sidretül münteha
Mon 14 March 2011, 09:17 pm GMT +0200
5- Soru:
Kibir için giyilen kıyafetin ölçüsü var mıdır? Bir zaman ve bölgede kibir alâmeti sayılan giysi, başka yer ve zamanda böyle sayılmıyorsa hüküm ne olacaktır?
Cevap: Kibir için giyilen elbiseye bir ölçü tayin etmek zordur. Bayağı elbiselerle insan kibre kapılabileceği gibi, çok değerli elbiselerle kibir duymadığı da olabilir.
Allah Resulü, kalbinde zerre miktarı kibir olanın Cennete giremeyeceğinden haber verirken, elbise ve benzeri şeylerin güzel olması insanın hoşuna gider diyen sahabiye de, "Bunlar güzel şeylerdir. Allah güzeldir, güzeli sever. Fakat kibir, Hakkı tanımamak ve insanları hakir görmektir" buyurmuşlardır. [595]
Aynı anlamda İbn Hacer, "izarını kibirle çekene Allah rahmetle nazar etmez" hadis-i şerifini şerh sadedinde şöyle der:
"Bu konudaki delillerden anlaşılan şudur ki, Allah'ı düşünerek, O'na şükrederek, kendisi gibi olmayanları hakir görmeksizin, üzerinde Allah'ın nimetini izhar gayesiyle giydiği güzel elbiseler, son derece değerli olsalar bile, mubah olan şeyler oldukları sürece kişiye zarar vermez." [596]
Nevevî de, "Hadisin zahiri, elbiseyi kibirle çekmekle mukayeddir. Bu da haramilğin kibre bağlı olduğunu gösterir. Şafiî de bunu böyle tasrih etmiştir" der. [597]
İzz b. Abdisselâm, "Kesinlikle riyaya düşmeyeceğinden eminse, âlim ve sâlihlere has elbiseleri giymekte bir beis yoktur. Ama bu konuda endişeli ise, âlîm ve sâlih olsa bile, bu özel kıyafetleri terketmeli" [598] derken kibrin elbise şeklinden çok, kişinin niyetiyle alâkalı olduğunu anlatır.
Ebu'l-Abbas el-Kurtubî de bu sadedde, "Kişinin nefsini beğenmesi (kibir) Rabbi'nin nimetlerini unutmak, kendisini kâmil ve güzel mülâhaza etmektir. Eğer kendini yüceltip başkasını hakir görürse, işte mezmûm kibir budur." [599]
Hidâye'de, "Terini, abdest ıslaklığını vb. silmek için taşıdığı mendil, bîr çeşit büyüklenme ve kibirlenme olduğundan mekruhtur" dendikten sonra, "Kibir için değil de, ihtiyaca binaen taşınsa mekruh değildir" denmektedir. [600] Kibrin olmayışını "elbiseyi giydikten sonra da giymeden önceki psikolojik hal üzere olma" şartıyla belirlemeye çalışan İbn Abidin ise, daha net bir sınır çizer. [601]
Ancak işin ifratı ve tefriti, zannı gâlible kibre medar olacağından, ya haram ya da mekruh görülmüş ve Allah Resûlü'nün, "kim şöhret elbisesi giyerse, kıyamet günü Allah ona horluk elbisesi giydirir; sonra da onun içerisinde ateşe atılır" [602] hadisi şerifleri bu konuda delil gösterilmiştir.
Selef, şöhret elbisesini en lüks ve en paspal olmak üzere işin iki ucu olarak anlamıştır. [603] Bu yüzden (hoş karşılanmayan bir beldede) yamalı elbise giymenin şer"an mekruh olduğu, bunun, zühdünü izhar için giyilmesi ve talep aracı olarak kullanılması halinde ise, haram bile olabileceği söylenmiştir. [604]
İzz b. Abdisselâm, "Yenleri uzun tutmak sünnete muhalif bir bid'attir ve israftır" demiş [605], Kâdî lyâz da ulemâdan naklen, "Elbisede ihtiyacı ve mutad olanı aşan uzunluk ve genişlik gibi herşeyin mekruh olduğunu" söylemiştir. [606]
Allah Resulü, elbisesini kibirle çekene Allah'ın rahmetle bakmayacağını söylerken, Hz. Ebu Bekir'in elbisesinin sarkık olduğunu söylemesi üzerine, Resûlullah "Sen bunu kibirden ötürü yapmıyorsun" buyurmuştur. [607]
[595] Muhammed ez-Zebîdî, age., VII/347-4&
[596] İbn Hacer, age r XI1/372
[597] Muhammed ez-Zebîdî, age., Vll/347-48
[598] İbn Hacer el-Heytemî, el-Fetâva'l-Kübrâ, 1/265
[599] Muhammed ez-Zebîdî, age., VI11/346
[600] el-Mergınanî, el-Hidâye, Kerâhiyât.
[601] İbn Abidin, age., V/223.
[602] İbn Kayyim el-Cevziyye, Zâdü'l-Meâd, 1/37
[603] Aynı kaynak.
[604] Şihâbu'd-dîn el-Hafacî, age., 1/590
[605] Süyûtî, e1-Hâvîr l/l I 3
[606] Muhammed ez-Zebîdî, age., VII1/347.
[607] Aynı kaynak. Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 225-227.