- Kararlılıkla engelleri aşarsınız

Adsense kodları


Kararlılıkla engelleri aşarsınız

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Mon 6 September 2010, 07:46 pm GMT +0200
Gençler! Kararlılıkla engelleri aşarsınız

Gençlerde çok ciddî şikâyetler var. Neredeyse hayatı yaşanmaz hale getiren bu şikâyetlerden pek çoğu, omuzlardaki yükü arttırıyor. Onun için gençlerin hayat yüklerini taşımada onlara yardımcı olmak gerekiyor. Onlarda oluşan sorulara karşı ciddî ilgi gösterip, beraber çözüm aramak çok sağlıklıdır. Birlikte yürünecek bu yolda, yardımlaşmak oldukça anlamlıdır. Tecrübe burada anlam kazanıyor.

Hayattan, yaşamaktan, insanlardan, olaylardan şikâyeti olan gençlerle konuşmak ne kadar ciddî bir ihtiyaçtır. Ama bu o kadar da kolay olmuyor.

Güven sağlandıktan sonraki zeminde yapılan konuşmalar, doğruyu içerisinde taşıyor. Gençler, öyle hile hurda peşinde değildirler. Ne varsa, davranışlarındadır ve dışarıdan da okunur. Hileli tutumlar, güven vermeyen yaklaşımlar, adamına göre muameleler zamanla ortaya çıkan hastalanmalardır. Ve çoğu zaman da çevre etkisidir.

Ama gençlerin çevrelerinde olan böyle olumsuz tavır ve tutumları da ortadan kaldırmak gibi bir güçleri de var.

Zor da olsa, gençlerin böyle adımları oldukça isabetli oluyor ve sonuca ulaşıyor. Nitekim evlerinde pek çok yeniliklerin mucidi olmuş gençler bulunmaktadır. Kararlıca, sorumluluk alarak gündeme getirilen çalışılmış konulara ebeveynin duyarsız kalması mümkün değildir.

Birkaç örnek üzerinde duralım isterseniz:

Yakın akrabam Mahmut, 20’li yaşlarda iken bir cemaat camiası ile tanıştı. Bu camia onun dünyasında çok büyük değişimlerin vesilesi oldu. Haliyle lise yıllarında olan bu etkilenme, eğitim esnasında ve sonrasında evine döndüğünde daha bir dikkat çeker hale geldi. Baba, oğuldaki namazlı, niyazlı, kitap odaklı, okumalı bir hayat karşısında şaşkınları oynadı. O zamana kadar evinde böyle namaz gibi, tesettür gibi ciddî bir gündem olmayan baba, çevresindeki okumuş yazmış ve bir güven oluşturmuş akrabalarından yardım ister. Bu sohbet kişilerinin içinde, görüşümüzü almak üzere, bizi de dâvet etti. 65’li yaşlarda olan büyüğümüzün bize danıştığı konu şu: “Yeğenim, bu çocuk yoldan çıkmış. Hastalanmış. Bir değişik namaz kılıyor. Kafasına bir bez sarıyor, upuzun bir entari (cübbe diyecek) giyiyor ve öylece namaz kılıyor. Bunlar pek iyiye âlâmet bir gidişat değil. Öyle değil mi yeğenim?”

Tabiî, öyle değil mi diye soru sorunca, aradığı cevap anlaşılıyor. Ama beklediği cümleleri bulamıyor. Cübbe ile namazın, takke ile sarık ile namazın Peygamberimizin (asm) sünnetleri olduğunu ifade ediyoruz. Hatta "Onun böyle namazlı olması, size de pek çok manevî kazançlar sağlayacaktır” diyoruz. Ama asıl aradığını bulamayan büyüğümüz, bizi de aynı yolun yolcusu görünce, zaten sizin de ondan farkınız yok demeye getiriyor ve kendi dünyasına dönüyor.

Sonrası mı? Gerçekten dikkat çekici. 7-8 evlâdın bulunduğu evde, kimsecikler pek öyle namaz odaklı bir hayat yaşamıyorlardı. Yani olsa da olur, olmasa da olur kabilinden bir hayat vardı. Ama kıymetli, mübarek gencin kararlı adımları ve önce, düşündüğünü nefsine yaşatması ve bunu kararlılıkla sürdürmesi, elbette zamanla eve de tesir etti. Şimdilerde 70’lik baba, o hayırlı evlât vesilesiyle, namazlarını geçirmiyor. Sonradan felçli de olmasına rağmen, neşe içerisinde namazlarını devam ettiriyor.

Bitmedi. Tesettür konusunda çok da duyarlı olmayan aile, bu gencin hayat tarzı vesilesiyle bakış değişikliğine uğradı. Yani genel itibariyle denilebilir ki, bir hayırlı işte kararlı olan gencin, bu kararlılığını yaşamasına ve çevresine olumlu etki de etmesine kimsenin direnmesi mümkün değildir.

Bir gün kendisine, “Nasıl oldu böyle muhteşem bir değişim?” dediğimde, “Ben aileme, anne babama, ablalarıma çok duâlar ettim. Allah da dualarımı kabul etti” dedi.

Genç isteyince, Rab cevap veriyor.

Bir başka örnek ise, çok daha dikkat çekici. 18 yaşındaki gencim anlatıyor:

“Köyde, on yıllardır kapı komşumuzla anne ve babam görüşmüyor, konuşmuyor. Biz çocuklar zaman zaman aşikâr, zaman zaman da gizli gizli konuşuyoruz. Anne, babamıza, ‘Neden komşu ile konuşmuyorsunuz?’ dediğimizde, bizi birkaç aleyhte cümle söyleyip geçiştiriyorlar. Ben bir gün bu konuyu aşmaya karar verdim. Komşumuzun oğlu ile iş birliği içerisinde, ‘Bu probleme bir son verelim’ diye karar aldık. Bir akşam komşunun oğlu ile birlikte iki aileyi, çok zor şartlar altında ve rahatsız edici tavır ve tutumlar içerisinde bir araya getirdik. Aslında kendimizce bir oyun da sergiledik. Niyetimiz güzel olunca, Allah yardım etti. Derken, oturuverdiler, konuşuverdiler. Dargınlığın nereden başladığına, neden başladığına ve bu günlere kadar niye geldiğine dair herşey konuşuldu. Ertesi gün yine program içerisinde olarak birer kurban kesildi ve dillere destan bir barış sahnesi yaşandı.”

İşte böyle bir sahneyi ancak gençler yapabilir.

Gençlerden gelen tekliflere, -kararlılık derecesine göre- hiç kimse sürekli bir karşı duruş koyamaz. Onun için nice problemleri, nice kavgaları, nice kırgınlıkları gençler aşmışlardır.

O zaman gençlerimizin pozitif enerjilerini, sorumluluk ve inisiyatif alarak ailedeki, toplumdaki problemleri aşmaya dönük kullanabilmelidir.

***

Gençler!

Gerçekten size çok işler düşüyor. Önce kendinizden başlayın bir şeylerin değişmesine ve sonrasında ise, dalga dalga bu samimî hareket dairesel etkisini sürdürecektir.

Emin olun, sizde olan bir olumlu değişime hiç kimse duyarsız kalamayacaktır. Bütün şikâyetler, problemler çözüm için düşünmemekten kaynaklanıyor. Üzerinde inançla düşünüldüğünde, çözülemeyecek bir problem yoktur. Derdi veren Allah, devâyı da vermiştir. Küçücük bir konuda deneyin isterseniz.

Yeter ki kararlı olun. Emin olun, Allah, o kararlılığınızı boşa çıkartmayacaktır.

SEBAHATTİN YAŞAR