- Küçük bir Kardesimizin Hikayesi

Adsense kodları


Küçük bir Kardesimizin Hikayesi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
ezelinur
Thu 21 October 2010, 04:54 pm GMT +0200


Gözlerinizi kapatin, atmisa kadar sayin içinizden…
Acaba bu bir dakikada dünyada neler olmus olabilir?
Dogumlar, ölümler, hastaliklar, tabiî âfetler, yanginlar, seller,
bogulanlar…
Dünyanin diger ucunda saniyede bir açliktan ölenler varken, baska
bir bölgesinde sismanliktan patlamak üzere olanlar!..
Dünya, sâkülü kaymis bir duvar gibi… Ölçüsüz, dengesiz, endâzesiz!..
* * *
Burada uzun uzun masallar anlatacak degilim!..
Herseyin toz pembe oldugu; iyiligin, güzelligin, dogruluk ve
dürüstlügün her yani sardigi mutluluk dolu ülkelerden veya
devirlerden bahsedecek degilim!..
Ben aci dolu bir çagin, muzdarip bir sâhidiyim!.. Gözüm hep gözyasi
gördü, kan gördü, iskence gördü, aci gördü!..
Içim burkuldu hep, insanlarin köse bucak kovalanmasindan; ezilip
bükülmesinden, kolunun kanadinin kirilmasindan… Ardindan pis pis
kahkahalar savrulmasindan biktim!..
Ben acilar çaginin sâhidiyim!.. Milyonlarin savaslarda öldügü,
milyarlarin açlikla ve hastalikla pençelestigi… Ve milyarlarin
doyuramadigi yüzlerin - binlerin çagindan sesleniyorum: Dilim kuru,
sesim ciliz ve takatsizim!.. Var mi sesimi duyan!..
Ben çocuklarin, annelerinden süt yerine aci emdigi bir çagdan
sesleniyorum; Bosna’dan, Çeçenistan’dan, Afrika’dan, Nijer’den,
Irak’tan, Afganistan’dan…
Ben insanligin tükendigi, baba ve annelerin (!), öz evlâdini
hunharca katlettigi bir çagdan sesleniyorum. Insani, insan olmaktan
utandiran tablolarin yüzlerce, binlerce defa göz göre göre
tekrarlandigi bir çagdan!..
Yüregim kaniyor, anliyor musun?
Agliyor musun?
* * *
Size Filistin’den bir olay anlatacagim sadece… Binlercesine emsâl
teskil etsin diye…
 2004 Ekim’di…
Adi Iman el-Hams ve on üç yasinda…
 Elinde beslenme, sirtinda kitap çantasi… Okula gidiyordu. Annesi
kapkara saçlarini taramis, yandan iki örük yapmis, yanagina bir
öpücük kondurmus, saçlarini sivazlamis ve ugurlamis!..
Ardindan olanlari bir Israil askerinden dinleyelim!..
“-Filistinli kiz, elinde çantayla mevziye yaklasiyordu. Askerler
ates açinca kaçmaya basladi. Ancak fazla gidemeden vurulup yere
kapaklandi. Subayimiz yerde yatan kiza yaklasip basina iki el ates
etti. Bununla da yetinmeyip tüfegi otomatige alarak sarjörü, zaten
ölmüs olan kizin üzerine bosaltti. Durmasi için seslendik, ama bize
kulak vermedi. Gördügümüz sahne çok kötüydü ve içimizi yaraladi. Bir
kiz çocuguna böylesine saldirmak hepimizi kirletti.” (Av. Nusret
Gürgöz, Antalya Barosu Dergisi, s: 31)
Ve yil 2005…
Geçtigimiz Kasim ayinda, bu subay beraat etti; mahkeme onun
durumunu “kendini savunma” seklinde târif etti ve mâsum, silâhsiz,
küçücük bir çocugun vahsice öldürülüsü “normal” karsilandi.
* * *
Simdi sizi, bu vak’ayi naklettigim dergiden Av. Nusret Gürgöz’ün,
daha fazla yoruma hâcet birakmayan sözleriyle basbasa birakiyorum:
“Iman el-Hamsi son yolculuguna sevenleri ugurladi. Herseyin bittigi,
insanin caninin iyice yandigi, sözün, yazinin, dünya tarihinde
yazilmis  tüm metinlerin anlamsiz kaldigi zamanlar olur. Iste bu
zaman, öyle bir zamandir. Yazilan siirlerin, romanlarin, söylenen
türkülerin, dizilen notalarin, çalinan davullarin, güzel gelinlik ve
damatliklariyla gelecege ugurlanan delikanlilarin, kiraz agacinin,
süslenenlerin, irmak burgaçlarinin, sözün, sazin, oyanin, sevginin,
fisildanan ask sözlerinin… kursunlandigi zamandir.
Ögrencilerin su mataralarinin, sivanan saçlarin, iki örük saçlarin,
ders kitaplarinin, Mahmud Dervis’in siirlerinin, yanaga konulan
öpücüklerin, anne sicakliginin, kardes sicakliginin, baba
sefkatinin, aksamlari birlikte yenilen yemeklerin, hafta sonu
kahvaltilarinin, çocuklarin dostu köpeklerin, kedilerin, kuslarin,
akvaryumdaki baliklarin, oyuncaklarin, atlanan iplerin, misketlerin,
yere çizilip oynanan çizgiler oyununun, duvarlara asilan
fotograflarin, logusa odasinin, hâmilelik günlerinin, karna içerden
atilan tekmelerin, uykusuzluklarin, pisliklerin, bebek kokusunun,
armaganlarin, sicacik bebe yataginin, dedelerin coskusunun,
ninelerin sevincinin, emegimizin, ekmegimizin… kursuna dizildigi
zamandir!..”
(…)
“Iman el-Hams simdi uyuyor. Biliyorum, kursunlarin girdigi yer çok
aciyordur. Ama rahat uyu Iman el-Hams, rahat uyu!.. Taa buradan
sana, baba sefkati, kardes sefkati, dost sefkati, anne sefkati…
yolluyorum.
Rahat uyu Iman el-Hams, ellerinden, gözlerinden, yüreginden
öpüyorum. Rahat uyu Iman el-Hams, kanayan kursun yaralarindan
öpüyorum.
Rahat uyu!..” (Av. Nusret Gürgöz, a.g.e, s: 31-32)

_MeLiKe_
Thu 21 October 2010, 08:37 pm GMT +0200
Allahın bu zulme dur diyeceği zaman yakındır,adaleti tahakkuk edecektir,mazlumun duası arşa ulaşmak üzere inşallah...

OLSUN BE ALDIRMA YARADAN YARDIR...
SANMAKİ ZALİMİN ETTİĞİ KARDIR...
MAZLUMUN AHI İNDİRİR ŞAHI
HER ŞEYİN BİR VAKTİ VARDIR...
                   
                               YUNUS EMRE

Biraz daha sabır inşallah

hafız_32
Thu 21 October 2010, 09:35 pm GMT +0200
Esselamu aleykum kardeşim.Ne güzel demiş Yunus emre.Mazlumun ahı yerde kalmaz inş.Bizim dualarımızda hep onlarla.Rabbim Kahhar ismiyle tecelli etsin onlara.

Selametle...