- Kelalenin Mirası

Adsense kodları


Kelalenin Mirası

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Fri 25 November 2011, 08:33 pm GMT +0200
2- Kelalenin Mirası


1475- Câbir b. Abdullah (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Hasta olmuştum. Resulullah (s.a.v.), Ebu Bekr'le birlikte yaya olarak beni ziya­rete geldi. Derken bayıldım. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.), abdest alıp sonra abdest suyundan üzerime serpti. Bunun üzerine ayıldim. Resulullah (s.a.v.)'e:

“Ey ALLAH'ın resulü! Çocuğum olmadığı için geride kalacak kız kardeş­lerim olması hasebiyle malım hakkında nasıl bir işlem yapayım?” diye sor­dum.

Resulullah {s.a.v), bana hiçbir cevap vermedi. Nihayet;

“Senden fetva isterler. De ki: ALLAH, kelâle babası ve çocuğu olmayan kimse)nin mirası hakkın­daki hükmünü şöyle açıklıyor” [750] mealindeki miras ayetini indirdi. [751]

Açıklama:

Kelâle'nin manası üzerinde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür:

1- Geride çocuk ve baba bırakmadan ölen kimsedir. Lügat alimlerinin cumhuru, Hz. Ali ile Abdullah İbn Mes'ud bu görüştedir.

2- Geride baba bırakmadan ölen kimsedir. Hz. Ömer bu görüştedir.

3- Erkek çocuk bırakmadan ölen kimsedir.

4- Anne ve baba bırakmadan ölen kimsedir.

5- Anne ve baba dışında kalan mirasçılar demektir. Hz. Ebu Bekr, Kurtubî, Hanefi alimlerinden Aynî bu görüştedir.

Her ne kadar Câbir'in mirası hakkında inen ayetin,

“Senden fetva isterler. De ki: Al­lah, kelâle babasız ve çocuksuz kimse)nin mirası hakkındaki hükmünü şöyle açıklıyor” [752] mealindeki ayet olduğu ifade ediliyorsa da, İbn Cerîr; Câbir'in mira­sı hakkında inen ayetin, ALLAH, size, çocuklarınız hakkında; erkeğe, kadının payının

iki misli miras vermenizi emreder [753] mealindeki ayet olduğunu rivayet etmiştir. [754]

Tirmizînin rivayeti de, İbn Cerîr (ö. 310/922)'in bu rivayetini desteklemektedir. [755]

Mâlikî alimlerinden olan Îbnü'l-Arabî (ö. 543/1148), İbn Cerîr'in rivayeti ile Tirmizî'nin. rivayetini, konumuzu teşkil eden hadise tercih ederek bu rivayetlerin arasını te'lif etme yoluna gitmiştir.

Sehârenfûrî (ö. 1346/1927), “Bezlu'l-Mechûd” adlı eserinde bu müşkili şu şekilde çözmeye çalışmıştır:

Aslında Nisa: 4/176 ayeti, Câbir'in mirası hakkında inmiştir. Fakat bu ayeti kerime de, kelalenin mirası açıklanırken söz konusu edilen erkek ve kız kardeşten maksat; anne-baba bir yada baba bir erkek ve kız kardeş değil, anne bir erkek ve kız kardeştir. Nitekim Sa'd b. Ebi Vakkas'ın rivayeti ile Abdullah İbn Mes'ud'un kıraatleri de buna delalet etmektedir.

Durum böyle olunca, anne bir kardeşlerin dışında kalan anne-baba bir kardeşlerle baba bir kardeşlerin mirası bu ayeti kerimede açıklanmamıştır. Bunun üzerine sahabiler, Hz. Peygamber (s.a.v.)'den onların mirasları hakkındaki hükmü sormaya başlamışlardır. Nihayet ALLAH, Nisa suresinin 11. ayetini indirerek onlar hakkındaki hükmünü de açıklamıştır.

Sonuç itibariyle; her iki ayetin inmesine de sebep, Câbir'in mirasıdır. Her iki ayetin de, Câbir hakkında indiğini söylemek mümkündür. Bir başka ifadeyle, yukarıda geçen rivayetler arasında bir çelişki yoktur.

1476- Ma'dân b. Ebi Talha'dan rivayet edilmiştir:

“Ömer İbnu'l-Hattâb, bir Cuma günü hutbe okuyup Peygamber (s.a.v.)'i ve Ebu Bekr'i anıp sonra da:

“Ben arkamdan kendimce daha önemli bir şey bırakmıyorum. Resulüllah (s.a.v.)'e kelâle hakkında başvurduğum kadar hiçbir şey hakkında başvur­mamışımda. O da bana kelâle hakkında yaptığı kadar hiçbir şey hakkında ağır söz söylememiştir. Hatta parmağıyla göğsüme dokunup:

“Ey Ömer! Sana Nisa' suresinin sonunda yazın inen ayet sana yetmiyor mu?” buyurdu.

“Ben eğer yaşarsam o hususta öyle bir hükmedeceğim ki, hem Kur'an okuyan kimseler ve hem de Kur'an'ı okumayan kimseler benim hükmümle hükmedeceklerdir” dedi. [756]

Açıklama:

Yazın inen ayeften maksat; bazılarına göre ilk mirası ayeti [757] kışın ve ikinci miras ayeti yazın indiği için bu adı almıştır. Çünkü o yaz, Veda haccına gidilirken Medine'den çıkılmadan yada bazılarına göre yolda bu ayet inmiştir. Bu ayet ise Nisa suresinin sonuncu ayetidir.

Mirsföta ilgili ilk ayette kelâle hakkında yeterli açıklama bulunmadığından yüce ALLAH kelâle hakkında yeterli açıklama getiren Nisa suresinin son ayetini indirmiştir.

Bu ayette kelâle hakkında yeterli açıklama ve müctehidierin ictihad etmeleri için yeterli İşaretler ve deliller bulunmaktadır.

Kelâle ilgili ilk ayet şu şekildedir:

“Eğer ölen bir erkek veya kadının, ana-babası ve çocukları bulunmadığı halde kelâle şeklinde malı mirasçılara kalırsa ve bîr erkek yahut bir kızkardeşî varsa” [758]

Kelâle ilgili Nisa suresinin sonundaki ayet ise şu şekildedir:

“Senden fetva isterler. De ki: ALLAH, kelâle babasız ve çocuksuz kimsenin mirası hakkındaki hükmünü şöyle açıklıyor.” [759]


[750] Nisa: 4/176.

[751] Buhârî, Vudû' 44, Tefciru Sure-i Nisa 4, Merdâ 15, 21; Ebu Dâvud, Ferâi2 2, 2886, 2887; Tirmizî, Ferâiz 7, 2097; Nesâî, Taharet 103; İbn Mâce, Ferâiz 5, 2728; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/298, 307

[752] Nîsâ: 4/176.

[753] Nîsâ: 4/11.

[754] B.k.z: İbn Cerîr, Tefsirü't-Taberî, 4/276.

[755] B.k.z: Tirmizî, Ferâiz 7, 2096.

[756] Nesâî, Mesacid 17; İbn Mâce, İkametu's-Salat 58, 1014, Et'ime 59, 3363; Alımed b. Hanbel, Müsned, 1/15, 26, 48-49; İbn Ebi Şeybe, Musannef, 2/510-511, 8/304; İbn Hibbân, Sahih, 2091; İbn Huzeyme, Sahih, 1666.

[757] Nisa: 4/12.

[758] Nisa: 4/12.

[759] Nisa: 4/176.