müzzemmil
Fri 16 September 2011, 07:00 pm GMT +0200
28- Kıyâme, İnsan, Abese, Tekvir ve Târik Sûreleri'ndeki Ayetler
a) Hz. Peygamber kendisine verilen vahyi ezberlemek için tekrar eder. Bunun üzerine Yüce Allah, "Onu tekrarlamak için dilini depretme. Onu toplamak ve ve (sana) okutmak bize düşer"[690] ayetlerini gönderir. İslam alimlerinden bazıları, "Onu tekrarlamak için dilini depretme" kısmının mensuh olduğunu ileri sürmüşlerdir.[691] Bu gelen naklin doğru olabilmesi için, Kur'ân-ı Kerim'de aksini emreden başka bir ayetin olması gerekmektedir. Oysa böyle bir ayet söz konusu değildir. Öte yandan, yaptığımız araştırmada gelen nakilleri doğrulayacak önemli bir delil bulunamamıştır.[692] Dolayısıyla ayetin neshi, nakil ve akla göre mümkün değildir. Ezber yapmak için çalışmak normal insanlar için geçerlidir. Peygamberin buna ihtiyacı yoktur. Çünkü vahiy Allah'ın koruması altında bulunmaktadır. Nitekim, yirmi üç sene içinde vahiy gelmiş, Hz. Peygamber gelen vahyi ezberlemek için tekrar etme ihtiyacı duymamıştır. Buda bize, ayetin neshedilmediğini açık bir şekilde göstermektedir.
b) İnsan Sûresi'nde 8,24, ve 29. ayetler neshe konu olur. Bunlardan 8. ayette yetimlerin doyurulması istenmekte,
24. ayette sabır ve 29. ayette de Kur'ân'ın Öğüt olduğu, isteyenin tutacağı, dileyenin inkar edeceği hatırlatılmaktadır. Dikkat edilirse bu ayetlerin anlamlarında neshe konu olabilecek bir durum görülmez. Söz konusu nakil, Kur'ân ilimleri ve tefsir usulü kitaplarında bulunmaktadır.[693] Bununla birlikte, tefsir kitaplarında mensuh edildiğini belirten önemli bir nakile rastlanamamıştır.
c) Abese Sûresi'nde, "Artık dileyen onu düşünür."[694] ayetinin neshi zikredilir.[695] Yaptığımız araştırmada ayetin mensuh olmadığı, nesih edilmesi için sağlam bir naklin bulunmadığı görülmüştür.[696] Mensuh olması halinde anlam tamamen değişmiş olacaktır.
d) Tekvir Sûresi'nde, 28. ayet mensuh kabul edilir.[697] Ayetin anlamı, "Aranızda doğru hareket etmek isteyenler için."dir. Dikkat edilirse, mananın tamam olabilmesi için 30. ayetle beraber düşünmemiz gerekmektedir. "Alemlerin Rabb'i Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz." Mensuh olacaksa bu iki ayetin birden neshedilme-si gerekmektedir. Ayetle ilgili yaptığımız araştırmada nesihle ilgisinin olmadığı kanaatine varılmıştır.[698]
e) Târik Sûresi'nde mensuh kabul edilen bir ayet vardır O da 17. ayettir.[699] Kurtubî'de yer aldığına göre bu ayet seyf ayetiyle nesh edilmiştir. Fakat niçin neshedildiği açıklanmamıştır.[700] Ayetin anlamı, "Hele sen kafirlere mühlet ver, biraz bırak on/an. "dır. Bu ayetin Tevbe Sûresi beşinci ayetle bir zıtlığı söz konusu değildir. Ayetin anlamında tehdit ve vaad yer olduğu için nesih olamayacağı belirtilir.[701] Kaynaklarda söz konusu nakil bir haber olarak geçmekte, bunun gereğini savunan bulunmamaktadır.[702]
f) Gâşiye Sûresi'ndeki Ayet
Söz konusu surede. "Sen onların üzerinde zorlayıcı değılsın"[703] ayetinin sevf ayeti olarak bilinen Tevbe Sûresi beşinci ayet tarafından nesh edildiği nakledilir.[704] Bu bilgiler, Taberî ve ibn Arabi'de bulunur. Taberi söz konusu nakillere yer verdikten sonra neshedilmediği görüşüne katılır.[705] İbn Arabi'de ise rivayetin kimden geldiği belli değildir. Bununla birlikte mensuh kabul edilen ayeti, Hz. Peygamberin, "insanlar Allah'ın birliğini kabul edinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Bunu kabul ederlerse can ve mallarını benden korumuş olurlar. Ancak Allah'ın hakkı müstesnadır. Onun hesabı Allah'a aittir."[706] hadisiyle tefsir eder. Bu açıklamalarından sonra Hz. Peygamber'in tebliğine karşı çıkan Müşriklerin öldürülmesini emreden ayeti delil göstererek, incelemeye aldığımız ayeti mensuh kabui eder.[707] İbn Arabi'nin iler sürdüğü bu görüş ve kanaatler, diğer mü-fessirler tarafından kabul görmez.[708]
Tefsirlerde yer alan bilgilere işaret ettikten sonra ayetle İlgili şu görüşleri belirtmemiz mümkündür: İslâm'ın hedefi insanların kendi iradelerine göre karar vermelerini sağlamaktır.[709] Onları zorla Müslüman yapmak değildir.[710] Bununla birlikte, inanan bir İnsan inancının gereğini yapmak durumundadır. Müslüman, fakirin hakkı olan zekatı vermekle görevlidir. Zira zekat, Müslümanlardan alınan bir nevi vergidir. Bunun alınması ve fakire verilmesi zorunludur. İslâm'ın diğer emirleri de bunun gibidir. Burada incelemeye aldığımız ayet ise, inanmayan insanları konu edinmektedir. Onların statüsü ise farklıdır. İnanmaları için baskı yapılamaz. İslâm insanların gönüllerini kazanarak İnanmalarını sağlamıştır. Zorla Müslüman olmaları sağlanacak olsaydı imtihanın, cennet ve cehennemin bir anlamı olmazdı. Öte yandan İslâm'ın, sevgi ve hoşgörü ile yayıldığı bilinmektedir. Ayrıca Kur'ân'da, mensuh kabul edilen ayet gibi başka ayetler de vardır. Onlar ise, muhkem olarak değerlendirilir.[711] Kur'ân'da benzer anlamları ifade eden aystler muhkem olarak değerlendirilirken, buraya aldığımız ayetin mensuh kabul edilmesi, gelen nakillerin zayıf olduğunu hatırlatmaktadır. Kanaatimize göre ayet muhkemdir. Mensuh olması İçin haklı bir gerekçe yoktur.[712]
[690] Kur'ân-ı Kerim. Kıyame. 75/16.
[691] Bk, Hibetullah, Vrk. 44b.
[692] Konuyla ilgili bk, Taberi, XXX/18; İbn Kesir. İV/449: İbn Arabî, İV/1894.
[693] Bk. Hibetullah, Vrk. 44b.
[694] Kuran-ı Kerim, Abese, 80/12.
[695] Bk. Hibetullah, Vrk. 45a.
[696] Konuyla ilgili bk. Taberi, XXX/53; İbn Kesir. IV/471.
[697] Bk. Hibetullah. Vrk-45a.
[698] Taberî_ XXX/84; İbn Kesir. İV/480.
[699] Bk. Hibetullah. Vrk. 45a.
[700] Bk. Kurtubî, Tefsir, XX/12.
[701] İbn Cevzî, a.g.e., s. 555.
[702] Taberî, XXX/150; İbn Kesir, VI1/368; Elmalılı. IX/133. Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 121.122.
[703] Kur'ân-ı Kerim, Gâşiye, 88/22.
[704] Bk. Hibetullah, Vrk. 45b: İbn Hazm, s. 202.
[705] Taberi. Tefsin XXX/166.
[706] Bk. Buhari, İman, 17,28: Müslim. İman, 33; Ahmed b. Hanbel, Müsned. İV/8.
[707] Bk. İbnArabî. İV/1924.
[708] Bk. İbn Kesir. İV/504; Alusî Tefsir, XXX/117. Kasımı, XVII/6242; Elmalılı, VIII/5787
[709] Bk. Kuran-ı Kerim. Bakara. 2/256.
[710] Bk. Kuran-ı Kerim. Hûd, 11/118.
[711] Bk. Kur'ân-ı Kerim, Râ'd, 13/40; Kasas, 28/56; Kâf. 50/45.
[712] Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 123-124.