müzzemmil
Thu 15 September 2011, 08:55 pm GMT +0200
Kuranda Kozmoğrafya
Eski adı “Felekiyat» olan bu ilim dalı, gezegenlerden ve onların hareketlerinden bahseder. Gezegenlerin fizik ve kimya bakımından incelenmesine de eskiden “hey'et ilmi» denirdi, şimdiyse ona “Astronomi» denilmektedir.
Gezegenler sistemini inceleyerek ortaya attıkları bir kısım nazariyelerle şöhret yapan Kant, Laplas, Chamberlin Moulton ve Weizseacerer denen alimlerin hepsi de, gezegenlerin gök boşluğunda oluşan buhar veya buluttan meydana geldiklerini ve zamanla katılaşan bu buluttan parçalanıp ayrılınca, dönmeye başladıklarını ileri sürmüşlerdir. Bu konulrda Kur'an şöyle buyurur :
“Sonra (Allah'ın iradesi) buhar halindeki göğe yöneldi.» [667]
“Göklerle yer, bitişik bir haldeyken, biz onları bîri birinden ayırıp yardığımızı, her diriyi de sudan yarattığımızı o inkâr edenler görmediler mi? Onlar hala inanmayacaklar mı?» [668]
Dünyanın da diğer gezegenler gibi dönmekte olduğunu, bir Türk alimi olan Birunî (973-1051) keşfetmiştir. Halbu ki pek çok Türk aydını bu mühim keşfi, beşyüz yıl sonraki Kopernik'e (14734543) maleder, maalesef...
Arzın bu dönüşü hakkında Kur'an şöyle buyurur.
“(Kulum Muhammedi) Dağları görür onları hareketsiz sanırsın. Halbu ki onlar, bulutlar gibi yürüyor.» [669]Dağların yürümesi, şüphesiz yer küresinin yürümesidir tabii. [670]
Astronomide Müslümanların Öncülüğü
Amerikalı meşhur Medeniyet Tarihçisi “Wili Durant»'ın yazdığı “C.L. François Vaudou»nun S. 310-313 de şunlar yazılıdır :
Halife Memun, gezegenleri inceletmek üzere kurmuş olduğu bir ilim hey'eti, arzın yuvarlaklığından emin bulunuyorlardı. Bunlar Sincar sahrasından tesbit etmek suretiyle arzın muhitini ölçtüler. Elde ettikleri neticelere göre arzın muhitini 35.000 kilometre hesab ettiler. Bunlar temamiyle ilmî esaslarla hareket ediyorlardı. Bunlar arz derecesini de ölçtüler. Bunların hesabı 56 2/3 mil çıktı. Yâni bizim bugünkü hesabımızdan ancak, yarım mil fazlaydı.
Bundan sonra daha başka İslâm Astronomlarından bahsederek Birunî (973-1051) hakkında şöyle der :
Birunî Dünyanın yuvarlaklığını tereddüt etmeden kabul etmekle beraber, her şeyi arzın merkezine doğru çeken cazibeyi (yer çekimi) de ısbat etti ve kürei arzın her gün kendi mihveri etrafında ve her sene de güneşin etrafında döndüğünü ortaya attı. [671]
Kur'an Ve Gezegenlere Varma İmkânı
Yerde olduğu gibi, göklerimizdeki gezegenlerde de hayvanların -ki insan da buna dahildir- bulunduğunu Kur'an şöylece açıklar :
“Göklerin ve yerin ve bunların içinde (Allah'ın) yayıp ürettiği bütün dabbelerin (hayvanların) yaradılışı, onun (Allah'ın) ayetlerindendir. O, Bütün bunları bir araya (bir gezegende) toplamaya da, dilediği zaman hakkıyle kadirdir.» [672]
Bu mealde geçen “dabbe» sözünü hayvan diye tercüme edişimiz, mealim altta yazdığımız ayete istinadendir.
“Allah her dabbeyi, sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üstünde (sürüngenler) yürüyor, kimi iki ayağı üstünde (insan ve kuşlar) yürüyor, kimi de dört (ayağı) üstünde yürüyor...» [673]
Ayetin mealinde geçen “O (Yâni Allah) bütün bu canlıları bir araya toplamaya dilediği zaman kadirdir.» beyanı gösteriyor ki, bir gezegenden diğerine gitmek Allah'ın izniyle mümkündür, oralara gidilmez diye bir şey yoktur.
Bu ayeti tefsir eden bir Din aliminin görüşü.
“Sıratı Müstakim» dergisinin 1909 da çıkan 51. sayısında, Selânikli Hafız Ferit imzalı yazıda şu neticeyi okuyoruz :
Hey'etşinasların (astronom) son keşiflerine bakarak, bâzı gezegenlerde hayatın mevcut olduğuna, ayrıca insanoğlunun sahip olduğu üstün kabiliyetinde erginliğine güvenerek, keşiflerin bu durumda kalmayıp, daha çok ilerleyeceğine ve ileride insanoğlu ile göklerde yaşayanlar arasında ulaşım veya haberleşme vasıtalarının kurulacağına tamamiyle kanaat getirdim.
Merhum Hafız Ferit hocanın görüşü, 65 yıl sonra gerçekleşmiş ve insanoğlu, Aya seyahati başarmıştır. [674]
[667] Fussılet: 41/11.
[668] Enbiya: 21/30.
[669] Nemi: 27/88.
[670] Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 216.
[671] Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 216-217.
[672] Şûra: 42/29.
[673] Nûr: 24/45.
[674] Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 217-218.