sumeyye
Sun 13 March 2011, 01:48 pm GMT +0200
Katil Lehinde Vasiyyet:
İster kasten, isterse hatâen olsun; vasiyyet edeni doğrudan öldüren katilin lehinde vasiyyette bulunmak caiz olmaz. Zira Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur:
“Katil lehinde vasiyyette bulunulamaz.”
Keza, bir kimse bir adamın lehine vasiyyette bulunur, ancak daha sonra o adam vasiyyet edeni öldürürse, belirttiğimiz gerekçeden dolayı vasiyyet geçersiz olur. Zira vasiyyet, sahibinin ölümünden sonra işlerlik kazanır. Ancak mirasçılar tasdik ederlerse, geçerli olur. Ebû Yûsuf dedi ki; 'bu hususdaki hadîs-i şerifin ifadesi mutlak olduğundan, kişinin kendi katili lehinde vasiyyette bulunması caiz olmaz. Bu onun cinayeti sebebiyle caiz olmamıştır ve cinayetinin tesiri de bakidir.
Bizim görüşümüze göre; terekede mirasçıların hakkı bulunduğu için, kâtil lehine vasiyyette bulunmak caiz değildir. Çünkü bu vasiyyetin geçersiz kılınması onların faydasınadır. Katil lehine edilen vasiyyetin geçersiz kılınması onların faydasınadır. Katil lehine edilen vasiyyetin iptali, mirasçı lehine yapılan ve malın üçte birinden fazlasını kapsayan vasiyyetin iptali gibidir. Mirasçılar bu vasiyyetleri tasdik ederlerse, kendi haklarını düşürdükleri için, hakları düşer. Geçerliliği mirasçıların tasdikine bağlı olan her vasiyyet, mirasçılar tarafından tasdik edilirse, geçerli olur. Kendisi için vasiyyette bulunulan (mûsâ-leh) vasiyyet edilen mala vasiyyet eden (mûsî) cihetinden mâlik olur. Çünkü mülkiyet sebebi mûsîden sâdır olmuştur. Mirasçıların tasdiki vasiyyetin geçerliliğine mâni olan mâniyi ortadan kaldırır. Bu tıpkı rehincinin tasdik etmesi halinde, rehindeki malın satılmasının caiz olması gibidir. [10]
[10] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/329-330.