- Kâr Ortaklığıyla İlgili Çeşitli Meseleler

Adsense kodları


Kâr Ortaklığıyla İlgili Çeşitli Meseleler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Thu 20 October 2011, 07:32 pm GMT +0200
15. Kâr Ortaklığıyla İlgili Çeşitli Meseleler




16. İmam Malik der ki: Bir adam, diğer birisine sermaye ola­rak bir mal verir, o da bununla bir eşya alır da sermayedar o eşya­nın satılmasını ister, malı alan da »satmayı uygun görmüyorum» der ve böylece aralarında ihtilaf çıkarsa, hiç birinin sözüne bakıl­maz. O eşya hakkında tücrübesi olan ve bu işten anlayan bilirkişi­lere sorulur. Eğer satılmasını uygun görürlerse, eşya satılır. Bek­letilmesini uygun görürlerse bekletilir.

îmam Malik der ki: Bir kimse başkasından sermaye alarak çalıştırsa, sonra sermayedar malını sorduğunda: »Tam olarak benim yanımda» diye cevap verse, malını almak istediğinde de: »Benim yanımda o malın şu kadarı zarar etti. Fakat malı yanım­da bırakman için Öyle dedim» dese, önce yanında olduğunu ikrar ettikten sonra inkâr etmesi fayda vermez. Kendisi hakkındaki ik­rarı üzerine mal (tamamen) alınır. Ancak malın zarar ettiğine da­ir sözünü destekleyecek bir delil getirirse, ona göre hareket edilir. Herhangi bir delil getiremezse, önceki ikrarı ile mal alınır. İnkârın kendisine bir yararı olmaz.

İmam Malik der ki: Yine aynı şekilde: »Sermaye ile şu kadar kâr ettim» dedikten sonra sermayedar malı ile kârını istediğinde: »Ben o sermaye ile hiç bir şey kazanmadım. Ancak sermayeyi elim­de bırakman için öyle söyledim» dese, bunun da bir yaran olmaz. İkrar ettiği şekilde mal kendisinden alınır. Ancak sözünü ve doğru söylediğini destekleyecek bir delil getirirse malı tamamen ödemesi gerekmez.

imam Malik der ki: Bir adam, birisine sermaye verse o da bu­nunla kâr elde etse, sonra çalışan ortak ona: «Sen bana kârın üçte ikisi benim olmak üzere, sermaye verdin.» dese, mal sahibi de: «Ben sana üçte biri senin olmak üzere sermaye verdim dese, parayı çalıştıranın sözü —o muhitin ortaklık kurallarına uyuyorsa, ken­disine yemin de ettirilerek— kabul edilir. Uymuyorsa, dedikleri kabul edilmez, benzeri ortaklık usulüne göre hareket edilir.

îmam Malik der ki: Bir adam, diğer birine kırad olarak yüz dinar verse, o da bu parayla bir mal satın alsa, sonra bedelini öde­mek istediğinde para çalınmışsa, sermaye sahibi: «Malı sat. Sahi­bine bedelini öde. Fazla kalırsa benim, eksilirse sen tamamlarsın. Çünkü parayı sen zayi ettin.» der, borçlu da «Eksileni ödemek sa­na aittir. Çünkü ben o malı senin verdiğin para ile satın aldım» di­yecek olursa, bu durumda çalışan ortağın satın aldığı malın para­sını satıcıya ödemesi gerekir. Sermaye sahibine de: «İstersen, yüz dinarı mudaribe (çalışana) öde, satın alınan mal aranızda müşte­rek olsun ve önceki yüz dinar gibi şimdiki de sermaye sayılsın, istersen, o maldan ilgini kes» denir. Eğer yüz dinarı kâr ortağına verirse, ilk ortaklık şartlarına göre, bu da bir ortaklık olur. Ver­mezse, mal sermayeyi çalıştırana kalır, bedelini de o öder.

İmam Malik der ki: İki kâr ortağı birbirinden ayrıldığında ça­lışanın elinde kalan kullandığı eski kaplar ve elbiseler gibi kıymetsiz ve değersiz şeyler çalışana aittir. Bunların geri verilmesine dair hiç kimsenin fetva verdiğini duymadım. Bunlardan ancak kıymeti olan şeyler iade edilir. Hayvan, deve ve keçi gibi ismi ve kıymeti olan şeylerden elinde kalanları iade etmesini uygun görü­yorum. Fakat bunlardan dolayı sahibinden helâllik alırsa iade et­mez.