sidretül münteha
Fri 21 January 2011, 02:34 pm GMT +0200
C Keffaretin Ödenme Zamanı ve Miktarı:
1. Keffaretin Zamanı:
Keffaret ne zaman verilirse yeminin hükmü kalkar mes'elesine gelince: Ulema bunda da ihtilâf etmişlerdir.
İmam Şafii «Kişi ister yeminini bozduktan sonra keffaret vermiş olsun, keffaret vermesi ile yeminin hükmü kalkar (yemin etmemiş olur)» demiştir.
İmam Ebû Hanife ise, «Yemin bozulmadan verilen keffaret yeminin hükmünü kaldırmaz» demiştir. İmam Mâlik'ten ise, bu her iki kavil de rivayet olunmuştur.
Bu ihtilâfın sebebi, iki şeydir. Biri, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in,
«Kim herhangi bir şey hakkında yemin eder de ettiği yeminden başkasını daha iyi görürse, daha iyi olan şeyi yapsın da yemini için keffaret versin» hadisinin bir başka rivayetinde:
«Yemini için kefaret versin de daha iyi olan şeyi yapsın» [47] şeklinde vurud etmiş olmasıdır. Zira bu rivayetin zahirinden, yemini bozmadan keffaret verilebildiği, öteki rivayetin zahirinden ise, yemini bozduktan sonra keffaret vermenin gerektiği anlaşılmaktadır. İkinci sebep de, vacib olan herhangi bir hak daha vacib olmamışken verilebilir mi, verilemez mi diye ihtilâf etmeleridir. Çünkü zahir olan şudur ki: Nasıl, zekât düşen bir mala, ancak yılı tamam olduktan sonra, vacib oluyorsa, keffaretin de ancak, yemini bozduktan sonra vacib olması gerekir,
fakat eğer zihar keffaretinde olduğu gibi, burda da keffaret, yemini bozmaya niyet etmekle vacib olur diyecek olursak, o zaman mes'eleye bu yönden ihtilâf girmiş olmaz. Mes'elede -tahmin ederim ki- aklî yönden de ihtilâf edilmiştir. Zira eğer keffaretle yeminin hükmü kalkar diyecek olursak, yemini bozmadan keffaret vermenin caiz olmaması lâzım gelir ve eğer keffaret yeminin vukuuna mani olur dersek, yemini bozmadan da keffaret vermenin caiz olması gerekir. [48]
[47] Müslim, Selam, 35/41, no: 2244; Beyhâkî, 10/32.
[48] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/301-302.