- Kansere karşı yeni umut

Adsense kodları


Kansere karşı yeni umut

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Sun 20 November 2011, 09:37 am GMT +0200
Kansere karşı yeni umut!

Yıllardır kansere çare bulmak için gecesini gündüzüne katan bilim insanları yılanın başını daha küçükken ezmek için bir kanser aşısı üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırıyor.

Sağlıklı bir organizmada bağışıklık sistemi, vücuda potansiyel olarak zarar verebilecek bakteri, mantar, parazit ve virüs gibi birçok yabancı maddeye karşı koruma sağlar. Vücuda yabancı bir mikroorganizma girdiğinde vücudun bağışıklık sistemi bu mikroorganizmayı yüzeyindeki değişik yapılardan tanır. Böyle bir mikroorganizma tespit edildiğinde önce antikorlar tarafından çevrelenerek işaretlenir, ardından yutar hücreler tarafından yutularak zararsız hale getirilir.

Amsterdam'daki Kanser Enstitüsü'nden John Haanen gibi birçok araştırmacının hedefi, vücudumuzun hayat boyu sayısız defa uygulamaya koyduğu bu özel sistemi kanser tedavisinde kullanabilmek. Uzmanların hedefi, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerinin zararlı hücreler olduğunu tespit etmesini ve yok etmesini sağlamak. Zira kanser hücreleri, organizmanın kendi hücrelerinden oluştuğu için bağışıklık sistemi çoğu kez bu hücrelerin zararlı olduğunu tespit edemiyor.
 
John Haanen üzerinde çalıştıkları yöntem hakkında "Vücudu, kanser hücrelerinin yüzeyindeki değişik yapılarla karşılaştığında bağışıklık yanıtı vermesi için harekete geçirmeyi hedefliyoruz. Elbette en makbulu bağışıklık sisteminin, tümör hücrelerinin yaşamak için gereksindikleri kısımlarına saldırması. Hücre bu kısmından saldırıya maruz kaldığında hayatta kalamayacaktır " bilgisini veriyor.
 
Bağışıklık sistemine yol gösteriyorlar
 
Sadece kanser hücrelerinin yüzeyinde bulunan, özgün yapılar genellikle proteinlerden oluşuyor. John Haanen ve ekibi kanser hücrelerinin yüzeyindeki bu yapıları bağışıklık sistemine tanıtmak için, vücuda zararsız kanser proteinleri üretmesini sağlayacak bir nevi yapım kılavuzu olan DNA'lar enjekte ediyor. Bu işlem sonrasında hücreler kanser proteinleri üretiyor ve bu proteinleri çevre dokulara gönderiyor. Kanser proteinleri burada yabancı madde olarak tanımlanıyor ve bağışıklık sistemi bunlara karşı savunma mekanizmasını uygulamaya geçiriyor. Bu noktadan itibaren bağışıklık sistemi aynı proteinlere sahip kanser hücreleriyle karşılaştığında onlara da saldırmaya başlıyor.
 
Araştırmacılar bu işlemde plazmidleri kullanıyor. John Haanen henüz nasıl olduğunu çözemeseler de, vücuttaki hücrelerin plazmidleri kabul ettiğini ve içerdikleri genetik bilgileri protein üretmek için kullandıklarını belirtiyor. Haanen genetik bilgiler plazmidde kaldığı ve hücre çekirdeğine taşınmadığı için plazmidlerin kullanılmasının büyük avantajlar sağladığına işaret ediyor:

"Bu çok önemli bir faktör... Çünkü aksi halde hücre kansere neden olan özellikleri her bölünme sırasında diğer hücrelere de taşıyor. Bu yüzden bizim yöntemimiz, genetik bilgilerin virüsler yoluyla hücrelere taşındığı diğer yöntemlere göre çok daha güvenli. Zira virüsler söz konusu DNA’yı kalıcı olarak canlının genetik yapısına ekliyor."
 
Hayvanlar üzerinde başarı sağlandı
 
Plazmidler kullanılarak yapılan aşılama hayvanlar üzerindeki çalışmalarda başarılı sonuçlar elde etti. Henüz ileri seviyedeki kanser hastalarında tümörlerle mücadelede istenilen sonuçlara ulaşamamış olsalar da John Haanen yöntemden umutlu. Haanen "Bunun nedenini bilemiyoruz. İnsanlarda görülen kanser çok karmaşık bir yapıya sahip. Bazı tümörler çok uzun zamandan beri vücutta varlığını sürdürüyor ve bunlar bağışıklık sistemiyle mücadele edebilmek için kendi özel stratejilerini oluşturmuş durumda. Bağışıklık hücrelerini kendilerinden uzak tutmak için özel moleküller üretiyorlar ya da etraflarında bir mikroortam yaratarak onları engelliyorlar" açıklamasını yapıyor.