sumeyye
Sat 12 February 2011, 02:47 pm GMT +0200
Karıştırma (Tahlit) Karanlıklarından Nimete Çıkış:
Safiyeti yitirme sonucunda içerisine düşülen karanlıklarından nimete çıkma için hayreti mucip bir tedricîlik vardır. Nitekim Rasûlullah (s.a.) bunu, cehennemden en son çıkan kimse ile ilgili olan hadisinde açıklamıştır.
Keza nefislerin, mensup oldukları türün özelliklerinden kaynaklanan bazı arzuları vardır ki bunlar, nimet şeklinde temessül eder. Bunun altında da bazı arzular bulunur. (Bütün bu arzular ve onların nimetler şeklinde surete bürünmesiyle) insanlar orada (derece itibarıyla) birbirinden ayrılırlar. Rasûlullah’ın (s.a.) şu hadisi bu manayı ifade etmektedir:
“Cennete girdim, ne göreyim bir esmer güzeli.
“Ey Cibril! Bu nedir?” diye sordum. O şöyle cevap verdi:
Allah Teâlâ, Ca’fer b. Ebî Tâlib’in esmer güzeline olan arzusunu gördü de, bunu onun için yarattı.” [257]
“Allah Teâlâ seni cennete girdirdiğinde, eğer sen kırmızı yakuttan, seni istediğin yere uçarak götürecek bir at üzerine bindirilmeyi arzu etsen, bu arzuna mutlaka ulaşırsın.” [258]
“Cennet ehlinden biri, Rabbinden ekin ekmek üzere izin istedi. Allah Teâlâ ona:
“İstediğin her şey (nimet) içerisinde değil misin?” diye sordu. O:
“Evet, fakat ben ekin ekmeyi seviyorum.” diye cevap verdi. (Aldığı izin üzerine) tohum ekti. Göz açıp kapayıncaya kadar bitti, büyüdü ve hasad zamanı geldi. Dağlar gibi olmuştu. Allah Teâlâ:
“Ey Adem oğlu! Al! Çünkü seni hiçbir şey doyuramaz.” buyurdu. [259]
Sonra bir başka nimet daha vardır ki o da, âlemlerin Rabbi olan Allah’ın görülmesi, tecellîler sultanının gözükmesidir. Bundan sonra ise, benim Şâri’ Teâlâ’ya uyarak sükût geçtiğim ve açıklamaya girişmediğim şeyin olması vardır.
[257] Kenzu'l-ummâl, 11/33186.
[258] Tirmizî, Cennet, 11.
[259] Buhârî, Hars, 20 (3/73).