meryem
Sun 6 February 2011, 11:03 pm GMT +0200
KURAN’DA ZULÜM KAVRAMI
Önsöz
“Binasını Allah korkusu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa yıkılacak bir uçurumun kenarına kurup da onunla birlikte kendisi de cehennem ateşine göçüp giden mi?
Allah zalimler sürüsünü doğruya yöneltmez.”[1]
Tarih boyunca insanlar doğru ile yanlış, başka bir ifadeyle hak ile batıl arasında dolaşmışlardır. İnsanlardan bazıları Allah'ın kendisine indirdiğini kabul edip ona uyarak doğruya, hakka uymuşlar; bazıları ise fıtratlarının gereğini yerine getirmekten kaçınıp, yaratılışlarının özgünlüklerinden kendilerini sıyırmağa çalışarak, yani batılı seçerek zulüm yoluna yönelmişler, kendilerine ve başkalarına emrolunduklarmın dışında tekliflerde bulunarak bu dünyada butlanı, yok olanı, gereksizi seçmişlerdir. Kısaca insanların hayat tarzlarını şu iki esasa göre değerlendirmek lâzımdır; hak ve batıl. Biz, araştırmamızda gerek sözlük, gerek Kur'an terminolojisi yönünden 'batıl' kelimesinin yerine, özdeş anlamda olan “zulüm” kelimesini kullanacağız. Bu durumda: insanların yaşayış biçimlerini gene iki tarzda değerlendirmek mümkün olacaktır; “Hak” ve karşıtı “zulüm”.
Bir nevi derleme sayılabilecek bu incelemede Kur'an'a göre terminolojik yönden zulüm kavramı bir seminer çalışması niteliğinde verilmeğe çalışılmıştır. “Zulüm” kelimesiyle aynı kökten gelen “zulmet” kavramı üzerinde durulmamıştır.[2]
[1] Tevbe: 9/109
[2] Ahmet Şişman, Kuran’da Zulüm Kavramı, Beyan Yayınları, İstanbul, 1983: 7-8.