- Kefene güveniyorum !

Adsense kodları


Kefene güveniyorum !

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sun 17 October 2010, 02:53 pm GMT +0200
KEFENE GÜVENİYORUM!




Bediüzzaman Said Nursi Hz.nin talebelerinden Hamdi Sağlamer Ağabey Bediüzzaman Hz.�nin Avukatı Merhum Bekir Berk Ağabey ile ilgili bir hatırasını şöyle anlatır:

           Bir defasında Ankara�daydık. Bize � Temyiz�de mahkeme var; birlikte gidelim� dedi. Öğretmen kardeşimiz Konya� lı merhum Mustafa Özsoy ile beraberdik. Temyiz�deki duruşmalara, avukatlar dışında kimse alınmıyordu. Bekir Ağabey bana bir çanta verdi, Mustafa � nın eline de bir dosya tutuşturdu. Bizi, stajyer veya yardımcı avukat süsü vererek mahkeme salonuna girdirdi.
Manzara müthişti: Yuvarlak bir masa etrafında 27 Mayıs İhtilali�nin karanlık yüzlü adamları çöreklenmişlerdi. O Egesel�ler , Başol�lar hep oradaydı.İhtilalde oynadıkları başarılı(!) rollerine mükafat olsa gerek , bu makama atanmışlardı . Bekir Ağabey�i Yassı Ada�dan da tanıyorlardı. Kin ve nefret dolu gözlerle bizi süzüyorlardı. Adeta yiyecek gibi bakıyorlardı. Egesel, Bekir Ağabey�in moralini bozacak şeyler yapıyordu. Eliyle masaya vuruyor, dinlemez gibi görünüyordu. Bekir Ağabey hiç aldırış etmeden 40 dakika savunma yaptı. Elindeki bütün belgeleri sundu ve sonunda bunların zapta geçmesini istedi. Zapta geçme talebi, Egesel�i kızdırdı. İki eliyle masayı tutup yüksek sesle:
� Neye güveniyorsun Bekir Bey! � diye açıkça tehdit etti.
Bekir Ağabey, tehdide pabuç bırakacak adamıydı? Hemen , � Ver şunu! � deyip hızla çantayı elimden kaptı. Başka bir evrak çıkarıp gösterecek sandım. Bir de baktım ki sürekli çantasında taşıdığı kefenini çıkarıp masanın ortasına fırlatıverdi. Adamların gözleri fal taşı gibi açıldı. Ardından gür bir sesle:
         
� İşte buna güveniyorum! �dedi ve konuşmaya başladı. Öyle yüksek sesle konuşuyordu ki adeta salon çınlıyordu. Vallahi Billahi yeminle söylüyorum, o anda o adamların masaya dayalı ellerine baktım, tir tir titriyorlardı. O zaman gerçekten, Bekir Ağabey�in arkasında bir kuvve-i maneviye olduğunu müdafaa sırasında başka bir şahsiyete büründüğünü anladım!



ALINTI