seymanur K
Thu 13 October 2011, 04:16 pm GMT +0200
Kitab (Kur'an) :
Kur'ân-ı Kerîm'in büyük bir kısmı Mekke'de, geriye kalan kısmı da Medine'de nazil olmuştur. Mekkî âyet ve sûreler, daha çok iman esasları, ibâdet, dua, öğüt ve ahlâkî hükümleri içine alır. Ahkâm âyetleri ise, daha çok Medenî âyet ve sûrelerde yer almaktadır. Altı binden fazla âyet ihtiva eden Kur'ân'ın doğrudan doğruya amelî ve teşrîî hükümler bildiren âyetleri, elbette İslâm Hukukunun anayasasını teşkil eder ve bu âyetlerin sayısı ikiyüzü geçer. Dolaylı olarak veya tefsîr suretiyle hüküm istinbat edilen âyetler de onlara ilâve edilirse, sayıları beşyüz kadarı bulur. [150] Bununla birlikte Kur'ân, dünya edebiyatında “Kanun” diye bilinen Tevrat'tan daha az hukukî malzeme ihtiva etmemektedir. [151]
Kur'ân'da, medenî hukuk sahasına giren hususlar, özellikle aile, mîras ve ceza hukuku ile devletler hukukuna âit hükümler yer alır. Bunların bazısı genişçe anlatılırken, bir kısmı prensipler ve küllî kaideler halinde vazedilmiştir. [152]
Kur'ân'ın, İslâm fıkhı için ilk ve ana kaynak oluşunda bütün müslümanlar birleşmişlerdir. Ancak, bazı âyetlerden hüküm istinbat ederken, bu âyetlerin mücmel ifadelerini tefsîr ve bir kısım lafızlarının delâletlerini kavrayış bakımından müctehidler arasında ihtilâflar çıkmıştır. [153] Kur'ân'da “nesih” cereyan edip etmediğide tartışma konusu olmaktadır. Nesihtarih bakımından sonra gelen bir âyet'le önceki âyetin hükmünün kaldırılmasıdır. [154] Kur'ân tarafından önceki şerîatlerin nesh ve ta'dîl edildiğini münâkaşasız olarak kabul eden İslâm bilginleri, bizzat Kur'ân'da nesih vaki olup olmadığı konusunda ihtilâfa düşmüşlerdir. Bu konuyu ilk olarak ele alıp derinlemesine inceleyen, İmam Şafiî'dir. Şafiî ve bir çok bilginlere göre, Kur'ânda “Nâsih” ve “Mensûh” âyetler vardır. Allah, Kur'ân'daki hükümlerin bazısını, kullarına kolaylık olsun diye, sonra kaldırmıştır. Nitekim Kur'ân'da, “Allah, dilediğini mahveder ve dilediğini bırakır; Ana Kitab Onun katındadır.” [155] buyurmuştur. [156] Ancak Şafiî, Kur'ân âyetini yine Kur'ân âyetinin neshedeceğini ve nesih olayını bildiren bir de sünnetin bulunmasının şart olduğunu söyler. [157]
Bir kısım tslâm bilginleri, Kur'ân'daki nesih'den maksat tahsîstir, demişlerdir. Gerçekten de neshedilmiş (mensuh) olduğu ileri sürülen âyetlerin çoğu tahsis edilmiştir. Bunu görmek için îmam Şafiî'nin misâl olmak üzere zikrettiği mensuh âyetlere bakmak yeter. Sözgelimi, Şafiî, Müzzemmil Sûresi'nin 1-4 âyetlerinin, aynı sûrenin 20. âyetiyle neshedildiğini söyler. (Risale, s. 114) Halbuki burada nesih değil, ancak tahsis söz konusu olabilir.
Neshedildiği ileri sürülen âyetlerin sayısı da ihtilaflıdır.
Celâîuddin Suyûti, 20 kadar âyetin mensuh olduğunu kabul etmiştir. [158] Şah Veliyyullah Dehlevî de, “el-Fevzü'1-Kebîr” inde bu meseleyi ele alıp açıklarken, Suyûti'nin ileri sürdüğü 21 mensuh âyetin 16 sının neshedilip edilmediğinin isbatlanamıyacağını; fakat geriye kadan beş âyetin mensuh olduğuna inandığını söylemiştir. [159]
[150] A. Emin, Fecru'l-İslâm, s. 228,220.
[151] S.D. Goitein, “İslâm Hukukunun Doğum Anı,” İslâm Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, c. I, cüz: 1-4, Çev. Bülend Davran, s. 58.
[152] A. Emin, a.g.e., s. 230,232; M.Y. Musa, Muhâdarât fî Târihi'1-Fıkhı'1-İsiâmi, c. I, s. 6,7.
[153] M.E. Zehra, Tarihu'l-Mezâlıibi'l-Fikhiyye, s. 58;59. .
[154] Şerahsî, Usûl, yazma: Fatih, No. 1235, .varak: 140/b; 1537b.
[155] Ra'd: 13/39
[156] ME. Zehra, Usûlü'I-Fıkh, s. 173,177; Tayyib Hasan en-Neccar, Teyfsîru'l-Vusul, s. 64; Şafiî,, Risale, s. 108,107,114.
[157] Şafiî, a.g.e. S. 222,223.
[158] Suyûtî, el-İtkan fî Ulûml'l-Kur'ân, Mısır, 1278, c. II, s 27,26; M.E. Zehra, Usûlü'1-Fıkh, s. 179; Mevlânâ M. Ali, İslâm Dînî, Çev. Naciye Akseki, İstanbul 1943, s. 58 vd.
[159] Şah Veliyyullah'ra görüşünü nakleden Mevlânâ Muhanınıed Ali, bu beş âyetin de mensuh olmadığını ileri sürer ve Sahabîlerin dilindeki nesih tabirinin “tahsis” anlamında kullanıldığını söyler. (Bak: İslâm Dini, s. 53 vd., 70 vd.)
Dr. Abdulkadir Şener, İslam Hukukunun Kaynaklarından Kıyas, Istıhsan Ve Istıslah, Diyanet İsleri Başkanliği Yayınları: 35-36.