sumeyye
Tue 25 January 2011, 12:54 pm GMT +0200
2. Kanaat:
İkincisi kanaattir. Mal hırsı bazen nefse galebe çalar ve onun ta cevherine nüfuz eder. Bu durumda kişi, onu kalbinden çıkarmak ister ve bunu kolayca başarırsa, işte o kanaat sahibi demektir.
Kanaat, Allah Teâlâ'mn, nefsin aşırı arzusu olmaksızın rızık olarak verdiği nimetleri terketmek değildir. Nitekim bu manada Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:
"Zenginlik mal çokluğundan ibaret değildir. Gerçek zenginlik, gönül zenginliğidir.[934]
"Ya Hakimi Hakikaten şu mal yeşil ve tatlıdır. Dolayısıyla onu her kim gönül hoşluğu ile alırsa, o malda kendisine bereket verilir. Kim de ona göz dikerek alırsa o malda kendisine bereket verilmez ve o, yiyip yiyip de doymayan kimse gibi olur. Yüksek (veren) el, alçak (alan) elden hayırlıdır. [935]
"Göz dikmediğin ve istemediğin halde bu kabil maldan sana bir şey gelirse onu al. Böyle olmayan bir malı ise canın çekmesin. [936]
3. Cömertlik:
Üçüncüsü cömertliktir. Mal tutkusu, onu tutma sevgisi bazen kalbe hakim olur ve onu her bir tarafından kuşatır. Bu halde iken insan, infâka muktedir olur ve bir sıkıntı duymaz ise, işte o cömerttir.
Cömertlik, malı ziyan etmek değildir. Mal da, haddizatında kötü bir şey değildir; çünkü o, Allah Teâlâ'nm en büyük nimetlerinden biridir.
Bu konuda Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Cimrilikten sakının; çünkü cimrilik, sizden öncekileri helak
etmiştir. Onları aralarında kan dökmeye ve dokunmazlıklarını çiğnemeye sürüklemiştir. [937]
"Hasetlik (gıpta) ancak iki kişiye[938] karşı caizdir. [939]
Mal hakkındaki uyarısına, "Hiç hayır şer getirir mi?" denilince de şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz ki hayır ancak hayır getirir. Ama baharın yetiştirdiği her nebat ya öldürür, yahut ölüme yaklaştırır. Yalnız yeşillik yiyen hayvanlar müstesna.. [940]
"Kimin yanında fazla hayvan varsa, onu hayvanı olmayana versin! Kimin fazla azığı varsa, onu azığı olmayana versin!" Ravi diyor ki: "Mal çeşitlerinden o kadar çok şey saydı ki, hatta bir artan malda hiçbirimizin hakkı olmadığı düşüncesine vardık. [941]
Rasûlullah (s.a.), bu konuda aşırı bir teşvik yolu tutmuştu; çünkü cihaddaydılar, müslümanlar ihtiyaç içerisindeydi. Dolayısıyla bu emir, hem semahat, hem dinin yüceltilmesi, hem de müs-lümanların ihtiyaç yüzünden telef edilmemeleri gibi amaçlan birden içeriyordu. [942]
4. Kısa Emel:
Dördüncüsü kısa emelli olmaktır. İnsan, uzun yaşama arzusundadır ve bu yüzden ölümü sevmez. Yaşayamayacağı kadar uzun emele sahiptir. O, bu hal üzere öldüğünde, iştiyak duyduğu şeye karşı olan aşırı meyli sebebiyle azap görür, o arzusunu yakalayamaz.
Aslında ömür, kötü bir şey değildir; aksine Allah Teâlâ'mn bahşettiği en büyük nimetlerden biridir.
Bu konuda Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:
"Dünyada bir garip ya da yolcuymuş gibi ol!" Sonra Rasûlullah (s.a.), bir dikdörtgen şekli çizdi, bunun ortasından dışarı doğru uzanan uzunca bir çizgi çizdi. Bu ortadaki uzunca çizgiyle kesişen küçük çizgiler çizdi. Sonra şöyle buyurdu:
"Bu insandır, bu da onu dört bir tarafından kuşatan ecelidir.
Bu dışarı doğru uzanan çizgi, insanın emelidir. Bu onunla kesişen küçük çizgiler ise, karşılaştıkları engeller, belâ ve musibetlerdir. Eğer bu isabet etmezse şu isabet eder, Şu isabet etmezse Öteki isabet eder. (Sonunda da ecel onu yakalar). [943]
Rasûlullah (s.a.), lezzetleri alt üst eden ölümü çokça hatırlamak, kabir ziyaretinde bulunmak, akranların ölümünü düşünmek suretiyle bu hastalığı tedavi etmek istemiştir.
Bir başka hadiste de şöyle buyurmuştur:
"Biriniz ölümü temenni etmesin. O kendisine gelmeden önce, onun gelmesi için dua etmesin. Çünkü biriniz öldüğü zaman ameli kesilir. [944]
[934] Müslim, Zekât, 120.
[935] Müslim, Zekât, 96.
[936] Buhârî, Zekât, 51; Müslim, Zekât, 110.
Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/262.
[937] Müslim, Birr, 56.
[938] Malını infaktan çekinmeyen zengine ve gerçek ilim adamına. (Ç)
[939] Müslim, Müsâfırîn, 268.
[940] Müslim, Zekât, 122.
[941] Müslim, Lukata, 18.
[942] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/262-263.
[943] Buhârî, Rikâk, 3; İbn Mâce, Zühd, 3.
[944] Müslim, Zikir, 13.
Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/263-264.