hafiza aise
Sat 23 July 2011, 02:58 pm GMT +0200
2— Kurban Etini Saklamak:
Kurban etlerini üç günden fazla saklamayı yasaklaması kurban kesim günlerinin yalnız üç gün olduğunu göstermez. Çünkü hadis, kurban kesen kimsenin kesim gününden başlamak üzere üç günden fazla kurbanın etinden herhangi bir şeyi saklamayı yasaklamaktadır. Şayet kişi kurban kesimini bayramın üçüncü gününe tehir etse, kesimle onu takip eden üç gün arasında yasak olan vakte kadar kurban etini evinde bulundurması, elbet caizdir. Kurban kesimini üç günle sınırlayanlar Hz. Peygamber'in (s.a.) kurban etlerini üç günden fazla saklamayı yasaklamasından bunların başlangıcının bayramın ilk günü olduğu anlamını çıkarmışlardır. Diyorlar ki: Kurban etinden yemenin haram olduğu bir vakitte kurban kesiminin meşru olması caiz değildir. Kurban etinden yemenin haramhğı daha sonra kaldırıldı ve böylece kesim vakti, olduğu gibi aynen kaldı.
Onlara şöyle cevap verilir: Hz. Peygamber (s.a.) yalnızca üç günden fazla saklamayı yasaklamıştır; üç günden sonra kurban kesimini yasaklamamıştır. Birinin diğeriyle ne ilgisi var? Şu iki yönden Hz. Peygamber'in (s.a.) yasakladığı ile kurban kesiminin yalnız üç gün kesilebileceği arasında bir bağlantı söz konusu değildir:
1- Bayramın ikinci ve üçüncü günü kurban kesimi caizdir. O halde bu günlerde kesim yapan kimsenin kurban etini, kesim gününden itibaren üç gün tamamlanıncaya kadar saklaması caizdir. Bayramın birinci gününden sonra kurban kesiminin yasak olduğu ortaya çıkıncaya kadar bu hadisi delil göstermeniz tamam olmaz. Buna da imkânınız yoktur.
2- Bir kimse kurbanını, bayramın birinci gününün en son vaktinde kesmiş olsa o vakit hadisin icabı gereği kesimden sonra üç gün saklaması caiz olur. Ali b. Ebu Tâlib: "Kurban kesim günleri, bayramın birinci günü ile onu takip eden üç gündür." demiştir. Bu görüş Basralıların imamı Hasan el-Basrî'nin, Mekkelilerin imamı Atâ b. Ebî Rabâh'ın, Şamlıların imamı Evzâî'nin ve hadis ehli fukahasınm imamı Şafiî'nin (r.h.) görüşü olup İbn Münzir de bunu tercih etmiştir. Çünkü bu üç gün Mina günleri, şeytan taşlama günleri ve teşrik günleri olmakla ayrı bir özellik taşırlar ve o günlerde oruç. tutmak da haram olur. Bu günler, sayılan şu hükümlerde birbirinin kardeşidirler. Kurban kesiminin caizliği konusunda -herhangi bir nas ve icmâ bulunmaksızın- aralarında farklılık nasıl düşünülebilir? Biri diğerini destekleyecek şekilde iki farklı yönden rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.): "Mina'nın bütünü kurban kesim yeridir ve teşrik günlerinin hepsi kurban kesim günüdür." buyurmuştur. Bu hadis hem Cübeyr b. Mut'-im'den munkatı' bir senedle rivayet edilmiş ve hem de Üsâme b. Zeyd— Atâ—Câbir senediyle[700] rivayet edilmiştir. Yakub b. Süfyan: "Üsâme b. Zeyd[701] Medînelilere göre sika, emîn (=me'mûn) bir râvidir." diyor.
Bu konuda dört görüş vardır. Birisi budur.
İkincisi: Kurban kesim vakti, bayramın birinci günü ve onu takip eden iki gündür. Ahmed, Mâlik ve Ebu Hanîfe'nin -Allah onlara rahmet eylesin-görüşü budur. Ahmed: "Bu, Hz. Muhammed'in (s.a.) ashabından birçok kimsenin görüşüdür" diyor. Esrem, İbn Ömer (r.a.) ve İbn Abbas'ın (r.a.) bu görüşte olduklarını kaydeder.
Üçüncüsü: Kurban kesim (~nahr) vakti bir tek gündür. Bu, İbn Şîrîn'-in görüşüdür. Çünkü bu isim yalnız o güne özgüdür. Bu durum, kurban kesim hükmünün o güne mahsus olduğunu gösterir. Üç gün kurban kesimi caiz olsaydı bu günlere "şeytan taşlama günleri", "Mina günleri" ve "teş-rîk günleri" dendiği gibi "eyyâmu'n-nahr=kurban kesim günleri" de denirdi. Ayrıca bayram da (kurban bayramı denilmek suretiyle) kurban kesimine izafe edilmektedir. Bu da bir tek gündür. Nitekim "Fıtır=Ramazan bayramı" sözü de böyledir.
Dördüncüsü: Saîd b. Cübeyr ve Câbir b. Zeyd'in görüşü: Kurban kesimi şehirlerde bir tek gün, Mina'da ise üç gündür. Çünkü bu günler orada şeytan taşlama, tavaf ve tıraş olma gibi hac fiillerinin yapıldığı günlerdir. Bu yüzden bu günler kurban kesim günleri olmuştur. Ama şehirlerde bulunanlar için bu durum sözkonusu değildir. [702]
[700] Bu, merhum müellifin bir yanılgısıdır. Çünkü Câbir hadisinde, Cübeyr b. Mut'im'in rivayet ettiği "Teşrik günlerinin hepsi kurban kesim günüdür" hadisine şahidlik edecek bir ifade yoktur. Câbir hadisinin Ebu Davud'daki (1937) metni şöyledir: "Arafat'ın bütünü vakfe yeridir. Mina'nın bütünü kurban kesim yeridir. Müzdelife'nin bütünü vakfe yeridir. Bütün Mekke sokakları hem yol, hem de kurban kesim yeridir." Yukarıda Cübeyr hadisine şahid olarak İbn Adiy'in Ebu Said el-Hudrî'den rivayet ettiği hadisi belirttik.
[701] el-Leysî nisbesini taşıyan Üsâme b. Zeyd'den Müslim hadis rivayet etmiştir. Hafız İbn Hacer, et-Takrib'de onun hakkında diyor ki: Doğru ( = sadük), fakat vehimli biridir. Rivayet ettiği hadis, hasen sayılır.
[702] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/318-320.
Kurban etlerini üç günden fazla saklamayı yasaklaması kurban kesim günlerinin yalnız üç gün olduğunu göstermez. Çünkü hadis, kurban kesen kimsenin kesim gününden başlamak üzere üç günden fazla kurbanın etinden herhangi bir şeyi saklamayı yasaklamaktadır. Şayet kişi kurban kesimini bayramın üçüncü gününe tehir etse, kesimle onu takip eden üç gün arasında yasak olan vakte kadar kurban etini evinde bulundurması, elbet caizdir. Kurban kesimini üç günle sınırlayanlar Hz. Peygamber'in (s.a.) kurban etlerini üç günden fazla saklamayı yasaklamasından bunların başlangıcının bayramın ilk günü olduğu anlamını çıkarmışlardır. Diyorlar ki: Kurban etinden yemenin haram olduğu bir vakitte kurban kesiminin meşru olması caiz değildir. Kurban etinden yemenin haramhğı daha sonra kaldırıldı ve böylece kesim vakti, olduğu gibi aynen kaldı.
Onlara şöyle cevap verilir: Hz. Peygamber (s.a.) yalnızca üç günden fazla saklamayı yasaklamıştır; üç günden sonra kurban kesimini yasaklamamıştır. Birinin diğeriyle ne ilgisi var? Şu iki yönden Hz. Peygamber'in (s.a.) yasakladığı ile kurban kesiminin yalnız üç gün kesilebileceği arasında bir bağlantı söz konusu değildir:
1- Bayramın ikinci ve üçüncü günü kurban kesimi caizdir. O halde bu günlerde kesim yapan kimsenin kurban etini, kesim gününden itibaren üç gün tamamlanıncaya kadar saklaması caizdir. Bayramın birinci gününden sonra kurban kesiminin yasak olduğu ortaya çıkıncaya kadar bu hadisi delil göstermeniz tamam olmaz. Buna da imkânınız yoktur.
2- Bir kimse kurbanını, bayramın birinci gününün en son vaktinde kesmiş olsa o vakit hadisin icabı gereği kesimden sonra üç gün saklaması caiz olur. Ali b. Ebu Tâlib: "Kurban kesim günleri, bayramın birinci günü ile onu takip eden üç gündür." demiştir. Bu görüş Basralıların imamı Hasan el-Basrî'nin, Mekkelilerin imamı Atâ b. Ebî Rabâh'ın, Şamlıların imamı Evzâî'nin ve hadis ehli fukahasınm imamı Şafiî'nin (r.h.) görüşü olup İbn Münzir de bunu tercih etmiştir. Çünkü bu üç gün Mina günleri, şeytan taşlama günleri ve teşrik günleri olmakla ayrı bir özellik taşırlar ve o günlerde oruç. tutmak da haram olur. Bu günler, sayılan şu hükümlerde birbirinin kardeşidirler. Kurban kesiminin caizliği konusunda -herhangi bir nas ve icmâ bulunmaksızın- aralarında farklılık nasıl düşünülebilir? Biri diğerini destekleyecek şekilde iki farklı yönden rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.): "Mina'nın bütünü kurban kesim yeridir ve teşrik günlerinin hepsi kurban kesim günüdür." buyurmuştur. Bu hadis hem Cübeyr b. Mut'-im'den munkatı' bir senedle rivayet edilmiş ve hem de Üsâme b. Zeyd— Atâ—Câbir senediyle[700] rivayet edilmiştir. Yakub b. Süfyan: "Üsâme b. Zeyd[701] Medînelilere göre sika, emîn (=me'mûn) bir râvidir." diyor.
Bu konuda dört görüş vardır. Birisi budur.
İkincisi: Kurban kesim vakti, bayramın birinci günü ve onu takip eden iki gündür. Ahmed, Mâlik ve Ebu Hanîfe'nin -Allah onlara rahmet eylesin-görüşü budur. Ahmed: "Bu, Hz. Muhammed'in (s.a.) ashabından birçok kimsenin görüşüdür" diyor. Esrem, İbn Ömer (r.a.) ve İbn Abbas'ın (r.a.) bu görüşte olduklarını kaydeder.
Üçüncüsü: Kurban kesim (~nahr) vakti bir tek gündür. Bu, İbn Şîrîn'-in görüşüdür. Çünkü bu isim yalnız o güne özgüdür. Bu durum, kurban kesim hükmünün o güne mahsus olduğunu gösterir. Üç gün kurban kesimi caiz olsaydı bu günlere "şeytan taşlama günleri", "Mina günleri" ve "teş-rîk günleri" dendiği gibi "eyyâmu'n-nahr=kurban kesim günleri" de denirdi. Ayrıca bayram da (kurban bayramı denilmek suretiyle) kurban kesimine izafe edilmektedir. Bu da bir tek gündür. Nitekim "Fıtır=Ramazan bayramı" sözü de böyledir.
Dördüncüsü: Saîd b. Cübeyr ve Câbir b. Zeyd'in görüşü: Kurban kesimi şehirlerde bir tek gün, Mina'da ise üç gündür. Çünkü bu günler orada şeytan taşlama, tavaf ve tıraş olma gibi hac fiillerinin yapıldığı günlerdir. Bu yüzden bu günler kurban kesim günleri olmuştur. Ama şehirlerde bulunanlar için bu durum sözkonusu değildir. [702]
[700] Bu, merhum müellifin bir yanılgısıdır. Çünkü Câbir hadisinde, Cübeyr b. Mut'im'in rivayet ettiği "Teşrik günlerinin hepsi kurban kesim günüdür" hadisine şahidlik edecek bir ifade yoktur. Câbir hadisinin Ebu Davud'daki (1937) metni şöyledir: "Arafat'ın bütünü vakfe yeridir. Mina'nın bütünü kurban kesim yeridir. Müzdelife'nin bütünü vakfe yeridir. Bütün Mekke sokakları hem yol, hem de kurban kesim yeridir." Yukarıda Cübeyr hadisine şahid olarak İbn Adiy'in Ebu Said el-Hudrî'den rivayet ettiği hadisi belirttik.
[701] el-Leysî nisbesini taşıyan Üsâme b. Zeyd'den Müslim hadis rivayet etmiştir. Hafız İbn Hacer, et-Takrib'de onun hakkında diyor ki: Doğru ( = sadük), fakat vehimli biridir. Rivayet ettiği hadis, hasen sayılır.
[702] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/318-320.