- Kırkdördüncü Mektup

Adsense kodları


Kırkdördüncü Mektup

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
derya
Thu 14 January 2010, 03:16 pm GMT +0200
KIRKDÖRDÜNCÜ MEKTUP

Birisi, İmam-ı Şafii’nin kavli kadimi ile İmâm-ı Mâlik’in mezhebine göre, şer’an kocasından ayrılıp, aybaşı hâli gören ve aniden kam kesilmiş, ancak bu durumu üzerinden bir sene geçmeyen bir kadını nikâhla aldığı olaya karşı şeyh hazretleri de «biz, zaif kavl ile amel edene itiraz etmiyoruz, muteber şartları mevcud olduktan sonra, dinde her dört mezheblerin taklid edilmesi caizdir» diye buyurduğu sözleri hakkındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Hiç bir varlık yok ki, onu hamd ile tesbi’h etmesin! Salat ü selam Allah’ın yaratıklarınm en hayırlısı Muhammed’in, al ve ashabının üzerine olsun! Biz bu fetvayı inkar etmiyoruz. Onunla amel etmekten kaçsak da zaif kavl ile amel edene de itiraz etmiyoruz. Nitekim bu durum Nakbişendiye tarikatının sadatının (Allah sırlarını kutlasın) kendilerine seçtikleri adetlerindendir. Din mes’elelerinde, mevcud şartlar muvacehesinde, İmam-ı Malik ile diğer üç mezheb sahiblerinin mezheblerinin taklid edilmesi caizdir. Ancak bu nikah fasiddir. Çünkü bu fetvayı veren kimse, kadın ile velisinin ikrarları üzerine eski kocasının talakı üzerinden bir yıl geçmeden, hatta on ay geçtikten sonra, müftü nikahı kıymıştır. İddeti tamam olmadan bu nikahı kıyan kimse, kıyamet gününün maliki olan Allah’ın huzuruna çıkacağından korkmaz mı? Halbuki kadının kardeşi, «Ben nikahı kıyan hocaya, boşanma tarihini söyledim, o zaman bir yıl iddeti tamam olmamıştı. Şimdi iddeti dolmuş, nikahı caiz değildir. Çünkü kadın ya bir veya iki haym geçmiştir diyor.» doğrusunu Allahü teala daha iyi bilir.