sumeyye
Sat 2 April 2011, 12:33 pm GMT +0200
Karı Kocanın Ev Eşyasında Anlaşmazlığa Düşmeleri:
Karı-koca ev eşyasında anlaşmazlığa düşerlerse, kadınlara elverişli olanlar; baş örtüsü, dolap ve benzeri şeyler dış görünüşün şehâdeti sebebiyle kadının, sarık, takke ve benzeri erkeklere elverişli eşyalar da erkeğin olur: Kap sergi vb. her ikisine elverişli eşyalar da erkeğin olur. Zira kadın ve ev erkeğin elinde bulunmaktadır. Bu da onun bu eşyaların sahibi olduğuna şâhidlik eden bir durumdur. Çünkü mal onun elinde bulunmaktadır. Bu delil kendisinden daha kuvvetli bir delille karşılaşmamaktadır. Bu eşyalar erkeğe mahsusdurlar.
Karı-kocadan biri ölür de mirasçıları diğerleri ile anlaşmazlığa düşerlerse, her ikisine de elverişli olan eşyalar hayatta kalanın olur: Çünkü bu eşyaların üstünde bulunan mülkiyet eli ölünün değil, sağındır. İmam Muhamnıed dedi ki; her ikisine elverişli olan eşyalar, ölümünden sonra kocanın mirasçılarının olur. Çünkü onlar onun yerine geçerler. Karı-koca aralannda nikâh varken de ayrıldıkdan sonra da bu hususlarda anlaşmazlığa düşerlerse, hüküm değişmez. Ebû Yûsuf dedi ki; kadına, emsalini çeyizlendirecek kadan verilir. Kalan kısmı da yemin etmesiyle birlikde kocaya verilir. Zira açıkça bilindiğine göre kadın evlenirken beraberinde çeyiz getirir. Bu da kocanın zahirî durumundan daha kuvvetlidir ve onun durumunu iptal eder. Geride kalan eşyalara ise, kocanın eli (sahipliği) muarız olmaz ve bunlar da kocanın olur.
Eşyaların paylaşılmasında eşlerin ölümleri ile boşanmaları arasında hüküm bakımından bir fark yoktur. Zira ölümü halinde mirasçıları onun yerine geçerler. Karı-kocadan biri köle ise, hayatta iken bütün eşyalar hür olanındır. Çünkü onun eli daha güçlüdür. Öldükten sonra ise, hayatta kalanın olur. Çünkü onun eline muarız olacak bir şey kalmamıştır.
İmameyn dediler ki; me'zûn (kısıtlı olmayan) ile mükâtep köle de hür kimse gibidirler. Çünkü dâvalarda ve diğer şeylerde bunların salahiyetleri vardır.
Efendi ile köle kitabet bedelinin miktarında anlaşmazlığa düşerlerse, yeminleşmezler: İmameyn dediler ki; bu durumda taraflar yeminleşirler ve kitabet akdi de feshedilir. Çünkü bu karşılıklı bedelleşme akdidir. Efendi fazla bir bedel iddia etmekte, mükâtep köle ise bu bedeli inkâr etmektedir. Mükâtep kendi iddia ettiği miktardaki bedeli ödediğinde kölenin hakettiği azadlığı iddia etmekte, efendi ise bunu inkâr etmektedir. Bu yüzden alış verişde olduğu gibi yeminleşirler.
Ebû Hanîfe'ye göre kitabet akdi ile köleye çalışma izni verilir. Ama bu akidde belirtilen miktardaki bedeli ödeyince, azadlığı hakeder. Buradaki anlaşmazlık, bedelin miktarındadır. Yeminleşmezler, mükâtebin sözüne göre hüküm verilir. Çünkü o bedel üzerindeki fazlalığı inkâr ermektedir. [18]
[18] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/188-189.