sidretül münteha
Mon 24 January 2011, 04:43 pm GMT +0200
a- Kasıtlı Yeme-İçmenin Keffaret Gerektirmesi:
îmam Mâlik ile tabileri, îmam Ebû Hanife ile tabileri, Süfyan Sevrî ve bir kitle, 'Cima' ile orucunu bozan kimseye hem kaza, hem keffaret lâzım geldiği gibi, mazeretsiz olarak orucunu yemek içmekle bozan kimseye de hem kaza hem keffaret lâzım gelir' demişlerdir. İmam Şafii, imam Ahmed ve Zahirîler ise, keffaretin ancak cima ile lâzım geldiği görüşündedirler.
Bu ihtilâfın sebebi, orucunu yemek içmekle bozan kimseyi, cima ile bozan kimseye kıya etmekte ihtilâf etmeleridir. «Keffareti gerektiren cima', nasıl oruç ibadetinin ulviyetini hiçe saymak ve saygısızlıksa, yemek içmekte de aynı saygısızlık vardır» diyenler, cima' ile yiyip içmeğe aynı hükmü vermişlerdir. «Keffaret her ne kadar saygısızlığa karşı bir ceza ise de, bu ceza diğer şeylerden çok, cima'a uygundur. Zira cezadan maksat kötülüğü önlemek olduğuna göre en büyük ceza nefsin en çok arzuladığı kötülüğe karşı koyulur. Diğer şeylere nazaran nefsin en çok tatmin etmek istediği ise, cinsi arzudur ve oruçtan maksat da insanların dînî emirleri benimsemeleri ve iyi duygularla bezenmelerini sağlamaktır.
Nitekim Cenâb-ı Hak,
"Sizden önceki ümmetlere oruç farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Tâ ki kötülüklerden korurlasınız" [77] buyurmuştur diyenler ise: 'Bu ağır keffaret cima'a mahsustur' demişlerdir.
Ramazan'da orucunu bozan bir adama, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in keffareti emrettiğine dair Muvatta'da rivayet olunan hadis de bu hususta hüccet olamaz [78]. Zira bu hadis mücmel olup adamın orucunu ne ile bozduğu hadiste açıklanmamıştır. Mücmelde ise umum yoktur ki hüccet olsun. Ne var ki bu hadisi hüccet gösterenler, ravinin, Ramazan orucunu bozmak - ne ile olursa olsun- keffareti gerektirir kanaatinde olduğu yönünden hüccet göstermişlerdir. Zira eğerravi bu görüşte olmasaydı, adamın ne ile orucunu bozduğunu açıklayacaktı. [79]
[77] Bakara, 2/185.
[78] Mâlik, Styâm, 18/9, no: 28.
[79] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/52.