- Kdv

Adsense kodları


Kdv

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Sat 12 March 2011, 05:56 pm GMT +0200
5- KDV (Katma Değer Vergisi)



Soru: KDV'ye bağlı olarak memurlara ödenen vergi ia­desinin hükmü nedir? Eksik kalan faturaların başkalarından tamamlanması caiz midir? Bir satıcıdan bir mal alma­dan fatura alıp, vergi iadesinde kullanılabilir mi?

Cevap: Önce KDV denen olayı şu haliyle benimsemediğimizi ve de İslâmî olmadığını vurgulamak isterim. Çünkü KDV üretici­den değil, tüketiciden, bir başka ifade ile fabrikatörden değil, iş­çiden ve çiftçiden alınan matrahına zarurî harcamaların da dahil olduğu bir vergidir. Meselâ otuz tane fabrikası bulunan falan ağa, ürettiği mallara istediği fiyatı koyarak satar ve ilk el olduğu için devlete böyle bir vergi de ödemez. Beş-on çocuğu bulunan, kirada oturan ve herhangi bir işe giremediği için sosyal güvenliği de olmayan, bu yüzden çoluk-çocuğunun tedavisi dahil her türlü ihtiyacını simit satarak karşılamaya çalışan Veli Efendi çocuğuna 4 aldığı bir lastik ayakkabıyla, hanımına alacağı basma fistana ve ila­ca KDV öder. Bu yolla devletin kasasında toplanan KDV (enflas­yon hesaba katıldığında) yarı fiyatından daha aşağıya yine o falan ağaya teşvik kredisi olarak verilir. Falan ağa da, gerçekte aldığı krediye faiz vermemekle beraber hatta bir de üste atmakla be­raber, rakamsal faizi maliyetine yansıtır. Mesela l00.-TL. ye sa­tacağı malı söz konusu faizli l400.-TL.ye satar. Beri taraftan tü­ketici Veli Efendi böylece KDV dışında o ağanın kredi borcunu (faiz demiyorum) da ödemeye ortak edilir. Halbuki fakirden do­laylı ya da dolaysız hiç bir vergi alınmamalı, mali transfer zengin­den fakire doğru olmalıdır. Şu anda durum tam tersinedir. Her­halde bu kapitalizmin gereği olarak yapılmaktadır. Buna bağlı ola­rak tüketiciye ödenen vergi iadesinin en olumsuz yönü de sade­ce bir sosyal güvenlik müessesesine bağlı olup prim ödeyenlere verilmesidir. Böylece sanki devlet, "yüz verirsen on veririm" de­miş olmakta ve temelde insana değil üretime değer verildiği gös­terilmektedir. Bu da müslümanlar olarak bizim sosyal devlet an­layışımıza uymayan bir durumdur. Buna göre KDV'yi ödeyen bi­zim simitçi Veli Efendi vergi iadesi de alamayacaktır. Sebep:

İş bulup devlete prim ödememiştir. İşte bizim anladığımız sosyal devlet, sadece hakkı olan değil, görevleri de olan bir devlettir ve vatandaşına iş bulmak onun görevleri arasındadır.

Sorunun diğer bölümlerine gelince:

Vergi iadesi devletten çalınmamakta, devlet bunu bilerek vermektedir. Hatta aldığının belki, sadece yarısını iade etmektedir. Bu yüzden alınmasında bir mahzur yoktur. Eksik kalan faturaların başkasından tamamlan­masının da sakıncası yoktur. Çünkü bu iadeyi veren devlet bunu şart koşmamakta, sadece maaşından fazla olanı kabul etmeyece­ğini söylemektedir. Onun için önemli olan, belli miktarda KDV'nin yatırıldığının faturalarla ibraz edilmesidir. Faturalar sah­te olmadıktan ve KDV'ye tabi özel fatura olduktan sonra, şura­dan ya da buradan olması önemli görülmemektedir. Herhangi bir mal almadan fatura almakta da durum aynıdır. Yani iadeyi ve­ren taraf (meselâ devlet) bundan zarar değil kâr etmektedir ve eğer sorulsa kabul edeceği açıktır. Çünkü karşılıksız fatura ver­diği sanılan esnaf aslında bunu karşılıksız veriyor değildir, bir başkasına vermesi gerekip de vermediği faturayı vermektedir ki, bu da devletin işine gelir ve karşılığında alınan vergi iadesi haksız yere alınmış olmaz, helâl olur (Allah'u a'lem). [1184]



[1184] Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 450-452.