- Kur´an-ı Kerim´de Umretü´l Kaza

Adsense kodları


Kur´an-ı Kerim´de Umretü´l Kaza

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sat 19 December 2009, 09:50 pm GMT +0200
Kur´an-ı Kerim´de Umretü´l Kaza

Resulullah (s.a.v.) efendimiz görmüş olduğu sadık bir rüya da sahabileriyle birlikte, kimi başlarını tümden tıraş ederek, kimi de saçlarını kısaltarak Mescid-i Haram´a giriyorlardı. Bu rüyadan sonra Hudeybiye sulhu yapılmıştı. Peygamber efen dimiz de ihramdan çıkmıştı. Hz. Ömer üzüntü ve öfkeyle: "Ya Resulullah Kabe´yi tavaf edeceğimizi bize vadetmemiş miydin?" diye sormuş, Peygamber efendimiz de: "îlla da bu sene Kabe´yi tavaf edeceğimizi size vadetmedim ki" diye cevap vermişti. Ce-nab-ı Allah´da bu rüyayı Hudeybiye´de değil, Umretül kazada gerçekleştiğini müslümanlara açıklamıştı. Her ne kadar Hu deybiye, fethin başlangıcı olmuştuysa da bu rüya Hudeybiye´de değil Umretül Kazada gerçekleşmişti. Bu konuda Cenab-ı Allah şöyle buyurmuştur:

"Andolsun, Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. (Allah´ın elçisi rüyada ashabıyla birlikte Mekke´ye girdiklerini, bazıları nın saçlarını tamamen tıraş ettiklerini, bazılarının da kısalttı ğını görmüştü.) Allah dilerse güven içinde (kiminiz başlarınızı tıraş ederek ve kiminiz saçlarınızı) kısaltarak, korkmadan Mes-cid-i Haram´a gireceksiniz. Allah bizim bilmediğimizi bildi. Bundan önce size yakın bir fetih (Hayber fethini) verdi.

O Resulünü, hidayet ve hak dinle gönderdi ki O (hak di)ni, bütün dinlere üstün kılsın. Şahit olarak Allah yeter. Muham-med Allah´ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar, kafirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler. Onların, rü ku ve secde ederek Allah´ın lütuf ve rızasını aradıklarını görür sün. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır. Onların Tevrat´taki vasıfları ve İncil´deki vasıfları da şudur: Bir ekin gibidirler ki, filizini çıkardı, onu güçlendirdi, ekincilerin hoşu na gider, onlara karşı kafirleri de öfkelendirir (bir duruma gel di). Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve bü yük mükafat v adetmiş tir." (Fetih: 27-29)