- Kadir gecesi hakikatini anlamak

Adsense kodları


Kadir gecesi hakikatini anlamak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
selsebil
Tue 15 September 2009, 02:33 am GMT +0200


Bismillahirrahmanirrahim

Aziz, sıddık kardeşlerim,


Evvelâ: Yarın gece (27. gece) Leyle-i Kadir olmak ihtimali çok kuvvetli olmasından, bir kısım müçtehidler o geceye Leyle-i Kadri tahsis etmişler. Hakikî olmasa da, madem ümmet o geceye o nazarla bakıyor, inşaallah hakikî hükmünde kabule mazhar olur. (Şualar sh.438)


Aziz, sıddık kardeşlerim,

Evvelâ: Hadîs-i şerifin sırrıyla Ramazan-ı Şerifin nısf-ı âhirinde, hususan aşr-ı âhirde, hususan tek gecelerde, hususan yirmi yedisinde, seksen küsur sene bir ibadet ömrünü kazandırabilen Leyle-i Kadirin ihyasına ve herbiriniz umum Nur talebeleriyle beraber, hususan bu biçare, çok kusurlu, hasta, zayıf kardeşinizi hissedar etmenizi ve herbirinizin dualarınızın binler mânevî âminlerin teyidiyle dergâh-ı İlâhîde kabul olmasını rahmet-i İlâhiyeden niyaz ediyoruz.
……

Umum kardeş ve hemşirelerimin mübarek Ramazan'larını ve umum gecelerini, mânevî Leyle-i Kadirlerini tebrik ile selâm ve dua ve dualarını rica ediyoruz. (Emirdağ L. Sh. 268)


Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvelâ: Bütün ruh u canımla mübarek Ramazanınızı tebrik ederim. Ve o mübarek şehirde ettiğiniz duaların, Cenab-ı Hak yanında makbul olmasını Erhamürrâhimînden niyâz ederim.

Saniyen: Bu seneki Ramazan-ı Şerif hem âlem-i İslam için, hem Risale-i Nur şakirtleri için gayet ehemmiyetli, pek çok kıymetlidir.

Risale-i Nur şakirtlerinin iştirâk-i âmâl-i uhreviye düstur-u esasiyeleri sırrınca, herbirisinin kazandığı miktar, herbir kardeşlerine aynı miktar defter-i âmâline geçmesi, o düsturun ve rahmet-i İlahiyenin muktezası olmak haysiyetiyle, Risale-i Nur dairesine sıdk ve ihlasla girenlerin kazançları pek azim ve küllîdir. Herbiri, binler hisse alır. İnşaallah, emval-i dünyeviyenin iştirâki gibi inkısam ve tecezzî etmeden, herbirisine, aynı amel defterine geçmesi, bir adamın getirdiği bir lâmba, binler aynaların herbirisine aynı lâmba inkısam etmeden girmesi gibidir.

Demek, Risale-i Nur'un sadık şakirtlerinden birisi leyle-i Kadrin hakikatini ve Ramazan'ın yüksek mertebesini kazansa, umum hakikî sadık şakirtler sahip ve hissedar olmak, vüs'at-i rahmet-i İlahiyeden çok kuvvetli ümitvârız. (Kastamonu L. Sh. 65)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:

EVVELÂ : İlk önce.
LEYLE-İ KADİR : Kadir Gecesi; Ramazan ayının son on günü içinde bulunan en hayırlı gece.
MÜÇTEHİD : İçtihâd eden, âyet ve hadisler başta olmak üzere diğer dinî delillerden hüküm çıkaran büyük İslâm âlimleri. İmam-ı âzam ve İmam-ı Şâfî gibi.
TAHSİS : Belli bir maksat için kullanma, bir kimse veya şey için ayırmak, birşeye özel kılma.
MAZHAR : Nâil olma, şereflenme, kavuşma, ortaya çıkma ve görünme yeri.
NISF-I ÂHİR : İkinci yarı. Son yarı.
AŞR-I ÂHİR : Son on gün.
İHYÂ : Diriltme, hayat verme.
TEYİD : Kuvvetlendirmek, desteklemek, sağlamlaştırmak, pekiştirme
DERGÂH-I İLÂHÎ : Allah'ın huzuru.
HEMŞÎRE : Kız kardeş.
MÜBÂREK : Bereketlenmiş, uğurlu, hayırlı.
ŞEHİR : Ay. Meşhur. Şeref ve şan sahibi. Alemlerce meşhur, Resul-ü Ekremin (A.S.M.) bir ismi.
MAKBUL : Kabul edilmiş olan, geçerli.
ERHAMÜ'R-RÂHİMÎN : Merhamet edenlerin en merhametlisi olan Allah.
NİYAZ : Yalvarma, yakarma, duâ.
SÂNİYEN : İkinci olarak.
RAMAZAN-I ŞERİF : Mübârek Ramazan.
ŞÂKİRT : Talebe, yardımcı.
İŞTİRÂK-İ A'MÂL-İ UHREVİYE : Âhirete âit işlerde mânen ortak olma, yani mü'minlerin birbirine duâ ederek, sevâbını bağışlayarak mânevî ortaklık kurmaları.
DÜSTUR-U ESÂSİYE : Temel kaide, prensip.
DEFTER-İ A'MÂL : İnsanların işlediği ve yaptığı şeylerin kaydedildiği defter; ameller defteri.
MUKTEZÂ : Gereken, lâzım gelen, îcap eden.
HAYSİYET : cihet, bakım.
SIDK : Doğruluk.
İHLÂS : Yapılan ibâdet ve işlerde hiçbir karşılık ve menfaati, hakîki ve esas gaye etmeyerek, yalnız ve yalnız Allah rızâsını esas maksat edinmek.
EMVÂL-İ DÜNYEVİYE : Dünyaya ait mallar.
İŞTİRAKÎ : Ortaklığa ait, ortaklıkla alâkalı.
İNKISAM : Kısımlara ayrılma, bölümler.
TECEZZÎ : Bölünme, parçalanma.
VÜS'AT-İ RAHMET-İ İLÂHİYE : Allah'ın rahmetinin büyüklüğü, genişliği.
ÜMİTVAR : Ümitli oluş, ümit etmek.