- Kıyası haberi vahide tercih edenlerin delilleri

Adsense kodları


Kıyası haberi vahide tercih edenlerin delilleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Mon 13 June 2011, 02:46 pm GMT +0200
2. Kıyası Haber-i Vahide Tercih Edenlerin Delilleri


Kıyası, ravisi fakih olmayan haber-i vahide tercih edenler çeşitli de­liller ileri sürmüşlerdir. Bunları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

a. Sahabenin kıyasla amel ettiği ve haber-i vahidi reddettiği meş­hurdur. Nitekim İbn Abbas Ebu Hureyre'nin "Ateşe dokunan şeyden dolayı abdest alınız" hadisini rivayet ettiğini işittiği zaman:

"Sıcak su ile abdest alsaydın, ondan dolayı da abdest alman gerekecek miydi" demiş; "Cenaze taşıyan abdest alsın" hadisini işittiği zaman da:

 "Kuru ağacı ta­şımaktan dolayı bize abdest gerekir mi?" diye karşılık vermiştir. Ayrıca Hz. Ali Berra' hadisini ve Hz. Ömer de Fatıma binti Kays hadisini kıyasla reddetmişlerdir. İbrahim en-Nehâî ve Şa'bî ise "Zina yoluyla doğan ço­cuğun üç şerliden biri olduğu" hadisi konusunda:

"Eğer zina çocuğu üç şerliden biri olsaydı, Hz. Peygamber annesinin onu doğurmasını bekler miydi?" demişler ki, bu bir tür kıyastır [1265].

Serahsî'ye göre:

Bu konuda seleften meşhur olarak rivayet edilen hususların önemine binaen şöyle denilmelidir:

Fakih ravinin rivayetle­rinden kıyasa uygun olanla amel edilir; muhalif olanlarından ise sadece selefin kabul ettikleri ile amel edilir, bunun dışında ise serî kurallara uy­gun kıyas tercih edilir. Meğer ki o konuda içtihat kapısının kapanmış ol­duğu kabul edilsin. Çünkü sahabenin hadisleri manen rivayet etmeleri daha yaygındı. Resûlullah'ın kelamında kastedilen her mânaya vakıf ol­mak ise zor bir iştir. Zira "Bana özlü söz söyleme özelliği verildi ve din özet olarak bildirildi" hadisinde buyurduğu üzere ona sözlerin özü ve­rilmiştir. Halbuki bir sözü mâna olarak nakleden, ibareden sadece anladı­ğını nakleder. İşitendeki anlayış eksikliği çok kerre kastedilenlerin bir kıs­mını tespit edememesi sonucunu doğurur. Bu eksikliği aynı hadisin lafzen ve manen rivayetlerinin karşılaştırılması halinde anlamak zor değildir. Ravide Resûlullah'ın sözünü anlama eksikliğinin olabileceği düşüncesiy­le deriz ki:

Haber-i vahidin sahih kıyasa muhalif olması halinde, habere konu olan hususta içtihat kapısı kapanmış ve zaruret ortaya çıkmış ise ha­beri mutlaka terketmek gerekir [1266].

b. Kıyas kitap, sünnet ve icma ile sabit olan bir delildir, Haber-i va­hidin Hz. Peygamber'e ulaşması ise şüphelidir. Bu durumda kıyasla sabit olan, haber-i vahidle sabit olandan daha kuvvetli olmuş olur ve onunla amel de daha uygundur [1267]. Aynı şekilde sahih kıyasa her yönüyle aykırı olan bir haber mâna yönünden de kitap, meşhur sünnet ve icmaa aykırı olmuş olur [1268].

c. Kıyas haber-i vahidden daha sağlamdır. Çünkü haberde ravinin unutması ve yalan söylemesi ihtimalleri varken bunlar kıyasta söz konusu değildir [1269].

d. Kıyasın tahsise ihtimali yoktur. Haberde ise bu ihtimal söz ko­nusudur. İhtimal söz konusu olmayan diğerine tercih edilir [1270].

e. Eğer kıyasa muhalif olan haber-i vahidi reddetmeyecek olursak onu kitap ve meşhur sünnet ile sabit olan kıyası neshetmiş ve kıyas konu­sundaki icmaa ters düşmüş oluruz. Zira Kur'an'da "Ey akıl sahipleri! İbret alın" [1271] buyurulmakta ve böylece kıyasla amelin gerekli olduğu bildirilmektedir. Meşhur sünnette ise Muaz ve daha başka sahabîlerin kı­yasta bulunduklarına dair haberler bulunmaktadır. Bu sebeple haber-i va­hidi reddetmek daha uygundur [1272].

Hanefi'lerin kıyası habere tercih ederken zikrettikleri deliller işte bunlardan ibarettir. Âmidî bunlara şu görüşünü eklemiştir:

Müçtehid kı­yasla sabit olan bilgiyi, kendi içtihadı; haber-i vahid yoluyla hasıl olan bilgiyi ise başkası vasıtasıyla kazanmaktadır. Kişinin kendine güvenmesi ise, başkasına güvenmesinden daha mükemmeldir [1273].



[1265] Abdülaziz el-Buhârî, a.e., ll, 378; Serahsî, a.e., I, 340-341.

[1266] Serahsî, a.e., I. 341.

[1267] Serahsî, a.e., I, 341; Abdülaziz el-Buhârî, Keşfü'l-esrâr, II, 378.

[1268] Serahsî, a.e.. I, 341.

[1269] Abdülaziz el-Buhârî, a.g.e., II, 378.

[1270] Abdulaziz el-Buhârî, a.e.. II, 378.

[1271] el-Haşr: 59/2.

[1272] Abdulaziz el-Buhârî, a.g.e.. II, 378.

[1273] Âmidî, el-İhkâm, I, 297. Misfir B. Gurmullah Ed-Dümeyni, Hadiste Metin Tenkidi Metodları, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1997: 366-368.