sumeyye
Sat 30 January 2010, 09:41 pm GMT +0200
Kureyş Müşriklerinin Peygamberimiz (a.s.)dan Safâ Tepeciğini Altına Çevirmesini İstemeleri
Kureyş müşrikleri, bir gün, Peygamberimiz (a.s.)dan bir mucize getirmesini istediler.
Peygamberimiz (a.s.), onlara:
"Size hangi şeyi getirmemi istiyorsunuz?" diye sordu.
Müşrikler:
"Safa tepeciğini bizim için altın yap!" dediler.
Peygamberimiz (a.s.):
"Ben bunu yaparsam, beni tasdik eder, doğrular mısınız?" diye sordu.
Müşrikler:
"Evet! Tasdik ederiz! Vallahi, sen bunu yaparsan, muhakkak, topyekün sana tâbi oluruz![363]
Eğer senin söylediklerin hak ve gerçekse ve bizim iman etmemiz seni sevindirecekse, haydi, Safa tepeciğini bizim için altına çevir![364]
Safa tepeciğini bize altın yapması için Rabbine dua et! Biz de sana iman edelim!" dediler.
Peygamberimiz (a.s.), onlara:
"Dediğinizi yapar mısınız?" diye sordu.
Kureyş müşrikleri:
"Evet! Yaparız!" dediler.[365] Yemin de ettiler.[366]
Bunu isteyenler, Kureyş müşriklerinden:
Nadr b. Haris,
Ümeyye b. Halef,
Ebu Cehil Amr b. Hişam idi .[367]
Bunun üzerine, Peygamberimiz (a.s.) Yüce Allah´a dua etti.[368]
Cebrail (a.s.) gelip:[369]
"Yâ Muhammed![370] Yüce Rabbin sana selam ediyor ve:
´İstersen, onlar için, Safa tepeciğini altın yapayım.
Fakat, bundan sonra onlardan kim küfre kalkışırsa, işte o zaman, Ben onları muhakkak ki âlemler den hiçbirisini azaplandırmadığım bir azapla azaba uğratırım![371]
İstersen, istediklerini yerine getirmeyeyim de,[372] kendilerine tevbe ve rahmet kapısını açık tutayım?1 buyuruyor" dedi.[373]
Rahmetenli´l-âlemîn olan Peygamberimiz (a.s.):
"Hayır! Safâyı altın yapıp da, onları azaba çarpma![374]
Bilakis, onlara tevbe ve rahmet kapısını açıktut![375] Tevbekâr oluncaya kadar, onları bırak!" diyerek dua etti.[376]
Süheylî´nin İbn İshak´tan nakline göre; müşrikler de, korkarak, bu yoldaki isteklerinden vazgeçtil-er.[377]
Peygamberimiz (a.s.)dan istemiş oldukları şey için, "İstemiyoruz!" dediler.[378]
İşte:
"Bizi, (Kureyşflere) âyetler (mucizeler) göndermemizden alıkoyan, ancak, öncekilerin onları yalan lamış olduklarıdır.
Biz, Semûd´a, gözleri göre göre o dişi deveyi verdik de, (onu öldürdüler ve) bu yüzden kendilerine yazık ettiler!
Halbuki, Biz âyetleri (azab ve helak etmek için değil), ancak (âhiret azabından) korkutmak için gön deririz" (İsrâ: 59) mealindeki âyetin bunun üzerine nazil olduğu rivayet edildiği gibi;[379]
"Allah´a, yeminlerinin bütün hızıyla and ettiler ki, eğer kendilerine bir âyet (bir mucize) gelirse, her halde iman edecekler! De ki: ´Âyetler, ancak Allah´ın nezdindedir.´ O geldiği zaman da, onların, muhakkak, yine iman etmeyeceklerinin farkında değil misiniz?" (En´am: 109) mealindeki âyetin de bunun üzerine nazil olduğu rivayet edilir.[380]
[363] İbn İshak, Kitâbu´l-mübtedâ ve´l-meb´as, c. 5, s. 255, Taberî, Tefsir, c. 7, s. 312, Vâhidî, Esbâbü´n-nüzûl, s. 150.
[364] Taberî, Tefsir, c. 15, s. 108, Suyûtî, Dürru´l-mensur, c. 4, s. 190.
[365] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 242, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 314, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 53,Suyûtî, D ürru´l-mensur, c. 4, s. 190.
[366] Taberî, Tefsir, c. 7, s. 312, H ale bf, İ nsânu´l -u yûn, c. 1, s. 497
[367] Belâzurî, Ensâbu´l-esrâf, c. 1, s. 142.
[368] İ bn İ shak, Kitâbu´l-mübtedâ ve´l-meb´as, c. 5, s. 255, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 242, Taberî, Tefsir, c. 7, s. 31 2, Hâkim ,Müstedrek, c. 2, s. 314, Vâhidî, Esbâbü´n-nüzûl, s. 150, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 52, Suyûtî, c. 4, s. 190, Halebî, c. 1, s. 496.
[369] İbn İshak, c. 5, s. 255, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 242, Taberî, c. 7, s. 312, c. 1 5, s. 108, Hâkim, c. 2, s. 314, Vâhidî, s.150, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 272 Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 52, Suyûtî, c. 4, s. 190.
[370] Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 272
[371] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 242, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 314, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 52,Heysemî, Mecmau´i-ievâid, c. 7, s. 50, Suyûtî, Dürru´l-mensûr, c. 4, s. 190, Halebî, İnşânu´l-uyûn, c. 1, s. 497.
[372] Halebî, İ nsânu´l-uyun, c. 1, s. 497.
[373] Ahmed b. Hanbel, c.1, s. 242, Hâkim, c. 2, s. 314, Vâhidî, Esbâbü´n-nüzûl, s. 150, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s.272, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 52, Suyûtî, c. 4, s. 190, Halebî, c. 1, s. 497.
[374] Halebî, İ nsânu´l-uyun, c. 1, s. 497.
[375] Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 242, Hâkim, c. 2, s. 314, Beyhakî, c. 2, s. 272, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 52, Suyûtî, c. 4, s. 190, Halebî,c.1, s. 497.
[376] İbn İshak, c. 5, s. 255, Taberî, Tefsir, c. 7, s. 312, Vâhidî, Esbâbü´n-nüzûl, s. 150.
[377] Süheylî, Ravdu´l-ünüf, c. 3, s. 1 53-1 54.
[378] Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 272.
[379] Taberî, Tefsir, c. 15, s. 108, Hâkim , c. 2, s. 362, Fahru´r-Râzî, Tefsir, c. 20, s. 234, Ebu´l-Fidâ, Tefsir, c.3, s. 47, Hâzin,Tefsir, c. 3, s. 169, Suyûtî, c. 4, s. 190.
[380] Taberî. c. 7. s. 312. Vâhidî. Esbâbü´n-nüzûl. s. 150.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/180-182.