- Kısas sahicilerinin dönmelerinde diyet

Adsense kodları


Kısas sahicilerinin dönmelerinde diyet

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Fri 1 April 2011, 04:28 pm GMT +0200
Kısas Sahicilerinin Dönmelerinde Diyet Ödemeleri:





Kısasa şâhidlik edenler şâhidliklerinden dönerlerse, ölenin diyetini öderler: Kendilerine kısas tatbik edilmez. Çünkü maktulü onlar öldürmüş değillerdir. Kuyuyu kazan kimse misalinde olduğu gibi, Ölüme sebebiyet vermek kısası gerektirmez. Zorlamakda hüküm bunun hilâfınadır. Çünkü zorlanan kimse kendisinden istenileni yapmaya mecburdur. Bu zorlama onun hayatına tesir eder. Öldürülenin velisi böyle değildir. O, kendi iradesine sahiptir. Kişinin kendi iradesine sahip olması sebebiyet vermeye mâni olur. Kısas tatbik etme imkânı olmayınca, diyet ödemek vâcib olur. Zira haksız yere öldürme halinde ya kısas tatbik edilir, ya da diyet ödenir. Şâhidler maktulün velisinin katili kısasdan affettiğine şâhidlik eder de, sonra sonra bu şâhidliklerinden dönerlerse, tazminat ödemezler. Çünkü kısas mal değildir.

Tâbi durumdaki şâhidler şâhidliklerinden dönerlerse, bu defa diyeti bunlar öderler: Çünkü telef etmenin mes'ûliyeti bunlara yüklenmiştir. Zira hâkimi bu mes'elede hüküm vermeye zorlayanlar bunlardır. Asıl şâhidler şâhidliklerinden dönüp, 'kendimize tâbi şâhidler tutmadık' derlerse; tâbi durumdaki şâhidler tazminat ödemezler: Çünkü onlar sebebiyet vermeyi inkâr etmişlerdir ki, o da şâhid tutmaktır. Artık hüküm de verilmiştir. Çünkü o muhtemel bir haberdir. Eğer; 'biz onlan şâhid tuttuk ama yanıldık' derlerse, tazminatla mükellef olmazlar.

İmam Muhammed dedi ki; tazminat ödemekle mükellef olurlar. Çünkü tâbi durumdakiler onların şâhidüklerini aktarmışlardır. Böylece onlar sanki mahkemede hazır olmuşlardır.

Ebû Hanîfe ile Ebû Yûsufun bu mes'eledeki görüşlerinin gerekçesi şudur; hüküm, hakimin gözüyle gördüğü hüccete dayanılarak verilmiştir ki, o hüccet de tâbi durumdaki şâhidlerin şahidlik etmeleridir. Dolayısıyla tazminat onlara yüklenir. Asıl şâhidlerle tâbi durumdaki şâhidler topluca şâhidliklerinden dönerlerse; tazminatı, -açıkladığımız sebepden dolayı- Ebû Hanîfe ile Ebû Yûsuf a göre tâbi durumdaki şâhidlerin ödemesi gerekir. İmam Muhammed'e göre hâkim dilerse, tazminatı asıl şâhidlere yükler, dilerse tâbi durumdaki şâhidlere yükler. Bunların gerekçeleri yukanda anlatılmıştı. Ama bu iki yol birbirine zıttır. Birbirleriyle bağdaştınlmalan mümkün değildir.

İhsan [24] şahidlik  edip de sonra bu şâhidliklerinden dönenler

tazminatla mükellef olmazlar: Çünkü ihsan, haddin tatbik ediliş illeti değildir. O sadece yalın bir şarttır. Hüküm illete dayandırılır, şarta değil...

Bir kimsenin yemin ettiğine şahidlik edenlerle şart ettiğine şahidlik edenler şâhidliklerinden dönerlerse, tazminatı; yemine şâhidlikde bulunduktan sonra dönenlerin ödemesi gerekir: Çünkü sebep yemindir. Telefiyetin mes'ûliyeti ise; şartı değil de, sebebi ortaya koyana yüklenir. Çünkü hâkim şart şâhidlerinin değil de, yemin şâhidlerinin şâhidliğine dayanarak hüküm verir.

Bu mes'elenin sureti şöyledir; bir adamın kölesini azad etmeyi veya karısını boşamayı eve girme şartına bağladığına iki kişi şahidlik eder, öte yandan iki kişi de eve girildiğine ve gerdekden evvel kadının boşandığına şahidlik ederlerse, sonra da şâhidliklerinden dönerlerse; azad ve boşama şarta bağlandığına şahidlik eden şâhidlerin, kölenin kıymetini ve mehrin yansını ödemeleri gerekir. Çünkü sebep kendileridir.

Şâhidleri tezkiye edenler tezkiyelerinden dönerlerse, sebep oldukları zararı öderler: İmameyn dediler ki; bunlar zararı ödemezler. Çünkü bunlar şâhidleri -iyiliklerini söyleyerek- övmüşler ve ihsana şahidlik eden şâhidler gibi olmuşlardır.

Ebû Hanîfe'ye göre ise, hâkim ancak tezkiye edilen şâhidlerin şâhidliklerine dayanarak hareket eder. Dolayısıyla tezkiye, hükmün illetinin illeti olmaktadır ve hüküm de buna dayandmlmaktadır. Ama ihsan şâhidlerinin durumu bunun aksinedir. Çünkü ihsan; hüküm için yalın bir şarttır.

Doğruyu en iyi bilen elbette ki, Allah (cc) dır. [25]



[24] Bir kimsenin hür, müslüman ve sahih bir nikâhla evli olduğu halde, zina ettiğine şahidlik edip de, bu şehâdetlerine dayanılarak zanlı kişi recmedildikten sonra şâhidliklerinden dönerlerse; recmedilen kimsenin uğradığı zarardan dolayı tazminat ödemekle mükellef olmazlar. (Mütercim).

[25] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/257-259.

gulsahkilicaslan
Sun 8 March 2020, 12:19 am GMT +0200
Paylaşımınız için teşekkür ederiz Allah razı olsun hocam selâm ve dua ile

Sevgi.
Sun 8 March 2020, 11:37 pm GMT +0200
Esselâmü Aleyküm. Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim. Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah

Bilal2009
Tue 10 March 2020, 07:18 am GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun