sumeyye
Wed 12 September 2012, 02:18 pm GMT +0200
Kaza Namazından Kaçınma:
Kaza namazlarını (es-Salavâtu’1-Fevâit) kılmaktan kaçınanların öldürülmesinin vacip oluşu ihtilaflıdır. [177]
(a) Bazı şafiî hukukçulara ve Hanbelî Mezhebine göre, tıpkı vakit namazlarındaki gibi, öldürülür, öldürüldükten sonra cenaze namazı kılınır, müslüman mezarlığına gömülür, malı mirasçılarının olur.
(b) Bazı şafiî hukukçulara göre ise, borç zimmetinde olduğu için öldürülmez.
Klasik dönemdeki bazı hukukçuların namazı terkedenle ilgili hükümleri çok serttir, günümüzdeki insanları dine ve namaza yaklaştırmaz. Çeşitli sebeplerle, doğru ve sağlam dinî bilgi edinme imkân ve araçlarından yoksun bırakılmış insanlara, sözkonusu bu sert hükümler geçerli kılınamaz. Öncelikle yapılması gereken iş, her türlü imkân ye araçla, insanlara doğru ve sağlam dinî bilgi sunmak, genel olarak dinî ve bu arada ibadetleri sevdirici ve onlara yaklaştırıcı yolları izleyerek dindar insanların sayısını çoğaltmak ve problemlerine kendi şahsiyet bütünlükleri içinde çözüm bulmalarını sağlamaktır. Bilgilendirme görevini gereği gibi yaparak böyle bir toplum ortaya çıktıktan sonradır ki, selâm vermemek, davetine gitmemek, kızını vermemek, işe almamak gibi ortama ve mükellefe uygun ve etkili sosyal boykot yollarına başvurulabilir.
Namazdan gerekli şartları taşıyan mükellefin kendisi sorumlu olmakla birlikte, her aile reisinin genel sorumluluğu yanında, ibadetler konusunda bilgilendirme ve eğitme sorumluluğu da vardır. Nitekim Yüce Allah, “Ehline (aile üyelerine, sorumluluğun altındakilere) namaz kılmalarını emret, kendin de onda devamlı ol” [178] buyurmakta, Hz. Peygamber (sav) de yedi yaşına geldiklerinde çocuklara namaz kılmalarını emretmek gerektiğini, on yaşına gelince kılmadıkları takdirde hafifçe dövülebileceklerini belirtmiştir. Ama hiç şüphe yok ki, kişinin kendi hareket ve davranış tarzı, aile üyeleri için en iyi modeldir.
[177] Mâverdî, age, 222; Ferrâ, age, 261.
[178] Tâhâ: 20/132.