sumeyye
Mon 22 February 2010, 10:13 pm GMT +0200
Kays b. Nüşbe´nin Müslüman Oluşu
Peygamberimiz Aleyhİ5Selamı ve Müslümanları Hendekte kuşatan müşrik orduları yurtlarına dönüp gittikten sonra, Süleym oğulları kabilesinden Kaysb. Nüşbe, Medine´ye, Peygamberimiz Aleyhisselamin yanına gelmişti.[7]
Kendisi, Cahiliye devrinde Allah´ı arayan, kitaplar okuyan bir adamdı.
Peygamberimiz Aleyhisselamın zuhurunu haber alınca, onunla görüşmeye can attı.
Medine´ye geldiği zaman, Peygamberimiz Aleyhisselama:
"Sen Allah´ın Resûlü müsün?" diye sordu.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Evet!" buyurdu ve soyunu da ona haber verdi.
Kays:
"Demek, sen kavminin içinde şerefli bir mevkiye sahip ve peygamber ailesine mensupsun?!" dedik ten sonra:
"Senin kabule davet ettiğin şeyler nelerdir?" diye sordu.
Peygamberimiz Aleyhisselam ona İslâmiyeti açıkladı ve İslâmiyetin yapılmasını emrettiği veya yasakladığı şeyleri de anlattı.
Kays:
"Demek, sen ancak iyilikleri buyuruyor, kötülüklerden de sakındırıyorsun!
Ben gerimdeki kavmimin elçisiyim!
Onlar bana itaat ederler.
Ben sana bazı sorular soracağım ki; onları kendisine vahiy gelenden başkası bilemez!
Haydi, sen bana Kâh´ın ne olduğunu haber ver?" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Semâdır!" buyurdu.
Kays:
"Sen bana Mahal´in ne olduğunu haber ver?" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Arzdır!" buyurdu.
Kays:
"Bunlar kimindir?" diye sordu.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Allah´ındır!" buyurdu.
Kays yedi kat göklerden ve onlarda bulunanlardan, onların yedikleri, içtikleri şeylerden sordu.[8]
Peygamberimiz Aleyhisselam da ona yedi kat gökleri, melekleri, onların Allah´a nasıl ibadet ettik lerini , yeri ve yerdekileri anlattı. [9]
Kays Peygamberimiz Aleyhisselamın anlattıklarını can kulağı ile dinledi ve benimsedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam onu İslâmiyete davet etti.[10]
Kays:
"Sen doğrusun! Ben senin Resûlullah olduğuna şehadet ediyorum!" diyerek[11] Müslüman oldu.
Kavmi olan Süleym oğullarının yanına döndül[12] ve onlara:
"Ey Süleym oğulları! Ben Rumların ve Farsların tercemelerini, Arapların, kâhinlerin şiirlerini, Himyerîlerin tekerlemelerini dinlemiş, işitmisimdir.
Fakat, onların kelamlarından hiçbirisi, Muhammed´den işitmiş olduğum Kelama benzememekte-dir. [13]
Siz bana Muhammed hakkında itaat edin![14] Ondan nasibinizi alın![15]
Çünkü, sizler onun dayısı sayılırsınız!
Eğer o muvaffak ve muzaffer olursa, bundan sizler de yararlanır ve mes´ud olursunuz.[16]
Ben taştan daha katı olan kalbimle onun yanına girmiştim; sözlerini bitirmedikçe, yanından aynla-madım!" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam, Kays´a "Süleym oğullarının en bilgilisi" adını takmıştı.
Onu göremediği zaman:
"Ey Süleym oğulları! Sizin en bilgiliniz nerede?" diye sorardı.[17]
Allah ondan razı olsun![18]
[7] İbn Esir, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 448.
[8] İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 260, 261.
[9] İbn Esir, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 448, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 260.
[10] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1 , s. 307.
[11] İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 261.
[12] İbn Esir, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 448.
[13] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1 , s. 307, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 448, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 260.
[14] İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 448, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 260.
[15] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1 , s. 307.
[16] İbn Esir, Usdu´l-gâbe, c. 4, s. 448, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 260.
[17] İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 260.
[18] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 5/166-168.