hafiza aise
Sat 22 January 2011, 09:46 pm GMT +0200
KAMER SURESİ (54)
Bismillahirrahmanirrahim
54/1-2. Kıyamet saati yaklaşır, ay yarılır; onlar bir delil görünce hala yüz çevirirler ve: "Süregelen bir sihir" derler.
54/3. Yalanlarlar da kendi heveslerine uyarlar. Ama her işin karar kılacağı bir sonucu vardır.
54/4. And olsun ki, onları bu hallerinden vazgeçirecek nice haberler gelmiştir.
54/5. Bu haberlerin her birinde üstün hikmet vardır; ama uyarmalar fayda vermiyor.
54/6. Öyleyse onlardan yüz çevir; çağıran, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağırdığı gün;
54/7-8. Gözleri dalgın dalgın, çekirgeler gibi yayılmış, o çağırana koşarak kabirlerden çıkarlar. İnkarcılar: "Bu, zorlu bir gündür" derler.
54/9. Bu ortak koşanlardan önce Nuh milleti de yalanlamış, kulumuzu yalanlayarak: "Delidir" demişlerdi, yolu kesilmişti.
54/10. O da: "Ben yenildim, bana yardım et" diye Rabbine yalvarmıştı.
54/11. Biz de bunun üzerine gök kapılarını boşanan sularla açtık.
54/12. Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık; her iki su, takdir edilen bir ölçüye göre birleşti.
54/13-4. Onu, tahtadan yapılmış, mıhla çakılmış bir gemiye bindirdik; inkar edilmiş olan Nuh'a mükafat olarak verdiğimiz gemi nezaretimiz altında yüzüyordu.
54/15. And olsun ki Biz, o gemiyi bir ibret olarak bıraktık; öğüt alan yok mudur?
54/16. Benim azabım ve uyarmam nasılmış?
54/17. And olsun ki Kuran'ı, öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
54/18. Ad milleti peygamberini yalanlamıştı; Benim azabım ve uyarmam nasılmış?
54/19-20. Nitekim üzerlerine, insanları, sökülmüş hurma kütüğü gibi kopararak yere seren, dondurucu bir rüzgarı uğursuzluğu devam eden bir günde gönderdik.
54/21. Benim azabım ve uyarmam nasılmış?
54/22. And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?*
54/23. Semud milleti uyaran peygamberleri yalanladı.
54/24-25. "İçimizden bir insana mı uyacağız? O zaman biz sapıklık ve delilik etmiş oluruz. Kitap, aramızda, ona mı verilmiş? Hayır, o pek yalancı ve şımarığın biridir" dediler.
54/26. Yarın, kimin pek yalancı ve şımarık olduğunu bileceklerdir.
54/27. Doğrusu, onları denemek üzere dişi deveyi gönderen Biziz. Salih'e şöyle demiştik: "Onları gözetle ve sabret;
54/28. Onlara, sıralarına göre suyun kendileriyle o deve aralarında pay edilmiş olunduğunu söyle."
54/29. Ama bir arkadaşlarını çağırdılar, o da kılıcını alarak deveyi kesti.
54/30. Benim azabım ve uyarmam nasılmış?
54/31. Nitekim üzerlerine bir çığlık gönderdik de, ağılcıların kullandığı kurumuş ot gibi oldular.
54/32. And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
54/33. Lut milleti uyaran peygamberleri yalanladı.
54/34-35. Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar gönderdik. Ancak, Lut'un taraftarlarını, katımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. Şükredene işte böyle mükafat veririz.
54/36. Lut, and olsun ki, onları Bizim yakalamamızla uyarmıştı, ama onlar uyarmaları şüphe ile karşılayarak dinlemediler.
54/37. And olsun ki, onlar Lut'un konukları olan melekleri elde etmeye kalkıştılar, bunun üzerine gözlerini kör ettik. "Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın" dedik.
54/38. And olsun ki, sabah erken, önü alınmaz bir azap başlarına geldi.
54/39. "Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın" dedik.
54/40. And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?*
54/41. And olsun ki, Firavun erkanına uyaranlar geldi.
54/42. Mucizelerimizin hepsini yalanladılar. Bunun üzerine onları güç ve kuvvet sahibi olana yakışır bir şekilde yakaladık.
54/43. Sizin inkarcılarınız bunlardan daha mı üstündür? Yoksa Kitablarda size bir kurtuluş belgesi mi var?
54/44. Yoksa: "Biz öç alabilecek bir topluluğuz" mu diyorlar?
54/45. Toplulukları dağıtılacak, yüzgeri edileceklerdir.
54/46. Kıyamet onların azap ile vadedildikleri gündür. O ne korkunç, ne acı bir gündür!
54/47. Doğrusu suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.
54/48. Ateşe yüzüstü sürüldükleri gün, onlara: "Cehennemin dokunan azabını tadın" denir.
54/49. Şüphesiz Biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır.
54/50. Bizim buyruğumuz bir göz kırpması gibi anidir.
54/51. And olsun ki, benzerlerinizi yok etti, öğüt alan yok mudur?
54/52. İnsanların yaptıkları her şey kitablarda kayıtlıdır.
54/53. Küçük ve büyük, hepsi satır satırdır.
54/54-55. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, güçlü hükümdarın katında, yüksek bir derecede, cennetlerde ferahlık ve aydınlık içindedirler.*
Bismillahirrahmanirrahim
54/1-2. Kıyamet saati yaklaşır, ay yarılır; onlar bir delil görünce hala yüz çevirirler ve: "Süregelen bir sihir" derler.
54/3. Yalanlarlar da kendi heveslerine uyarlar. Ama her işin karar kılacağı bir sonucu vardır.
54/4. And olsun ki, onları bu hallerinden vazgeçirecek nice haberler gelmiştir.
54/5. Bu haberlerin her birinde üstün hikmet vardır; ama uyarmalar fayda vermiyor.
54/6. Öyleyse onlardan yüz çevir; çağıran, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağırdığı gün;
54/7-8. Gözleri dalgın dalgın, çekirgeler gibi yayılmış, o çağırana koşarak kabirlerden çıkarlar. İnkarcılar: "Bu, zorlu bir gündür" derler.
54/9. Bu ortak koşanlardan önce Nuh milleti de yalanlamış, kulumuzu yalanlayarak: "Delidir" demişlerdi, yolu kesilmişti.
54/10. O da: "Ben yenildim, bana yardım et" diye Rabbine yalvarmıştı.
54/11. Biz de bunun üzerine gök kapılarını boşanan sularla açtık.
54/12. Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık; her iki su, takdir edilen bir ölçüye göre birleşti.
54/13-4. Onu, tahtadan yapılmış, mıhla çakılmış bir gemiye bindirdik; inkar edilmiş olan Nuh'a mükafat olarak verdiğimiz gemi nezaretimiz altında yüzüyordu.
54/15. And olsun ki Biz, o gemiyi bir ibret olarak bıraktık; öğüt alan yok mudur?
54/16. Benim azabım ve uyarmam nasılmış?
54/17. And olsun ki Kuran'ı, öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
54/18. Ad milleti peygamberini yalanlamıştı; Benim azabım ve uyarmam nasılmış?
54/19-20. Nitekim üzerlerine, insanları, sökülmüş hurma kütüğü gibi kopararak yere seren, dondurucu bir rüzgarı uğursuzluğu devam eden bir günde gönderdik.
54/21. Benim azabım ve uyarmam nasılmış?
54/22. And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?*
54/23. Semud milleti uyaran peygamberleri yalanladı.
54/24-25. "İçimizden bir insana mı uyacağız? O zaman biz sapıklık ve delilik etmiş oluruz. Kitap, aramızda, ona mı verilmiş? Hayır, o pek yalancı ve şımarığın biridir" dediler.
54/26. Yarın, kimin pek yalancı ve şımarık olduğunu bileceklerdir.
54/27. Doğrusu, onları denemek üzere dişi deveyi gönderen Biziz. Salih'e şöyle demiştik: "Onları gözetle ve sabret;
54/28. Onlara, sıralarına göre suyun kendileriyle o deve aralarında pay edilmiş olunduğunu söyle."
54/29. Ama bir arkadaşlarını çağırdılar, o da kılıcını alarak deveyi kesti.
54/30. Benim azabım ve uyarmam nasılmış?
54/31. Nitekim üzerlerine bir çığlık gönderdik de, ağılcıların kullandığı kurumuş ot gibi oldular.
54/32. And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
54/33. Lut milleti uyaran peygamberleri yalanladı.
54/34-35. Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar gönderdik. Ancak, Lut'un taraftarlarını, katımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. Şükredene işte böyle mükafat veririz.
54/36. Lut, and olsun ki, onları Bizim yakalamamızla uyarmıştı, ama onlar uyarmaları şüphe ile karşılayarak dinlemediler.
54/37. And olsun ki, onlar Lut'un konukları olan melekleri elde etmeye kalkıştılar, bunun üzerine gözlerini kör ettik. "Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın" dedik.
54/38. And olsun ki, sabah erken, önü alınmaz bir azap başlarına geldi.
54/39. "Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın" dedik.
54/40. And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?*
54/41. And olsun ki, Firavun erkanına uyaranlar geldi.
54/42. Mucizelerimizin hepsini yalanladılar. Bunun üzerine onları güç ve kuvvet sahibi olana yakışır bir şekilde yakaladık.
54/43. Sizin inkarcılarınız bunlardan daha mı üstündür? Yoksa Kitablarda size bir kurtuluş belgesi mi var?
54/44. Yoksa: "Biz öç alabilecek bir topluluğuz" mu diyorlar?
54/45. Toplulukları dağıtılacak, yüzgeri edileceklerdir.
54/46. Kıyamet onların azap ile vadedildikleri gündür. O ne korkunç, ne acı bir gündür!
54/47. Doğrusu suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.
54/48. Ateşe yüzüstü sürüldükleri gün, onlara: "Cehennemin dokunan azabını tadın" denir.
54/49. Şüphesiz Biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır.
54/50. Bizim buyruğumuz bir göz kırpması gibi anidir.
54/51. And olsun ki, benzerlerinizi yok etti, öğüt alan yok mudur?
54/52. İnsanların yaptıkları her şey kitablarda kayıtlıdır.
54/53. Küçük ve büyük, hepsi satır satırdır.
54/54-55. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, güçlü hükümdarın katında, yüksek bir derecede, cennetlerde ferahlık ve aydınlık içindedirler.*