- Küçük Abdest Bozarken Selam Alınır Mı?

Adsense kodları


Küçük Abdest Bozarken Selam Alınır Mı?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
reyyan
Sat 3 December 2011, 09:13 pm GMT +0200
8. Küçük Abdest Bozarken Selam Alınır Mı?


 

16. ... İbn Ömer (r.a.)'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Peygamber (s.a.) küçük abdestini bozarken bir adam çıkageldi, selam verdi. Hz. Peygamber o adamın selâmını almadı."[80]

Ebû Dâvûd dedi ki:

"İbn Ömer ve başkalarından rivayet edildiğine göre Resûl-i Ek­rem (s,a) önce teyemmüm etti, sonra o adamın selâmını aldı."[81]

 

Açıklama

 

Nesâî'nin rivayetinde Hz. Peygambef'in kendisine abdest bozarken verilen selamı almadığı, ifade ediliyorsa da, aslında orada da Hz. Peygamber'in bu selamı anında almadığı, abdest alıncaya ka­dar te'hir ettiği kast edilmektedir. Nitekim 18 numaralı hadis-i şeriften de açıkça anlaşılan budur. "Muhakkak İd selâm, Allah'ın isimlerinden yere in­dirilmiş (size bildirilmiş) bir isimdir. Onu aranızda yayınız.”[82] hadisi şerifi de selâmın Allah'ın isimlerinden biri olduğunu bildirmekte ve müslümanların onu aralarında yaymalarım emretmektedir.

Hz. Peygamberin, kendisine selâm veren zâtın selâmını o vaziyetteyken derhal değil de geciktirerek almaktan maksadı, bu şekilde selâm vermenin doğru olmadığına ait o kimsenin dikkatini çekerek kendisini ikaz ve te'dib etmektir.

Nitekim şu hadis-i şerif de bu gerçeği açıkça ifâde etmektedir. "Resu-lüllah (s.a.) küçük abdestini bozarken bir adam, onun yanından geçti ve se­lâm verdi. Hz. Peygamber de ona,

“Bir daha beni bu halde gördüğün zaman sakın selim verme. Çün­kü eğer şelfim verirsen ben senin bu selâmını almam (alamam)"[83] buyurdu.[84]

 

Bazı Hükümler

 

1. Aslında farz olan selâm almak, abdest bozma esnasında mekruhtur.

2. Abdest bozana selâm veren bir kimsenin selâmının alınmasını bekle­meye hakkı yoktur. Bu konuda âlimler görüş birliği içindedirler.

Peygamber Efendimiz, o adamın selâmını almakla mükellef olmadığı halde teyemmüm ettikten sonra bu selâmı alması, onun yüksek ahlâkı cümlesindendir.

Hz. Peygamber o kimsenin selâmını almakla mükellef olmadığını “Bir daha bu halde selâm verirsen selamını almam” sözleriyle ifade buyurmuş­tur.

3. İhtiyaç giderme esnasında aksıran "elhamdülillah", karşısındaki de "yerhamükellah" diyemez. Ezana İcabet edemez. Cima hâlinde de durum böyledir. Ancak dil hareket ettirilmeyerek kalben "elhamdülillah” ve "yerbamükellah" denilebilir. Bu zikirlerin helada dil ile söylenmesi âlimle­rin çoğuna göre tenzihen mekruhtur. Her ne kadar İbrahim en-Nehaî ile İbn Şîrîn ihtiyaç giderme esnasında zikrin caiz olduğunu söylemişlerse de delille­ri yoktur.

4. Abdest bozduktan sonra abdestsiz olarak selâm almak, Allah'ın isim­lerinden birini anmak, bir başka ifâdeyle zikretmek caizdir. Nitekim 18 nu­maralı hadis-i şerif de bunu ifâde etmektedir. Ancak abdestli olarak zikret­mek daha faziletli olduğundan Hz. Peygamber abdest bozarken kendisine selâm veren zatın selâmını, abdest bozduktan hemen sonra almamış, ancak teyemmüm ettikten sonra almıştır.

Musannif Ebû Dâvûd, Hz. Peygamber'in bu selâmı teyemmüm etme­den almadığını iyice vurgulamak İçin metnin sonuna bunu ifâde eden bir ta­lik eklemiş ve bu talik 329 numaralı hadiste Ebu'l-Cüheym yoluyla, 330 nu­maralı hadiste îbn Abbas yoluyla 331 numaralı hadiste de İbn Ömer yoluy­la, muttasıl bir senetle Hz. Peygamber'e ulaşmıştır.

İmam Nevevî musannif Ebû Davud'un rivayet ettiği 320 numaralı hadis-i şerifi açıklarken: "Hz. Peygamber'in bu selâmı almak için abdest yerine te1 yemmüm etmesi, o sırada suyun bulunmayışı sebebiyle olmuştur. Çünkü su varken onu kullanmaya muktedir kimse için teyemmüm etmesi caiz değil­dir, isterse vaktin çıkması söz konusu olsun. Bu hususta bayram ve cenaze namazları ile diğer namazlar arasında bir fark yoktur. Ulemanın ekserisinin görüşü budur” demektedir.

Ancak Nevevî'nin bu açıklaması, abdestsiz yerine getirilemeyen ibadet­ler için geçerli ise de, abdeste bağlı olmayan taatlar için geçerli değildir. Se­lâm da abdeste bağlı olmayan taatlardandır.

Nevevî, Müslim Şerhi'nde bu mevzuda şöyle diyor: "Bu hadis farz na­mazlar için teyemmüm etmenin caiz olduğu gibi nafile namazlar ile şükür ve tilâvet secdesi gibi fedâil için de teyemmümün câîz olduğuna delâlet et­mektedir. Ulemânın büyük çoğunluğu bu görüştedir."

Bilindiği gibi Hanefî ulemâsına göre abdest almadığı takdirde namazın geçeceği anlaşılırsa, cenaze ve bayram namazları için geçerli olmak üzere su varken teyemmüm etmek caizdir.

 

17. ... el-Muhacir b. Kunfuz[85] ’dan rivayet edildiğine göre O, Ne­bi küçük abdestini bozarken yanına gelip selâm verdi. Resul*i ekrem (s.a.) selâmını almadı. Abdest aldıktan sonra özür beyân ederek, "Ben aziz ve celil olan Allah'ı tahâretsiz olarak ağzıma almayı uygun görmedim" buyurdu.[86] 

 

Bazı Hükümler

 

1. Bu hadis-i şerif abdest bozarken Allah'ın isimlerinden birini ağza almanın mekrûh olduğuna delâlet eder.

Zira es-Selâm, esman hüsnâ'dandır.

2. İhtiyaç giderme sırasında, kendisine selâm verilen kimsenin selâm al­mak için işini bitirinceye kadar beklemesi gerektiği de hadisin ihtiva ettiği hükümlerdendir. Fakat, selâm vermenin cevap beklemeğe hakkı yoktur. As­lında, Allah'ı zikir iki kısımdır:

a. Belli bir zamana bağlı olarak yapılan zikir,

b. Belli bir zamana bağlı olmadan yapılan zikir, (selâm almak gibi). Bi­rinci kısma giren zikirlerin abdestli veya abdestsiz fakat zamanında yapılması daha faziletli ve müstehaptır. Helaya girerken ve çıkarken yapılan du­alar gibi. Bunların efdal vakti tuvaletten çıkınca olduğundan hemen o anda yapılır. İkinci kısım ise, belirli bir vakte bağlı olmayan zikirdir. Bunda efdal olan temiz iken zikretmektir. Zira genellikle abdestsiz ve temiz olmayan kişi zikredebilir.[87]

[80] TirmM, tahâre 67; Isti'zan 27; Nesâî: tahâre 32-33;İbn Mâce, tahâre 27; Dârimî, Isti'zan 13.

[81] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 37.

[82] Buhârî, Ahlak Hadisleri (trc. F. Yavuz), II, 365.

[83] 1bn Mâce, tahâre 27.

[84] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 37.

[85] El-Muhficir b. Kanfuz b. Umeyr b. Ctid'an -el-Kureşî et-Teymî, Bir rivayete göre Muhâ-cir'in ismi Amr, Kunfuz'unki ise» Halef dir. Muhacir ve Kunfuz isimleri takmadır. Bu mübarek sahabî hicret etmek istediği zaman müşrikler kendisini yakalayarak irkence et­tiler. Sonra çaresini bulup ellerinden kaçtı ve Peygamber Efendimiz'in huzur-i saadetle­rine sağ-salim erişmeye muvaffak oldu. Bunu göçen Rasul-i Ekrem (s.a.) "tjte bn gerçekten muhacirdir" iltifatında bulundular.-Onun Mekke'nin fethi günü Müslüman olduğuna, Basra'da oturduğuna ve orada öldüğüne dair de bir rivayet vardır. Kendisinden Ebû Dâ-vud, Nesâî ve İbn Mâce hadis rivayet etmişlerdir. (Bilgi için bk. Îbnu'1-Esir Üsdıı'I-g&be, V, 279).

[86] Nesai, tahare 6; İbn Mace, tahare 27.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 38-39.

[87] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 39-40.


melda 6D
Sun 21 December 2014, 01:12 pm GMT +0200
aslında selam almak abdest sırasında mehruktur