- Kuranın Mahluk Olduğuna Fetva Almak İçin İşlenen Cinayetler

Adsense kodları


Kuranın Mahluk Olduğuna Fetva Almak İçin İşlenen Cinayetler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
müzzemmil
Thu 15 September 2011, 09:10 pm GMT +0200
Kuranın Mahluk Olduğuna Fetva Almak İçin, İşlenen Cinayetler, Yapılan İşkenceler

Hicrî 218 den, 234 e kadar devam eden “Kur'an mahluk­tur, değildir» çekişmelerin “Taberî Tarihi» ile “Tayfurun Bağ­dat Tarihinden» ve bunlardan başka, İbni Sübkînin “Tabakati Şafiîye»si ile “Mevzu'âtül Ulûm»  eserlerinden naklen ve özet olarak aşağıya alıyoruz.
Kur'an hakkında bu münakaşayı ilk çıkaran, Lebid îbpj A'sam adında bir Yanudiydi. O “Tevrat mahluk olduğu gibi Kur'an da mahluktur» diye iddialarda bulunuyordu. Böylece Müslümanlara da sirayet eden bu çekişme gittikçe büyüdü İbni Kesir, bu Yahudiyi kasdederek, bu çekişmede Yahudi parmağı olduğunu söyler.
Yahudînin bu iddi'âsını sonradan Mû'tezile âlimleri de be­nimsedi ve “Kur'an mahluktur» demeye başladılar. Tabiiydi ki bunların karşısında olan, başta İmamı Malik olmak üze­re, Sünnî nıüctehitler de bu münakaşalara karıştılar.
Derken mutezile tarafı, Halîfe postunda oturan Me'munu kandırmağa ve Kur'an'ın mahluk olduğu tezini ona inandır­mağa muvaffak oldular Tabii ki bundan sonra bu iş artık, Devletin mühim işlerinden sayıldı.
H. 218 M. 830 yılında Bağdat Valisi bulunan İshak Bini İbrahim'e Me'mûn bir mektup yazarak, bütün kadıları ve Ulemayı çağırmasını ve onlara, mektubu okuduktan sonra “Kura'n'ın mahluk olup olmadığı» hususundaki fikirlerini öğ­renmesini emreder. Ayrıca mektupta, Kur'an'ın mahluk oldu­ğunu kabul etmiyen kadılara devletin vazife vermiyeceğini ve şahitliklerinin de kabul edilmeyeceği yazılmış bulunuyordu. Bunun üzerine Kadılar, Kur'an'ın mahluk olduğu tezini kor­kudan kabul ettiler, kendilerine yakışan metaneti gösteremediler.
Memlektin mühim şehir merkezlerine de bu mektuptan birer adet gönderilmiş, her tarafta Din âlimleri baskı altına alınmıştı. En büyük baskı Bağdatta bulunan yedi müçtehide yapıldı. Bunlar, Yahya Bini Ma'în, Tabakatı kübra sahibi Muhammed Bini Sâ'd Vakıdî, Ebû Hayseme, Ebû Müslim, İsmaîl Bini Davud, İsmaîl Bini Ebi Mes ud ve Ahmed Bini İbrahim'­di. İşte bunlar da kılıç korkusuyle Me'munun dediğini   kabul ettiler. Nitekim Taberî ve Tayfur tarihleri, bu yedi müçtehitten biri olan Yahya Bini Mu'înin “kılıç korkusundan böyle söyledik» dediğini yazıyorlar. [633]
 
Valî Îshakın Yıldıramadığı Âlimlerin Sorgu­ları
 
Bişr Bini Velidın cevapları :
Vâlî : -Kur'an hakkında ne dersin?
Bişr : -Kur'an Allah'ın Kelâmıdır.
Vâlî : -Sana onu sormuyorum, o mahluk mudur?
Bişr : -Allah her şeyin yaratıcısıdır.
Vâlî : -Kur'an'da şey midir?
Bişr : -Evet O, şeydir.
Vâlî : -Öyleyse o mahluk değil midir?
Bişr : -Halik (yaratıcı) değildir.
Vâlî : -Sana onu sormuyorum, o mahluk mudur?
Bişr : -Sana söylediğimden başkasını söyleyemem. Allah'­ın kelâmıdır. Üzerine bir şey ilâve edemem. [634]
 
Ebu Hasanın Sorgusu
 
Vâlî : -Kur'an mahluk (yaratılmış) mıdır?
Ebu Hasan : -Kur'an Allah Kelâmıdır. Allah her şeyin ya­ratıcısıdır. Allah'tan başkası mahluktur. Mü'minlerin Emiri bizim îmamımızdır. Bizim işitmediğimizi işitir, bilmediğimizi bilir, bze ne emrederse onu tutarız. Bizi yasaklarsa, biz de yapmayız, bizi çağırırsa gideriz.
Vâlî : -Kur'an mahluk mudur?
Ebu Hasan : -Yukardaki sözleri tekrarlar.
Vâlî : -Mü'minlerin Emirinin sözü bu.
Ebu Hasan : -Onun sözü olabilir. Fakat halka onu em­retmez, ona davet etmez. Eğer Emirül mü'minin, böyle deme­mi sana emrettiğini bana söylersen ben de emrettiğini söy­lerim.
Vâlî : -Sana bir şey tebliğ etmemi emretmedi. Ancak seni imtihan etmemi emretti. [635]
 
İbni Bakka'nın Sorgusu
 
Vâlî : -Kur'an hakkında ne dersin?
İbni Bakka : -Kur'an “Mec'uldur» (yapılmıştır) Kur'an' da “İnna ca'alnahu Kuranen arebiyyen» buyurulur. [636]
Vâlî : -Mec'ul olan mahluktur.
İbni Bakka : -Evet.
Vâlî : -Öyleyse Kur'an mahluktur.
İbni Bakka : -Mahluktur demem ama mec'uldur.
İşte zamanın Hadisçi ve tefsircileri vâlîye böylece kaça­maklı cevaplar veriyor, Kur'an mahluktur demiyorlardı. [637]



[633] Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 194-196.
[634] Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 196.
[635] Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 196.
[636] Gerçekten biz onu, anlayasınız diye, Arapça bir Kür'ain yaptık.
[637] Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 197.