) Meğer sen ne kötü arkadaşmışsın
Bugün (pişmanlığınız) size bir fayda sağlamaz Çünkü haksızlık ettiniz (Şimdi) siz azap çekmede ortaksınız”[1]
Dikkat ediniz; kime kötülükleri telkin ediyor şeytan?
“Kim Rahmanın, Kur’an’ından yüz çevirirse;” ona…
İşin kötüsü; bu yoldan çıkanlar, yanlış yolda olduklarını kabul etmiyorlar Etseler, belki dönerler… Onlar; “Hâlâ doğru yolda olduklarını sanıyorlar”
Pişman olacaklar, kuşkusuz hesap günü gelende… Ama o pişmanlık, onlara bir yarar sağlamayacak artık…
Kötülüklerden şikâyetçi olan insanlar, şikâyetleri bırakıp Allah’ın kullarını, Allah’ın kitabını rehber tanımaya çağırsalar; inanın, kalmayacak yeryüzünde kötülük…
Kur’an’ın şifa olduğunu bildiriyor Yaratan Kur’an, eczanede satılan içilir, yutulur bir ilaç değil… Neye, nasıl şifa oluyor?
Sosyal, siyasi, ekonomik, eğitim, estetik, ahlaki… Bütün hastalıklara, çirkinliklere, yanlışlara karşı şifa…
Yeter ki, anlaşılarak okunsun… Üzerinde düşünülsün! Fert ve toplum hayatını, o şekillendirsin… Hayatın programlayıcısı Kitap olsun… Ve Kur’an’ı en güzel bir şekilde yaşayan Resul, örnek tanınsın…
Göreceksiniz, kalacak mı insanların huzurunu kaçıran kötülükler? Kalacak mı saldırılar, sömürüler, baskılar? Ahlaksızlık, güvensizlik kalacak mı? İnsanlar yine zamanlarının çoğunu şikâyetlerle geçirecekler mi?
İnsanlar, Kitabın aydınlığında yürüsünler de görün; nasıl kaçacak şeytanlar… Kötülükler, nasıl silinecek…
Ensar ve muhacir gibi bütün yeryüzü insanlığının nasıl kardeş olduklarına sizler de şahit olacaksınız!
[1] Zuhruf:43/36-39
Adil Akkoyunlu