sidretül münteha
Mon 31 January 2011, 05:25 pm GMT +0200
2. Koruma Velâ'si:
Ulema, bir kimse, bir başkasının telkin ve delaletiyle müslüman olursa, o başkası o kimsenin velâsına sahip olur mu, olmaz mı diye ihtilaf etmişlerdir.
İmam Mâlik, îmam Şafiî, Süfyan Sevrî, İmam Dâvûd ve bir cemaat «Velâ'sına sahip olmaz» İmam Ebû Hanife ile tabileri «Eğer müslümanlığı kabul eden kimse, ona velâ'sını verirse, olur» demişlerdir. Zira Hanefîlere göre kişi, isterse velâsını başkasına verebilir. O başkası da ona hem varis, hem Âkile olur. îmam Ebû Hanife'ye göre kişi, eğer velâsını verdiği kimse henüz onun adına herhangi bir diyet te'diyesinde bulunmamış ise, velâsını verdiği kimseden alıp başkasına verebilir. Bir başka grup da, «Kişi başkasının telkin ve delaletiyle müslüman olduğu zaman, bizzat müslüman olması ile velâsı o kimsenin olur» demişlerdir.
Birinci grubun dayanağı Peygamber Efendimiz'in,
«Velâ hakkı ancak azatlay'anındır'»hadisidir. Zira bu hadiste -görüldüğü gibi- hasır (sınırlama) vardır. Yani velâ hakkı azatlayandan başka kimseye verilemez. Hanefîlerin dayanağı da, «Ana babanın ve yakınların bıraktıklarından herbirine birtakım kimseleri varis kıldık. Kendileriyle yeminleştiğîniz kimselere hisselerini veriniz» [50] âyet-i kelimesidir. Kişinin kendi telkin ve delaletiyle müslüman olan kimseye velâ hakkına sahip olduğunu söyleyen üçüncü grubun dayanağı da Temim Darî'nin, «Peygamber Efendimize başkasının telkin ve delaletiyle müslüman olan müşrikin velâsını sordum. Bana, 'O, ona sağlığında da, ölümünde de insanların en yakınıdır' diye cevap verdi» [51] hadisidir. Rivayete göre Ömer b. Abdülaziz de bununla hükmetmiştir. Birinci grup «Söz konusu 'Kendileriyle yeminleştiğiniz kimselere hisselerini veriniz' âyet-i kerimesi mensuhtur. Bu hüküm İslâmiyet'in başlangıcında mer'i idi» demişlerdir.
Ulema, velâ hakkım başkasına satmanın veya hibe etmenin caiz olmadığında müttefiktirler. Çünkü Peygamber Efendimizin bunu yasak ettiği sabittir. [52]
3 . Velânın Devlete Ait Oluşu:
Ulema, kişi kölesine «Sen adaksın» dediği zaman, kölenin velâsı devlete mi, kendisine mi ait olur diye ihtilaf etmiştir. îmam Mâlik, «Devlet, bu kölenin hem velâ sahibi, hem âkilesidir. Çünkü bu ifade, kölenin bütün halk adına azatlanmak istendiğini bildirmektedir. Meğer kişi bu ifadeyi kullanırken kölenin kendisi adına azatlanmasım kasdetmiş olsa, o zaman velâsı ona ait olur» demiştir. îmam Ebû Hanife ile İmam Şâfİî ise, «Kasdı ne olursa olsun, kölenin velâsı kendisine aittir» demişlerdir. îmam Ahmed, İmam Dâvûd ve Ebû Sevr bu görüştedirler. Kimisi de «Kölesini bu ifade ile azatlayan kimse, velâsını istediği kimseye verebilir. Şayet kimseye vermezse devlete ait olur» demiştir. Leys b. Sâ'd ile Evzâî de bu görüştedirler. İbrahim Nehâî ile Şa'bîde, «ŞAİBE diye adlandırılan bu kölenin velâsını satmakta da, hibe etmekte de sakınca yoktur» demişlerdir.
[53]
[50] Nisa, 4/33.
[51] Abdiirrezzak, 9/39, no: 16271; Ahmed, 4/102.
[52] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/160-161.
[53] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/161.