sidretül münteha
Thu 16 December 2010, 04:27 pm GMT +0200
(559) Kendisine Yastık = Minder Bırakılan Kimse
1176— Ebû Kılâbe demiştir ki:
— Ebû Melîh bana haber vererek şöyle anlatmıştır:
— Baban Zeyd'le beraber Abdullah ibni Arar'm yanına gittik de, o bize söyledi:
Benim (devamlı) oruç tutmam Peygamber (Sav)e anlatıldı. Bunun üzerine Peygamber benim yanıma geldi. Beri de ona (üzerine oturması veya yaslanması için) içi hurma lifi doldurulmuş deriden bir yastık bıraktım. Peygamber yer üzerine oturdu, yastık benimle onun arasında kaldı. Sonra Peygamber bana şöyle buyurdu:
«Sana her aydan üç gün oruç tutmak kâfi gelmez mi?» Dedim ki:
— Ya Resûlallâh!.. (Bu yetmez).
«Beş gün (yetmez mi)?» buyurdu. .Dedim ki:
— Ya Kesûlallah!.. (Yetmez).
«Yedi gün (yetmez mi)?» buyurdu. Dedim ki:
— Ya Resûlallah!.. (Yetmez).
«Dokuz gün (yetmez mi)?» buyurdu. Dedim ki:
— Ya Resûlallah!.. (Yetmez).
«On bir gün (yetmez mi) ?» buyurdu. Dedim -ki:
— Ya Resûlallah!.. (Yetmez). Peygamber şöyle buyurdu: «Davud Peygamber (As)'nı orucu üstünde <bir oruç yoktur:
Bir gün oruç tutmak ve Bir gün iftar etmek suretiyle senenin yarısını oruç tutmaktır.»[1084]
Hadîs-i Şerifin ilci yönü vardır. Biri edeble ilgili, diğeri de ibadetle ilgilidir. Edeble ilgili kısım şü :
İnsan misafirine çeşitli ikramlarda bulunur. İlk ziyarette misafirin rahatça oturmasın) sağlamak maksadı ile ona minder, yastık gibi şeyler tahsis edilir. 8u bir nezaket ve terbiye ifadesidir. Misafirin bunlardan herhangi biri üzerine oturmaması veya yaslanmaması da bîr tevazu eseridir Peygamber (Sav) burada minder üzerine oturmayşı, minder üzerinde oturmanın caiz olmadığı İnancından değil, sadeliği tercih etmelerinden ve yüksek tevazu ahlâkına sahip bulunmalanndandı.
İslâm'da her şey bir ölçüye bağlıdır, ibâdetler dahi bir ölçü ve itidal üzere yapıldığı zaman onların kıymetleri çoğalır. Devamlı surette her--gün oruç tutmak veya gece gündüz namaz kılmak tarzında edilen ibâdet makbul olmaz. İnsanın cemiyet içinde çeşitli vazifeleri vardır; Nefsine karşı, ailesine karsı ve çevresine karşı... Dinin emrettiği şekilde bu vazifeleri yerine getirmek de bir ibâdet sayılır. Üstelik bir İbâdetin fasılasız devamlılığı halinde onun halâvett de kalmaz. Onun İçin devamlı surette oruç tutmakta olan Abdullah îbnî Amr'ın durumu Peygamber ehaber verilince, Peygamber bizzat onun yanına gitmiş ve nihayet yılın yansından çok oruç tutmanın caiz olmadığını ona bildirmişti. Her aydan üç, beş, yedi, dokuz, on bir ve on beş gün tutmak veya bir gün oruç tutup, bir gün iftar etmek suretiyle oruca devam etmek ve bundan ziyade etmemek gerektiğini açıklamışlardı. Amellerin hayırlısı, az dahî olsa, devamlı olarak yapılanıdır.[1085]
1177— Abdullah ibni Biter'den rivayet edildiğine göre,, Peygamber (Sav) babasına (Büsr'e) gitti de, Peygambere bir kadife minder bıraktı. Peygamber de onun üzerine oturdu.[1086]
Bundan önceki Hadîs-i Şerife ve açıklamasına bakılsın.[1087]
[1084] Buhârî: (30) Kitabu's-Siyam, (59.) Bab. Müslim: (13) Kitabu's-Sıyam, Hadîs: 191. Faâlu'lîak: C. Et, s. 585-587.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/538-539.
[1085] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/540.
[1086] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/540.
[1087] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/540.