reyyan
Tue 24 August 2010, 09:38 am GMT +0200
Kemik Cinlerin Yiyeceği, Tezek De Hayvanlarının Yiyeceğidir
Cinlerin neler yediği hakkında fazla bir bilgimiz yoktur. Yalın ateşten, yani ışından yaratıldıklarına bakılırsa, hilkattaki özelliklerine göre onlar için besleyici bazı gıdalar da yaratılmıştır. İstinca konusuyla ilgili hadislerde kemik ve tezekle temizlenme men'edilmiş, illet olarak iki ayrı husus belirtilmiştir: Birincisi, "tezek necistir" denilmiş; ikincisi, "Kemik ve tezek cinlerin yiyeceğidir", diye cevap verilmiştir.
Kemik üzerinde cinlerin gıdalanacağı bir yiyecekten söz ediliyor ki, onların atılan kemiklere uğradıkları zaman Allah tarafından o kemikler üzerinde birtakım yiyecek mahiyetinde şeyler vücud buluyor. Tezek ise onların hayvanlarının yemidir.
Rivayetlerin tamamından bu mâna çıkmaktadır. Biz şimdi ilgili hadîsleri naklediyoruz:
Ebû Hüreyre (r.a.)'den yapılan rivayette, deniliyor ki: Ebû Hüreyre, Resûlüllah (a.s.) Efendimizle beraber (çıkarak) abdest alması ve hacetini gidermesi için yanında su matarası taşırdı. (Bir defasında) o, matarasıyla Resûlüllah'ı arkadan takip ediyordu. Peygamber (a.s.):
"O kimdir?" diye sordu. O da:
"Ben Ebû Hüreyre..." diye cevap verdi. Resûlüllah O'na:
"Benim için birkaç taş ara ki onlarla (necaseti) silkip gidereyim. Sakın bana kemik ve tezek getirme!" buyurmuştur.
Ebû Hüreyre (r.a.) devamla demiştir ki:
"Elbisemin bir ucuna onun için birkaç taş koyup taşıdım ve getirip iki yanına koyduktan sonra ayrıldım. Peygamber (a.s.) işini bitirince, (kendisine doğru) yürüdüm ve "kemikle tezeğin nesi vardır?" dedim. Buyurdu ki:
"O ikisi cinlerin yiyeceğidir. Hem gerçekten Nusaybin cinlerinden temsilci olarak bir grup cin bana geldi ki onlar ne güzel cinlerdi! Benden yol azığını istediler. Ben de onlar için Allah'a dua ettim ki bir kemiğe veya bir tezeğe uğramaya görsünler, mutlaka üzerinde yiyecek bulurlar..."[334]
Müslimin Alkame hadîsinden yaptığı rivayette nebîz (şıra) ile abdest almayla ilgili İbn Mes'ud (r.a.) rivayetinde bu konuya temas edildikten sonra cinler, Peygamber (a.s.) Efendimiz'den yol azığı istemişler. Peygamberimiz (a.s.) onlara şöyle buyurmuştur:
"Her kemik size ve her (eti yenen hayvanın) fışkı ve dışkısı sizin hayvanınıza yemdir."
Sonra da devamla şöyle buyurmuştur:
"Kemik ve fışkıyla istinca etmeyiniz, çünkü o ikisi (din) kardeşlerinizin yiyeceğidir."
Tirmizî'nin rivayetinde şu fazlalık vardır:
"Tezek ve kemikle istinca etmeyin. Çünkü o ikisi cinlerden (din) kardeşlerinizin azığıdır."[335]
Böylece kemikle tezek hakkında muhtelif rivayetlerden şu sonuç çıkmaktadır: Bir hadiste bu ikisiyle temizlik sağlanamıyacağı, bir hadîste tezeğin necis olduğu açıklanmıştır. Üç hadîste ise, kemiğin cinlerin azığı veya yiyeceği, tezeğin de onların hayvanlarının yemi olduğu farklı ifadelerle belirtilmiştir.
Ağırlık son üç hadîstedir. O bakımdan bu iki maddeyle istincanın iki ayrı illeti bulunuyordur: Birincisi: temiz olmadıkları veya onlarla temizliğin sağlanamıyacağı, ikincisi; onların cinlere ait bulunduğudur. Günümüzde gelişen bilimsel araştırmalar, mikrop, virüs, bakteri üzerinde elde edilen müsbet sonuçlar karşısında her iki illetin de geçerli olduğu, istidlale elverişli bulunduğu muhakkaktır.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, hayvan dışkısında tetanos mikrobu; kemiklerde ise köpeklerin salyasıyla kuduz mikrobunun bulaşmış olabileceği söz konusudur.
Çıkarılan Hükümler:
l- Def-i hacetten sonra mak'âdı tezek, fışkı ve kemikle temizlemek mekruhtur.
2- Çoğu ilim adamlarına göre tezek ve fışkı necistir, Necaset necasetle giderilmez.
3- Taşla istinca etmek müstehabdır. Su bulunan yerlerde taş-ı istincaya gerek yoktur. Su daha temizleyicidir. Müctehid imamlardan bir kısmı suyun tercih edilmesini hükme bağlamıştır.
4- İsrafa yol açan, şer'ân muhterem sayılan maddelerle istinca yapmak, bazan tahrîmen, bazan da tenzîhen mekruhtur. Bu, maddenin özelliğine göredir.
5- Taşla istinca yaparken, müctehid imamların çoğuna göre, sayı şart değil, temizlenme şarttır. Sayı artıp, eksilebilir.
6- Müctehid imamların çoğuna göre, yazılı olmayan kâğıtla istinca yapmakta bir sakınca yoktur. Sahih olan da budur.
Cinlerin neler yediği hakkında fazla bir bilgimiz yoktur. Yalın ateşten, yani ışından yaratıldıklarına bakılırsa, hilkattaki özelliklerine göre onlar için besleyici bazı gıdalar da yaratılmıştır. İstinca konusuyla ilgili hadislerde kemik ve tezekle temizlenme men'edilmiş, illet olarak iki ayrı husus belirtilmiştir: Birincisi, "tezek necistir" denilmiş; ikincisi, "Kemik ve tezek cinlerin yiyeceğidir", diye cevap verilmiştir.
Kemik üzerinde cinlerin gıdalanacağı bir yiyecekten söz ediliyor ki, onların atılan kemiklere uğradıkları zaman Allah tarafından o kemikler üzerinde birtakım yiyecek mahiyetinde şeyler vücud buluyor. Tezek ise onların hayvanlarının yemidir.
Rivayetlerin tamamından bu mâna çıkmaktadır. Biz şimdi ilgili hadîsleri naklediyoruz:
Ebû Hüreyre (r.a.)'den yapılan rivayette, deniliyor ki: Ebû Hüreyre, Resûlüllah (a.s.) Efendimizle beraber (çıkarak) abdest alması ve hacetini gidermesi için yanında su matarası taşırdı. (Bir defasında) o, matarasıyla Resûlüllah'ı arkadan takip ediyordu. Peygamber (a.s.):
"O kimdir?" diye sordu. O da:
"Ben Ebû Hüreyre..." diye cevap verdi. Resûlüllah O'na:
"Benim için birkaç taş ara ki onlarla (necaseti) silkip gidereyim. Sakın bana kemik ve tezek getirme!" buyurmuştur.
Ebû Hüreyre (r.a.) devamla demiştir ki:
"Elbisemin bir ucuna onun için birkaç taş koyup taşıdım ve getirip iki yanına koyduktan sonra ayrıldım. Peygamber (a.s.) işini bitirince, (kendisine doğru) yürüdüm ve "kemikle tezeğin nesi vardır?" dedim. Buyurdu ki:
"O ikisi cinlerin yiyeceğidir. Hem gerçekten Nusaybin cinlerinden temsilci olarak bir grup cin bana geldi ki onlar ne güzel cinlerdi! Benden yol azığını istediler. Ben de onlar için Allah'a dua ettim ki bir kemiğe veya bir tezeğe uğramaya görsünler, mutlaka üzerinde yiyecek bulurlar..."[334]
Müslimin Alkame hadîsinden yaptığı rivayette nebîz (şıra) ile abdest almayla ilgili İbn Mes'ud (r.a.) rivayetinde bu konuya temas edildikten sonra cinler, Peygamber (a.s.) Efendimiz'den yol azığı istemişler. Peygamberimiz (a.s.) onlara şöyle buyurmuştur:
"Her kemik size ve her (eti yenen hayvanın) fışkı ve dışkısı sizin hayvanınıza yemdir."
Sonra da devamla şöyle buyurmuştur:
"Kemik ve fışkıyla istinca etmeyiniz, çünkü o ikisi (din) kardeşlerinizin yiyeceğidir."
Tirmizî'nin rivayetinde şu fazlalık vardır:
"Tezek ve kemikle istinca etmeyin. Çünkü o ikisi cinlerden (din) kardeşlerinizin azığıdır."[335]
Böylece kemikle tezek hakkında muhtelif rivayetlerden şu sonuç çıkmaktadır: Bir hadiste bu ikisiyle temizlik sağlanamıyacağı, bir hadîste tezeğin necis olduğu açıklanmıştır. Üç hadîste ise, kemiğin cinlerin azığı veya yiyeceği, tezeğin de onların hayvanlarının yemi olduğu farklı ifadelerle belirtilmiştir.
Ağırlık son üç hadîstedir. O bakımdan bu iki maddeyle istincanın iki ayrı illeti bulunuyordur: Birincisi: temiz olmadıkları veya onlarla temizliğin sağlanamıyacağı, ikincisi; onların cinlere ait bulunduğudur. Günümüzde gelişen bilimsel araştırmalar, mikrop, virüs, bakteri üzerinde elde edilen müsbet sonuçlar karşısında her iki illetin de geçerli olduğu, istidlale elverişli bulunduğu muhakkaktır.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, hayvan dışkısında tetanos mikrobu; kemiklerde ise köpeklerin salyasıyla kuduz mikrobunun bulaşmış olabileceği söz konusudur.
Çıkarılan Hükümler:
l- Def-i hacetten sonra mak'âdı tezek, fışkı ve kemikle temizlemek mekruhtur.
2- Çoğu ilim adamlarına göre tezek ve fışkı necistir, Necaset necasetle giderilmez.
3- Taşla istinca etmek müstehabdır. Su bulunan yerlerde taş-ı istincaya gerek yoktur. Su daha temizleyicidir. Müctehid imamlardan bir kısmı suyun tercih edilmesini hükme bağlamıştır.
4- İsrafa yol açan, şer'ân muhterem sayılan maddelerle istinca yapmak, bazan tahrîmen, bazan da tenzîhen mekruhtur. Bu, maddenin özelliğine göredir.
5- Taşla istinca yaparken, müctehid imamların çoğuna göre, sayı şart değil, temizlenme şarttır. Sayı artıp, eksilebilir.
6- Müctehid imamların çoğuna göre, yazılı olmayan kâğıtla istinca yapmakta bir sakınca yoktur. Sahih olan da budur.