sumeyye
Sat 15 January 2011, 04:22 pm GMT +0200
Kıyamet Yaklaştı
35. Abdullah bin Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
"Muhakkak, sizden önceki ümmetlerin geçirdiği ömre nazaran sizin ömrünüz, ikindi namazından gün batışına kadar geçen süre kadardır."[215]
İzah
Hadiste kıyametin yakın olduğu nazara verilmektedir. Tirmizî'de Ebû Said el-Hudrî'den buna benzer şöyle bir hadis rivayet edilir:
Ebû Said el-Hudrî (r.a.), bir ikindi namazım kıldıktan sonra Peygamberimizin kendilerine kıyamete kadar olacak şeylerden haber verdiğini bildiriyor. Onun anlattıklarını naklettikten sonra da şöyle diyor:
"Başımızı çevirip batmadık yeri var mı diye güneşe bakıyorduk. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Dikkat! Dünyanın geçirdiği ömre nisbetle geri kalan ömrü, şu günümüzün geçen zamana nispetle geri kalan miktarı kadardır."[216]
30 numaralı hadisi izah ederken de yer verdiğimiz gibi, Kur'ân-ı Kerim kıyametin yakın olduğunu haber verir. Meselâ bir âyet şöyledir:
"Kıyametin gerçekleşmesi göz açıp kapayıncaya kadar, yahut ondan daha yakındır. Şüphesiz ki Allah'ın kudreti herşeye yeter."[217]
Gerek âyetlerde, gerekse hadislerde kıyametin yakın olduğunun haber verilmesi, fakat aradan 1400 küsur sene geçtiği halde kıyametin kopmaması, her hangi bir şüpheye yol açmamalıdır. Çünkü, âyet ve hadislerde ifâde edilen "yakınlık" İnsanın ömrüne göre değil, dünyanın ömrüne göredir. Dünyanın ömründen geçen asırlara göre kalan yıllar için "yakındır" demek yanlış olmaz. Bediüzzaman, bu gerçeği şöyle ifâde eder:
"Kur'ân 'Kıyamet yakındır' ferman ediyor. Bin bu kadar sene geçtikten sonra gelmemesi, yakınlığına halel [zarar] vermez. Zira kıyamet, dünyanın ecelidir. Dünyanın ömrüne nisbeten bin veya ikibin sene, bir seneye nisbetle bir iki gün veya bir iki dakika gibidir. Saat-i kıyamet [kıyametin vakti] yalnız insaniyetin eceli değil ki, onun ömrüne nisbet edilip baîd [uzak] görülsün."[218]
Geniş bilgi için Kıyamet Alâmetleri İsimli eserimize bakınız.[219]
Akşam Namazını Geciktirme
36. Abbas bin Abdulmuttalib (r.a.) rivayet ediyor:
"Ümmetim akşam namazını yıldızlar çoğalıncaya kadar geciktirmedikleri müddetçe fıtrat (hak din) üzere devam ederler."[220]
Müstedrek'teki rivayet "hayır veya fıtrat üzere" şeklindedir. Bu, râvinin tereddütüdür.[221]
Rüşvet Haramdır
37. Abdullah bin Amr (r.a.) rivayet ediyor:
"Rüşveti alan da veren de Cehennemdedir."[222]
İzah
Dinimizde haram kılınan şeylerden birisi de rüşvettir. Peygamberimiz yukarıdaki hadislerinde rüşveti alanın da verenin de Cehennemde olduğunu bildirerek, rüşveti şiddetle yasaklamıştır.
Rüşveti yasaklayan daha pekçok hadis vardır. Meselâ Peygamberimiz, hüküm karşılığında rüşvet alınmadan önce salih amel işlemede acele edilmesini istemektedir.[223] Resûlullah (s.a.v.) hâkimin rüşvet almasını küfür olarak değerlendirmiştir. Rüşveti haram kılan bir başka hadis şöyledir:
"Allah, rüşveti verene, alana ve aracılık yapana lanet etsin."[224]
Rüşvetin haram kılınmasında bir çok hikmetler vardır. Herşeyden önce rüşvet, haksız hükümlere yol açar. Kişiye hakkı olmadığı şeyleri kazandırır. Dolayısıyla rüşveti yasaklamak, hâkimin haksız hüküm vermesine, kişinin hakkı olmadığı birşeyi elde etmesine, devletin kazancının şahısların cebine akmasına engel olmak demektir. Aslında rüşvetin zararları, toplumumuzda izaha gerek bırakmayacak kadar açıkça görülmektedir.
Rüşvet hediye değildir[225] diyoruz ve konuyu başka bir hadisle tamamlamak istiyoruz:
"Rüşvetin yaygınlaştığı topluluk korkuyla cezalandırılır."[226]
[215] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/93.
[216] Tirmizî, Fitne: 24.
[217] Nahl: 16/77.
[218] Sözler, s. 318.
[219] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/94-95.
[220] İbni Mâce, Salât: 7; Dârimî, Salat: 17; Müstedrek, 1:303. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/95.
[221] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/95.
[222] 95.
[223] Câmiü's-Sagîr, 3:194
[224] Tirmizî, Ahkâm: 9; Ebû Dâvud, Akdiye: 4; İbni Mâce, Ahkâm: 2.
[225] Câmiü's-Sagîr, 3:165.
[226] Müsned, 4:279, (17789.) İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/95-96.