- Kalbim Gitme

Adsense kodları


Kalbim Gitme

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Wed 21 July 2010, 03:33 pm GMT +0200
Kalbİm Gİtme!!!

Kalbim, en kırılgan yanım!
Biliyorum, seni elden ele dolaştırılan bir gül gibi çok hırpaladım
Kanatları kırık bir kuş eyledim narin varlığını
Teli kopuk, mızrabı kırık bir sazsın şimdi Sessizliktir şimdi bahtına düşen
Sustun Dilini, kitabeni çözemedim Nakışlarındaki çizgilerin ince, derin mânâsına muttali olamadım Sendeki nazik nağmeyi keşfedemedim
Sesine-soluğuna ve canhıraş çığlıklarına sağır kaldım çığlığın yeri göğü kaplamışken yanından kayıtsız, vurdumduymaz biri gibi geçip gittim
Bazen başı öne eğik, eli böğründe sahipsiz bir çocuk oldun cami avlularında
Merhamet kokan ellerini uzatırken gelip geçenlere, gözlerinde yüzyıllık bir arzunun izleri vardı Kimi zaman da, özellikle daraldığın demlerde, daracık pencereli, loş ve rutubetli bir atmosferi olan küçücük bir hücrede hürriyeti özleyen bir mahkûmun hâletine büründün Mahkûm ettim seni karanlık, soğuk küf kokan taş duvarlara Ne gelenin vardı ne gidenin Sokakta oynayan çocukların bağrışları yalnızlığını çoğaltıyordu
Limandan ayrılan gemilerin düdükleri, gelip geçen trenlerin homurtuları, dalından düşen yaprakların hüzünlü hâli, sessiz gecelere düşen ayın şavkı bir daüssılaya dönüşüp hasreti bocalıyordu içine

Bir gülsün sen beden bahçesinde Soğuklar vurdu nazenin yapraklarına Rengin cazibesini yitirdi Kan kırmızı rengin göçüp gidince ardında sükûtun teslim aldığı bülbüller kaldı Vefasız rüzgârlar, sararmış yapraklarını gözlerden ırak kuytulara sürükleyip götürdü Kupkuru dallar, bir de avare bülbüller kaldı orta yerde Göğe doğru duaya durmuş dalların diliyle “Gitme kalbim!” diyemedim Konuştuğum kelimeler, sensiz ne kadar da samimiyetsiz ve kifâyetsiz Kokunun sinmediği, renginin değmediği kelimeler başını sokacak bir evi olmayan kimsesizler gibidir; dolanır dururlar orta yerde Kimse sahiplenmez onları Bekleyeni, arayanı, özleyeni yoktur onların Kanatlanan, filizlenen, dipdiri kelimelerin membaısın sen

Kalbim! Uzaklara gitmek istiyorsun Buraya ait değilsin Başka diyarların özlemi kuşatıyor seni Uzaklar, başka bir diyarın iklimi çekiyor seni, hissediyorum bunu Bir gemi ayrılınca limandan, bir tren hareket edince istasyondan kıpırdayışlarından anlıyorum bunu Yağmurlar dindiği zaman, kuşlar yorulduğu zaman, gün solduğu zaman ayaklanışından anlıyorum gitmek isteyişini Akıp giden bulutlara, kanat çırpan kelebeklere, uzanıp giden yollara bakışından anlıyorum gitmek isteyişini

Kalbim! çırpınan bir kuşsun sen içimde kıpır kıpır Gün geldi kanatlarını kırdım şimdi o hafif tüylerin yağıyor içime Kanayan bir kuşsun şimdi tenhalıktaGöğsümün kafesinde boğdum seni Marzîyâtının ne olduğunu bilemedim Bilemedim duadan kanatların olduğunu Seni diri tutanın, Allah’ın zikri olduğu bilemedim Meğer seni yatıştıran bu ilâhî zikirmiş Azığını bilemedim

Kalbim! Bu asırda öksüz kalışını anlıyorum senin Sahte şarkılar derdine derman olmuyor Sonsuzlukta yankılanacak nağmelerin meftunusun sen Bu fânî dünyanın aşkı dindiremez sonsuz hasretini çünkü Rahmân’ın arşısın sen



Recep özdemir