sumeyye
Fri 22 January 2010, 11:32 am GMT +0200
Kur´ân-ı Kerimin Yahudiler Ve Hristiyanlar Hakkındaki Açıklaması:
"Yahûdîler: Uzeyr, ALLAH´ın oğludur! dedi(ler).
Hristıyanlar da: Mesîh (İsâ) ALLAH´ın oğludur! dedi(ler).
Bu, onların, ağızlarile (geveledikleri câhilce) sözleridir ki, (bununla) daha önce, küfr edenlerin sözlerini taklid ediyorlardır.
Hay ALLAH kahredesi adamlar! (Hakdan, bâtıla) nasıl da, döndürülüyorlar?
Onlar; ALLAH´ı, bırakıp Bilginlerini, Rahiblerini, Meryemin oğlu Mesih´i tanrılar edindiler.
Halbuki, bunlar da, ancak, Bir olan ALLAH´a ibâdet etmelerinden başkasıyla em-rolunmamışlardır.
O´ndan başka hiç bir İlâh yoktur.
O, bunların eş tutageldikleri her şeyden münezzehdir."[331]
"ALLAH:
Ey Meryem oğlu İsâ! İnsanlara (ALLAH´ı, bırakıp da, beni ve anamı, iki İlâh edini niz!) diyen sen misin?! dediği zaman, o (şöyle) dedi:
Seni, tenzih ederim (yâ Rabb!) Hakkım olmadık bir sözü söylemekliğim, bana, yakışmaz!
Eğer, onu, söyledimse, elbette, bunu, bilmişsindir.
Benim içimde olan her şeyi, Sen bilirsin.
Ben ise, Senin zatında olanı, bilmem.
Şüphesiz ki: gaybları, hakkıyle bilen Sensin Sen!
Sen, ne emrettinse, ben, onlara, bundan başkasını, söylemedim.
(Dediğim hep şu idi):
Benim de, Rabbim, sizin de, Rabbiniz olan ALLAH´a ibâdet ediniz. Ben, içlerinde bulunduğum müddetçe, üzerlerinde bir kontrolcu idim. Fakat, vaktâ ki, Sen, beni (içlerinden) aldın, üstlerinde nigâhban yalnız Sen kaldın. (Zâten) Sen, (her zaman) her şeye hakkıyle şâhidsin!" [332]
"Muhakkak ki, İsa´nın hali de, (Babasız dünyaya gelişi de) ALLAH katında, Âde min hali gibidir.
(ALLAH) Onu (Âdemi) topraktan yarattı. Sonra, ona: O1! dedi. O da, oluverdi."[333] ALLAH, gerçekten, üçün (üç tanrının) biridir! diyenler, and olsun ki, kâfir olmuştur. Halbuki, bir tek İlâhdan başka hiç bir ilâh yoktur.
Eğer, söyleyegeldikleri (bu sözden) vaz geçmezlerse, içlerinden o kâfir kalanla rına, her halde, acıklı bir azab dokunacaktır.[334]
"Meryem oğlu Mesîh (İsâ), bir Peygamberden başka (bir şey) değildir.
Ondan önce de, Peygamberler gelip geçmiştir.
(Onun) Anası, çok sâdık bir kadındı.
İkisi de, (birer kul ve beşer olarak) yemek yerlerdi.
Bak, biz, âyetleri, onlara, nasıl apaçık anlatıyoruz.
Sonra da, bak, onlar, nasıl (hakîkattan) çevriliyorlar?
De ki: Allâhı bırakıp ta, size ne bir zarar, ne de, bir yarar yapmaya gücü yetme yen şeylere mi tapıyorsunuz?!
Halbuki (her şeyi) işiten, (her şeyi) bilen, Allanın kendisidir.
De ki
Ey Ehl-i Kitap! Dininizde, haksız yere haddi aşmayınız!
Bundan önce, hem kendileri sapmış, hem bir çoğunu saptırmış ve dümdüz yol dan ayrılıp sapa gelmiş bir kavmin hevâ (ve heve)sine uymayınız!
İsrail oğullarından olup ta, küfredenlere Davud´un da, Meryem oğlu İsânın da, dili ile lanet olunmuştur.
Bunun sebebi: isyan etmeleri ve ifrata sapmaları idi.
Onlar, işledikleri her hangi fenalıktan, birbirini vaz geçirmeye çalışmazlardı.
Gerçekten, yapmakta devam ettikleri (o hal) ne kötü idi!
İçlerinden bir çoğunu görürsün ki, kâfirlere dostluk ederler.
Nefislerinin, kendileri için, öne sürdüğü, and olsun ki, ne çirkin şeylerdir!
Çünkü, onların kazancı, ALLAH´ın, kendilerine gazab etmesi ve onların o azab için de temelli kalıcı olmalarıdır.
Eğer, ALLAH´a, Peygambere ve ona indirilene iman etmiş olsalardı, onları, dost lar edinmezlerdi. Fakat, onların bir çoğu fâsık kimselerdir.
İnsanların, iman edenlere, düşmanlık bakımından, en katısı, and olsun ki, Yahu dilerle ALLAH´a eş koşanları bulacaksın.
Onların, iman edenlere sevgisi bakımından, daha yakınını da, and olsun
"Biz Nasrânîleriz!" diyenleri, bulacaksın.
Bunun sebebi, şudur:
Çünkü, onların içinde keşişler, rahipler vardır.
Şüphe yok ki, onlar, büyüklenmek istemezler.
Peygambere indirileni dinledikleri vakit te, hakkı, tanıdıklarından dolayı, gözleri nin yaşla dolup taştığını görürsün.
Ey Rabbimiz! derler, iman ettik. Artık, bizi, (hakka) şâhid olanlarla beraber yaz!
Zâten, biz, Rabbimizin bizi de, sâlihler katarına katmasını, koymasını umup du rurken ne diye ALLAH´a ve bize gelen hakîkata iman etmeyelim?"[335]
"Yahudiler:
Hristıyanlar, bir şeye sâhib değil! dedi(ler).
Hristıyanlar da
Yahudiler, bir şeye sahib değil! dedi(ler). Halbuki, hepsi de, Kitabı okuyorlar. Bilmeyenler de, tıpkı onların dediklerini söyledi.
Artık, ALLAH, ihtilafa düşmekte oldukları bu (dâvada) Kıyamet günü, aralarında hükmünü verecektir. "[336]
[331] Tevbe: 9/30-31.
[332] Mâide: 5/116-117.
[333] Âl-i İmran: 3/59.
[334] Mâide: 73.
[335] Mâide: 75-84.
[336] Bakare: 113.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/344-347.