neslinur
Sat 31 July 2010, 04:42 am GMT +0200
Kapalı Bulunan Kapı ve Pencerenin Delik ve Açık Yerinden İçerdekileri Gözetlemek Haramdır
İslâm mutlak anlamda topluma ve aileye güven ve düzen getirmiş ve bu güvenle düzenin bozulmasına asla cevaz vermemiştir. Kimse kimseyi rahatsız etme, gizli hallerini araştırma, evinin duvarları arasında neler yaptığını gözetleme hakkına sahip değildir.
Komşu ve çevreye güven telkin etmek, güvenilir bir kişi olduğumuzu söz ve davranışlarımızla kanıtlamak vaciptir. Bu hem insanlığımızın, hem medenî oluşumuzun, hem islâm dinine bağlı bulunma şerefine eriştiğimizin gereğidir.
Şüphesiz sağlam dinî kültür alan, imân devlet ve nimetine erişen; Allah'ın her şeyi ve her olayı söz ve davranışı bilindiğine inanan; âhirette mutlaka bir hesabın söz konusu olacağından şüphe etmeyen bir mü'min hiçbir zaman başka bir ailenin kapı ve penceresinden içeriye bakmaz, kapı ve pencere deliklerinden içeride olup bitenleri gözetlemez. Bu davranış ve duygunun büyük günah olduğunu bilir ve çevresine durmadan güven, huzur ve doğruluk telkin edir. Günlük yaşayışla bunun örneklerini sergiler. [80]
İlgili Hadisler
Sehl b. Sa'd (r.a.) den yapılan rivayete göre: Bir adam Resûlüllüh (s.a.v.) Efendimizin kapısındaki delikten içeriyi gözetliyordu. Bu sırada Resûlüllah (s^a.v.) Efendimiz tarağa benzer bir aletle saçlarını tarayıp düzeltiyordu. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) o adama şöyle dedi: "Eğer senin bakıp gözetlediğini bilmiş olsaydım her halde bu aleti senin gözüne batırırdım. Allah (birisinin evine girmek için) izin almayı gözden (yani başkasının evine bakmaktan) dolayı gerekli kılmıştır.» [81]
Enâs (r.a.) den yapılar rivayete göre: Bir adam Peygamber (s.a.v.) Efendimizin evinin deliklerinin birinden içeriye bakıp gözetledi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) bir veya birkaç yassı uzunca demiri (eline alıp) ona doğru ilerledi. Râvî devamla diyor ki, Peygamber'in (s.a.v.) o adama doğru sinerek ilerlemesine şu! anda da bakar gibiyim (hâlâ bütün caiıhlı-ğıyla gözlerinim Önünde canlanıyor)." [82]
Ebû Hüreyre (r.a.) dan yapılan rivayete göre, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'şöyle buyurmuştur: f'Eğer bir adam izin almadan sana (senin bulunduğun evin içine) bakar ve sende ona çakıl taşı atıp gözünü bıkarırsaıl, senin üzerine vebal ve günah söz konusu olmaz." [83]
Yine Ebû Hüreyre (r.a.) den yapılan bir rivayete göre, Peygamber fendimiz şöyle buyurmuştur: "Kim izinleri alınmaksızın bir e-yine bakıp gözetler (dikizler) se, artık onun gözünü lan o aileye helâl olur ve bundan dolayı ne diyet, ne de kısas gerekir. [84]
Müctehidlerin Görüş ve İstidlalleri
a) İmam Şafiî bu hadîslerin muktezasınca amel edilir diyerek, başkasının evini izinsiz gözetleyen kimsenin o ev sahibi gözünü çıkaracak!olursa kısas ve diyet gerekmiyeceğini belirtmiştir!
b) imam Mâlik bu görüş ve .içtihadın hilâfına bir görüş ortaya koyarak böyle bir gözetlemede adamın gözünü çıkaracak olurlarsa, kısas ve diyet gerekir demiştir. İlim adamlarından bir cemaat de bu görüştedir. Bunların delili, günahların misliyle defedilemiyeceği kaides-idir.
Oysa şâri'in izin verdiği bir hususta günah söz konusu olmaz. O bakımdan birincilerin görüş ve içtihadı daha isabetlidir diyenlerde vardır. Hadîsteki ifade, konunun önemini belirtmeye, ve işlenen günahın azametine dikkatleri çekmeye yöneliktir-şeklindeki yorum pek isabetli görülmemiştir.
696 no'lu Sehl hadîsi sahihtir... Bu, kapı.ve pencere deliklerinden başkasının evinin içini .gözlemenin haram olduğuna ve evdeki insanın buna mani olma hakkının bulunduğuna delâlet etmektedir. Ayrıca bir eve girmek isteyen kimsenin önce izin alması, müsaade istemesi gerekir. Bazıları bunun sünnet, bazıları da vacip olduğunu söylemiştir.
697 no'lu Enes hadîsi de sahihtir. Birinci hadîsi desteklemekte ve bakan kişiyi oradan defetmenin vacip olduğuna, hattâ gerekirse gözüne bir şey batırmanın caiz bulunduğuna delâlet etmektedir.
Ancak İmam Mâlik'in görüş ve içtihadı kanaatimce -daha isabetlidir. Zira âyet ve hadîslerde olayın vehametini, azametini, çok tehlikeli boyutlar doğuracağı, büyük günahlara sebeb olacağı, güven've huzuru sarsacağı anlatılırken bâzan mübalâğalı, bir anlatıma yer verilir. Meselâ yetmiş, yediyüz, bin, yüzbin... gibi rakamların kullanılması bu cümledendir;
Ancak bunu huy haline getirip komşu ve çevresindeki aileleri sık sık rahatsız eden adam hakkında hadîsin' zahiriyle amel etmekte bir sakınca olmadığı söylenebilir,
698 no'lu Ebû Hüreyre nadîsi de sahih olup istidlale salihtir. Başkasının evini dikizleyen, kapı ve pencere deliklerinden bakan kimsenin gözüne bir şey. batırmakta bir günah olmadığı belirtiliyor. Bu da böyle bir olaydan dolayı kısas ve diyet gerekmiyeceğine işarettir.
699 dipnotlu Ebû Hüreyre hadîsi ve buna ilâveten Ahmed ve Nesâî'nin tahrici yukarıdaki hadîsleri kuvvetlendirmekte ve bir müdahale neticesi bakan kişinin gözünün çıkarılması sabebiyle kısas ve diyet gerekmiyeceği açıklanmaktadır. [85]
Çıkarılan Hükümler
1- Birinin evinin'içine bakabilmek için ev sahibinden izin almak gerekir.
2- İzin almaksızın başkasının evine kapı ve pencerelerden bakmak haramdır, büyük günahlardan biridir.
3- Ev sahibi olanların, başkasının bakmasına fırsat vermemek için kapı ve penceresini mazbut ve deliksiz yapması vaciptir.
4- Başkasının evine kapı ve pencere deliklerinden bakıp içeride olup bitenleri gözeten kimsenin defedilmesinde ve gerekirse gözüne bir şey batırıp gözünün çıkarılmasında bir günah ve sakınca yoktur.
5- Bununla beraber bir olaya kapı açmaksızın onu savmakta da
bir sakınca görülmemiştir.
6- Olayda bir göz çıkarma vuku' bulunduğu taktirde fukahanın bazısına göre, kısas ve diyet uygulanmaz. [86]
İslâm mutlak anlamda topluma ve aileye güven ve düzen getirmiş ve bu güvenle düzenin bozulmasına asla cevaz vermemiştir. Kimse kimseyi rahatsız etme, gizli hallerini araştırma, evinin duvarları arasında neler yaptığını gözetleme hakkına sahip değildir.
Komşu ve çevreye güven telkin etmek, güvenilir bir kişi olduğumuzu söz ve davranışlarımızla kanıtlamak vaciptir. Bu hem insanlığımızın, hem medenî oluşumuzun, hem islâm dinine bağlı bulunma şerefine eriştiğimizin gereğidir.
Şüphesiz sağlam dinî kültür alan, imân devlet ve nimetine erişen; Allah'ın her şeyi ve her olayı söz ve davranışı bilindiğine inanan; âhirette mutlaka bir hesabın söz konusu olacağından şüphe etmeyen bir mü'min hiçbir zaman başka bir ailenin kapı ve penceresinden içeriye bakmaz, kapı ve pencere deliklerinden içeride olup bitenleri gözetlemez. Bu davranış ve duygunun büyük günah olduğunu bilir ve çevresine durmadan güven, huzur ve doğruluk telkin edir. Günlük yaşayışla bunun örneklerini sergiler. [80]
İlgili Hadisler
Sehl b. Sa'd (r.a.) den yapılan rivayete göre: Bir adam Resûlüllüh (s.a.v.) Efendimizin kapısındaki delikten içeriyi gözetliyordu. Bu sırada Resûlüllah (s^a.v.) Efendimiz tarağa benzer bir aletle saçlarını tarayıp düzeltiyordu. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) o adama şöyle dedi: "Eğer senin bakıp gözetlediğini bilmiş olsaydım her halde bu aleti senin gözüne batırırdım. Allah (birisinin evine girmek için) izin almayı gözden (yani başkasının evine bakmaktan) dolayı gerekli kılmıştır.» [81]
Enâs (r.a.) den yapılar rivayete göre: Bir adam Peygamber (s.a.v.) Efendimizin evinin deliklerinin birinden içeriye bakıp gözetledi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) bir veya birkaç yassı uzunca demiri (eline alıp) ona doğru ilerledi. Râvî devamla diyor ki, Peygamber'in (s.a.v.) o adama doğru sinerek ilerlemesine şu! anda da bakar gibiyim (hâlâ bütün caiıhlı-ğıyla gözlerinim Önünde canlanıyor)." [82]
Ebû Hüreyre (r.a.) dan yapılan rivayete göre, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'şöyle buyurmuştur: f'Eğer bir adam izin almadan sana (senin bulunduğun evin içine) bakar ve sende ona çakıl taşı atıp gözünü bıkarırsaıl, senin üzerine vebal ve günah söz konusu olmaz." [83]
Yine Ebû Hüreyre (r.a.) den yapılan bir rivayete göre, Peygamber fendimiz şöyle buyurmuştur: "Kim izinleri alınmaksızın bir e-yine bakıp gözetler (dikizler) se, artık onun gözünü lan o aileye helâl olur ve bundan dolayı ne diyet, ne de kısas gerekir. [84]
Müctehidlerin Görüş ve İstidlalleri
a) İmam Şafiî bu hadîslerin muktezasınca amel edilir diyerek, başkasının evini izinsiz gözetleyen kimsenin o ev sahibi gözünü çıkaracak!olursa kısas ve diyet gerekmiyeceğini belirtmiştir!
b) imam Mâlik bu görüş ve .içtihadın hilâfına bir görüş ortaya koyarak böyle bir gözetlemede adamın gözünü çıkaracak olurlarsa, kısas ve diyet gerekir demiştir. İlim adamlarından bir cemaat de bu görüştedir. Bunların delili, günahların misliyle defedilemiyeceği kaides-idir.
Oysa şâri'in izin verdiği bir hususta günah söz konusu olmaz. O bakımdan birincilerin görüş ve içtihadı daha isabetlidir diyenlerde vardır. Hadîsteki ifade, konunun önemini belirtmeye, ve işlenen günahın azametine dikkatleri çekmeye yöneliktir-şeklindeki yorum pek isabetli görülmemiştir.
696 no'lu Sehl hadîsi sahihtir... Bu, kapı.ve pencere deliklerinden başkasının evinin içini .gözlemenin haram olduğuna ve evdeki insanın buna mani olma hakkının bulunduğuna delâlet etmektedir. Ayrıca bir eve girmek isteyen kimsenin önce izin alması, müsaade istemesi gerekir. Bazıları bunun sünnet, bazıları da vacip olduğunu söylemiştir.
697 no'lu Enes hadîsi de sahihtir. Birinci hadîsi desteklemekte ve bakan kişiyi oradan defetmenin vacip olduğuna, hattâ gerekirse gözüne bir şey batırmanın caiz bulunduğuna delâlet etmektedir.
Ancak İmam Mâlik'in görüş ve içtihadı kanaatimce -daha isabetlidir. Zira âyet ve hadîslerde olayın vehametini, azametini, çok tehlikeli boyutlar doğuracağı, büyük günahlara sebeb olacağı, güven've huzuru sarsacağı anlatılırken bâzan mübalâğalı, bir anlatıma yer verilir. Meselâ yetmiş, yediyüz, bin, yüzbin... gibi rakamların kullanılması bu cümledendir;
Ancak bunu huy haline getirip komşu ve çevresindeki aileleri sık sık rahatsız eden adam hakkında hadîsin' zahiriyle amel etmekte bir sakınca olmadığı söylenebilir,
698 no'lu Ebû Hüreyre nadîsi de sahih olup istidlale salihtir. Başkasının evini dikizleyen, kapı ve pencere deliklerinden bakan kimsenin gözüne bir şey. batırmakta bir günah olmadığı belirtiliyor. Bu da böyle bir olaydan dolayı kısas ve diyet gerekmiyeceğine işarettir.
699 dipnotlu Ebû Hüreyre hadîsi ve buna ilâveten Ahmed ve Nesâî'nin tahrici yukarıdaki hadîsleri kuvvetlendirmekte ve bir müdahale neticesi bakan kişinin gözünün çıkarılması sabebiyle kısas ve diyet gerekmiyeceği açıklanmaktadır. [85]
Çıkarılan Hükümler
1- Birinin evinin'içine bakabilmek için ev sahibinden izin almak gerekir.
2- İzin almaksızın başkasının evine kapı ve pencerelerden bakmak haramdır, büyük günahlardan biridir.
3- Ev sahibi olanların, başkasının bakmasına fırsat vermemek için kapı ve penceresini mazbut ve deliksiz yapması vaciptir.
4- Başkasının evine kapı ve pencere deliklerinden bakıp içeride olup bitenleri gözeten kimsenin defedilmesinde ve gerekirse gözüne bir şey batırıp gözünün çıkarılmasında bir günah ve sakınca yoktur.
5- Bununla beraber bir olaya kapı açmaksızın onu savmakta da
bir sakınca görülmemiştir.
6- Olayda bir göz çıkarma vuku' bulunduğu taktirde fukahanın bazısına göre, kısas ve diyet uygulanmaz. [86]