SevD@_GüLü
Thu 16 February 2012, 01:02 pm GMT +0200
Kurtulanlar..
İmam-ı Gazali Hz.leri İhya-ı Ulumiddin adlı eserinde;
Dünya halini enbiyanın ve evliyanın sırrı ile anladım diyor.
(Bkz.3.cilt Sh.500) .
Dikkat edin şunun ilmiyle, bunun ilmiyle demiyor,
Enbiya ve evliya diyor.
Ashabı Kiram Resulüllahı görüp uyanışa geçtiler,
ayetlerin tesirini tüm bedenlerinde hissettiler.
Madem Sahabe Peygamberimizi görmekle ilahi uyanışa geçiyordu,
o halde bugünün insanı da enbiyanın varisi hükmünde olan
ilmiyle amil olmuş evliyaların dizinin önünde diz çöküp
onlara sevgi duyarak içimizdeki benliği tek tek eritmemiz
elbette mümkün olacaktır.
Hatta ilahi idrak kapısını açabiliriz pekâlâ.
Bu yüzden İmamı Rabbani(k.s)
Ne mutlu murat bir mürşit bulana demiştir.
O demiyor ki; ne mutlu muradı olana, murat bir mürşit bulana diyor.
Zamanın padişahı atıyla birlikte kabristana geliyor.
Atından iner bir bakar ki Beyazıd-ı Bestami Hz.lerinin mezarında
bir sofi ruhuna fatiha okuyor. Padişah sofiye sorar:
Sizin Şeyhiniz hayattayken ne derdi?
Sofi cevap verir:
Bizim Şeyhimiz derdi ki; beni gören kurtuldu.
Padişah bu cevaptan hoşnut olmaz, der ki;
Hadi sende, öyle şey mi olur,
Ebu Cehilde Peygamberimizi gördü, kurtuldu mu ki?
Sofi şeyhinin mezarın başından murakabeye dalar
ve şeyhinin ervahından himmet ister ve başını kaldırır:
Ebu Cehil Peygamberimizi Peygamber olarak görmedi,
Onu Abdullahın yetimi olarak gördü,
onun için kurtulamadı diyerek son noktayı koyar.
İmam-ı Gazali Hz.leri İhya-ı Ulumiddin adlı eserinde;
Dünya halini enbiyanın ve evliyanın sırrı ile anladım diyor.
(Bkz.3.cilt Sh.500) .
Dikkat edin şunun ilmiyle, bunun ilmiyle demiyor,
Enbiya ve evliya diyor.
Ashabı Kiram Resulüllahı görüp uyanışa geçtiler,
ayetlerin tesirini tüm bedenlerinde hissettiler.
Madem Sahabe Peygamberimizi görmekle ilahi uyanışa geçiyordu,
o halde bugünün insanı da enbiyanın varisi hükmünde olan
ilmiyle amil olmuş evliyaların dizinin önünde diz çöküp
onlara sevgi duyarak içimizdeki benliği tek tek eritmemiz
elbette mümkün olacaktır.
Hatta ilahi idrak kapısını açabiliriz pekâlâ.
Bu yüzden İmamı Rabbani(k.s)
Ne mutlu murat bir mürşit bulana demiştir.
O demiyor ki; ne mutlu muradı olana, murat bir mürşit bulana diyor.
Zamanın padişahı atıyla birlikte kabristana geliyor.
Atından iner bir bakar ki Beyazıd-ı Bestami Hz.lerinin mezarında
bir sofi ruhuna fatiha okuyor. Padişah sofiye sorar:
Sizin Şeyhiniz hayattayken ne derdi?
Sofi cevap verir:
Bizim Şeyhimiz derdi ki; beni gören kurtuldu.
Padişah bu cevaptan hoşnut olmaz, der ki;
Hadi sende, öyle şey mi olur,
Ebu Cehilde Peygamberimizi gördü, kurtuldu mu ki?
Sofi şeyhinin mezarın başından murakabeye dalar
ve şeyhinin ervahından himmet ister ve başını kaldırır:
Ebu Cehil Peygamberimizi Peygamber olarak görmedi,
Onu Abdullahın yetimi olarak gördü,
onun için kurtulamadı diyerek son noktayı koyar.