hafiza aise
Wed 6 July 2011, 03:53 pm GMT +0200
2— Kureyş'in Hazırlıkları:
Zülhulbyfe'ye geldiklerinde Allah Rasûlü (s.a.) kurban edeceği hayvanı belirleyip gerdanlık taktı, işaretledi ve umre için ihrama girdi. Kureyş hakkında bilgi getirmesi için Huzâa kabilesine mensup bir casusunu ileri gönder-jdi. Usfân'a yaklaştığında, casusu gelerek: "Kâb'b. Lüey'i sana karşı savaşmak ve seni Mescid-i Haram'dan alıkoymak için, Ehâbiş[684] ve çeşitli kabileleri toplamış vaziyette bıraktım geldim1' dedi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.) ashabıyla görüşerek: "Kureyşlileife yardım eden şu adamların çoluk çocukları üzerine yönelip onları ele geçirmeye ne dersiniz? Eğer oturup kalırlarsa yağmalanmış ve intikamlarını da alamamış bir vaziyette oturup kalmış olurlar. Yok eğer, (peşimizden) gelirlerse Allah (c.c.) onların boyunlarını vurur. Veya Mescid-i Haram'a yürüyüp, bizi engellemek isteyenlerle çarpışmamıza ne dersiniz?" dedi.
Hz. Ebu Bekir söz aldı ve: "Allah ve Rasûlü daha iyi bilir. Bizler umre yapmak üzere geldik. Herhangi bir kimseyle savaşmak için gelmedik. Ancak bizimle, Mescid-i Haram arasına girecek biri olursa onunla da çarpışırız." dedi.
Hz. Peygamber (s.a.): "O halde yürüyünüz." buyurdu. Emre itaatle aş-hab da yürüdü. Yolun bir kısmını katetiklerinde Hz. Peygamber (s.a.): "Hâ-lid b. Velid, öncü olarak Kureyş süvarileri içinde Gamîm'de[685] bulunmaktadır. Sağ tarafa yöneliniz." buyurdu. Allah'a yemin olsun ki, onlar ordunun toz bulutuna karışıncaya kadar Halid b. Velid onların farkıria varamadı. Halid b. Velid Kureyş'i uyarmak üzere atını mahmuzlayarak uzaklaştı. [686]
[684] Uhbûş'un çoğuludur. Bunlar; Hevn b. Huzeyme b. Müdrikeoğullan, Haris b. Abdime-nât b. Kinâneoğulları ve Huzâa kabilesinden Mustalikoğullandır ki, Kureyşlilerle birlikte Allah Rasülü'ne (s.a.) karşı savaşmak için İttifak sağlamışlardı.
[685] Anlaşıldığı kadarıyla Hudeybiye'ye yakın bir yerdir. Fakat, burası Mekke ile Medine arasında bulunan Kürâu'l-Gamîm'den farklı bir yerdir. Burası hakkında İbn Habib; "Râ-biğ ve Cuhfe arasında, yakm bir yerdir" demiştir.
[686] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/330-331.
Zülhulbyfe'ye geldiklerinde Allah Rasûlü (s.a.) kurban edeceği hayvanı belirleyip gerdanlık taktı, işaretledi ve umre için ihrama girdi. Kureyş hakkında bilgi getirmesi için Huzâa kabilesine mensup bir casusunu ileri gönder-jdi. Usfân'a yaklaştığında, casusu gelerek: "Kâb'b. Lüey'i sana karşı savaşmak ve seni Mescid-i Haram'dan alıkoymak için, Ehâbiş[684] ve çeşitli kabileleri toplamış vaziyette bıraktım geldim1' dedi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.) ashabıyla görüşerek: "Kureyşlileife yardım eden şu adamların çoluk çocukları üzerine yönelip onları ele geçirmeye ne dersiniz? Eğer oturup kalırlarsa yağmalanmış ve intikamlarını da alamamış bir vaziyette oturup kalmış olurlar. Yok eğer, (peşimizden) gelirlerse Allah (c.c.) onların boyunlarını vurur. Veya Mescid-i Haram'a yürüyüp, bizi engellemek isteyenlerle çarpışmamıza ne dersiniz?" dedi.
Hz. Ebu Bekir söz aldı ve: "Allah ve Rasûlü daha iyi bilir. Bizler umre yapmak üzere geldik. Herhangi bir kimseyle savaşmak için gelmedik. Ancak bizimle, Mescid-i Haram arasına girecek biri olursa onunla da çarpışırız." dedi.
Hz. Peygamber (s.a.): "O halde yürüyünüz." buyurdu. Emre itaatle aş-hab da yürüdü. Yolun bir kısmını katetiklerinde Hz. Peygamber (s.a.): "Hâ-lid b. Velid, öncü olarak Kureyş süvarileri içinde Gamîm'de[685] bulunmaktadır. Sağ tarafa yöneliniz." buyurdu. Allah'a yemin olsun ki, onlar ordunun toz bulutuna karışıncaya kadar Halid b. Velid onların farkıria varamadı. Halid b. Velid Kureyş'i uyarmak üzere atını mahmuzlayarak uzaklaştı. [686]
[684] Uhbûş'un çoğuludur. Bunlar; Hevn b. Huzeyme b. Müdrikeoğullan, Haris b. Abdime-nât b. Kinâneoğulları ve Huzâa kabilesinden Mustalikoğullandır ki, Kureyşlilerle birlikte Allah Rasülü'ne (s.a.) karşı savaşmak için İttifak sağlamışlardı.
[685] Anlaşıldığı kadarıyla Hudeybiye'ye yakın bir yerdir. Fakat, burası Mekke ile Medine arasında bulunan Kürâu'l-Gamîm'den farklı bir yerdir. Burası hakkında İbn Habib; "Râ-biğ ve Cuhfe arasında, yakm bir yerdir" demiştir.
[686] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/330-331.